Kütahya Porselen, dünyanın en ünlü porselen markası olan (kralların sofrasına tabak çanak üreten) 130 yıllık Rosenthal markasını satın almak istiyor.
İstemekle olmuyor. Bu tür satın almalarda sadece “para” konuşulmuyor. Bu tür satın almalarda, pazarlık masasının etrafına sadece firmaların yetkilileri dizilmiyor. Satıcının ve alıcının temsilcisinin yanına, alıcı ve satıcının hükümetlerinin temsilcileri de oturuyor.
Şimdiye kadar pazarlık masasına Kütahya Porselen’in temsilcisi tek başına oturdu. Ama rakip alıcılar hükümetlerinin temsilcileriyle geldi. Satıcı adına Bavyera hükümetinin temsilcileri de masadaydı.
Kütahya Porselen’in sahibi Gürallar Şirketler Grubu tepe yöneticisi Nafi Güral’la konuştum.
“Niyetimiz ciddidir. Pazarlık masasında bizi de hükümetimiz yalnız bırakmasa iyi olur. Hükümetimizden para istemiyoruz. Hükümetimizin nefesi arkamızda olsun yeter” diyor.
Biz bu tür satın almalara yabancıyız. Şimdiye kadar bir örnek Ülker’in Godiva’yı satın alması. Acaba hükümet ülke yararına, Türk üreticilerinin küresel pazarlarda at koşturmasına imkân verecek satın almalarda girişimcinin nasıl yanında olabilir. Nasıl nefes verebilir?
TSKB görevlendirilebilir
Türkiye’de, şirket değerlendirmelerinde, satın almalarında ihtisas sahibi bir banka, Türkiye Sınai Kalkınma Bankası (TSKB) var. Hükümet ekonomi için önem taşıyan, Rosenthal’in satın alınması gibi işlemlerde bu bankayı görevlendirebilir. Bu bankanın umum müdür muavini seviyesinde bir temsilcisi, pazarlıklarda yatırımcıya “hükümet adına nefes” verebilir.
Nafi Günal’dan öğrendiğime göre, Rosenthal’in satın alınma hikâyesinin başlangıcı ve gelişmesi şöyle:
-Rosenthal iflas edince, Bavyera hükümeti, Almanya’daki porselen üreticilerini topluyor. Bu şirketi yaşatın, kurtarın diyor. Porselen üreticileri, “Şimdilerde Avrupa’da başarı çizgisini yakalamış bir Türk firması var. O da Kütahya Porselen. Rosenthal’i o kurtarabilir” cevabını veriyorlar.
- Bunun üzerine Bavyera hükümeti, Kütahya Porselen’i davet ediyor. Rosenthal fabrikasının kapatılmaması, işçilerinin çıkarılmaması şartıyla şirketi satmayı teklif ediyor.
- Şirketin varlıklarının gerçek değeri 119 milyon euro’nun üzerinde. Kütahya Porselen belki 10 milyon euro verse şirketi satın alabilecek ama... Eleman çıkarmadan üretimi sürdürürken şirketi kâra geçirebilmek için en az iki yıllık süreyi ve en az 20 milyon euro zararı göze almak gerekiyor.
Markalının fiyatı artıyor
- Şirketin iflasında kötü yönetimin payı büyük. Yöneticiler güçlerini ve işlerini koruma arayışında, Kütahya Porselen gibi işi bilen ve yönetime hâkim olacak bir firma yerine, porselen işini hiç bilmeyen İtalyan çatal-bıçak üreticisi Sambonet Padermo firmasını öne sürüyorlar.
- İtalyan hükümeti, Rosenthal gibi bir markayı bir İtalyan firmasının satın almasını ve markanın İtalyan bayrağıyla bütünleşmesini istediğinden, pazarlık masasında firma temsilcisinin yanına oturması ve pazarlıklara katılması için bir İtalyan hükümeti temsilcisini görevlendiriyor. Pazarlık masasında İtalyan hükümeti temsilcisi, Bavyera hükümeti temsilcisiyle hükümet olarak firmaya verilecek destekleri tartışıyor.
Nafi Gürel, “Her şeye rağmen biz ümitliyiz. Çünkü, Rosenthal’i yaşatabilecek, kâra geçirebilecek birikime, beceriye ve güce sahibiz. Bunu da Alman porselen üreticilerinin hepsi biliyor” diyor.
Rosenthal gibi bir markanın Kütahya Porselen tarafından alınmasının Türk ekonomisine ne yararı olur? Sayın okuyucularım, biliyor musunuz ki Türkiye’deki seramik fabrikalarının üretiminin büyük bölümü İtalya’ya markasız olarak ihraç ediliyor.
İtalyanlar onlara marka basarak tekrar bizim tüketicilerimize ve başka ülkelere 3-4 misli fiyatla satıyor. Marka işte o nedenle önemli. 130 yıllık hem de sektöründe bir numara olmuş marka çok çok önemli.