Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

İstanbul’da Vehbi Koç Vakfı’nın Sadberk Hanım Müzesi’nde “Ateşin Oyunu” adlı “İznik Çini ve Seramikleri” sergisi açıldı.
Büyükdere’de Sarıyer’e yakın, yol üzerindeki müzeye çoluk çocuk, mutlaka gidiniz ve hem bu güzel sergiyi hem de müzenin diğer bölümlerini geziniz.
Çok sayıda güzelliği bir arada görmek bir şans işi. Sadece güzellikleri görmekle kalmayacak, üzerinde yaşadığınız toprakların değerini daha iyi anlayacaksınız.
Sadberk Hanım Müzesi 1980 yılında kuruldu. 1988 yılında müze binasının yanındaki bina da satın alınarak, Sevgi Gönül Binası adı verilen bu binada Kocabaş Koleksiyonu arkeolojik eserleri sergilenmeye başlandı. Kocabaş Koleksiyonu 4 bini arkeolojik 7 bine yakın eserden oluşuyor. Müzede MÖ 5400 yılından MS 1923 yılına kadar üzerinde yaşadığımız toprakların kültürünü yansıtan 18 bine yakın eser var.
Paleolitik (Yontma Taş) Çağı’ndan sonra gelen Neolitik Çağ (MÖ 5400-4750) insanoğlunun göçebelik ve toplayıcılıktan, üreticilik ve yerleşik yaşam düzeyine geçtiği dönemdir.

Ömer Koç’un koleksiyonu
Bu dönemde şimdi üzerinde yaşadığımız topraklarda, Diyarbakır (Çayönü), Şanlıurfa (Nevali Cori), Adıyaman (Gritille), Konya (Çatalhöyük) ve Burdur’da (Hacılar) yaşayanların neler ürettiklerini, nasıl bir yaşamları olduğunu görünüz.
Gelelim müzedeki İznik Çini ve Seramikleri Sergisi’ne... Müzeye ait 120 parçayla Ömer Koç’un özel koleksiyonundan seçilen 210 parça eser öyle güzel sergileniyor ki, izleyenler İznik’teki çini sanatının gelişimi kronolojik bir düzende görebiliyor. İznik’te beyaz hamurlu seramiğin 5 evresi var. İznik’teki çini atölyeleri kapanınca, padişahlar 1719 yılında İznikli ustaları İstanbul’a getirtmiş. Ama İstanbul’da İznik sanatının sürdürülmesi mümkün olamamış. Avrupa’da bazı sanatçılar 19’uncu yüzyılda İznik çinileri benzerini yapmaya çalışmış. Ama başaramamış.
Ömer Koç’un koleksiyonu sayesinde, İznik’teki sanatkarların değişik evrelerdeki hamur, renk, tasarım ve çizim farklarını izlemek, Avrupalıların İznik çinisine benzer eserlerini görmek mümkün olabiliyor.

Akbaygil eskiyi yaşatıyor
Sadberk Hanım müzesi tertemiz, pırıl pırıl bir müze. Sanat tarihçisi Hülya Bilgi müzenin müdürlüğünü yapıyor. Müze görevlilerinden sanat tarihçisi Lale Görünür’ün ilgisiyle İznik Çini ve Seramikleri isimli küçük kitaptan bir kopya satın alabildik (30 TL). 128 sayfalık bu kitapta İznik çinileri hakkında geniş bilgi var. 510 sayfalık büyük boy sergi kataloğu ise Türkçe “Ateşin Oyunu” ve İngilizce “Dance of Fire” adıyla yayınlanmış.
Çarşamba günleri dışında müze her gün açık. Giriş ücreti tam 7 TL, öğrencilere 2 TL.
İznik Çini ve Seramikleri’nden söz ederken Prof. Dr. Işıl Akbaygil’in çabasını hatırlatmamak olamaz. Prof. Dr. Işıl Akbaygil 1993 yılında bir kısaca İznik Vakfı diye adlandırılan İznik Eğitim ve Öğretim Vakfı’nı kurdu. 300 yıl toprak altında kalan İznik çini sanatını canlandırdı. 300 yıl öncenin çini hamurunu, sırlama ve pişirme tekniklerini yaşatıyor. İznik’te vakıfa ait bir üretim birimi var. Genç kızlar 300 yıl öncesinin tekniğiyle çini hazırlıyor.