Boston
Boston’da havalar ısınamamış... Şehrin ortasındaki Copley Plaza’nın önünden geçen yolun kenarına sıra sıra dizilmiş TV nakil araçları dikkatimizi çekti. O yana doğru yürüdük. Nakil araçlarının öte yanında büyük bir kalabalık vardı. Genci, yaşlısı yerlere bırakılmış çiçekleri, yazıları, oyuncakları, eşyaları seyrediyordu.
Öğrendik ki bu alan Boston Maratonu sırasında patlatılan bomba ile ölenlerin ve yaralananların bulunduğu alan imiş. Yirmi gün önce gerçekleşen terör olayında ölenleri ve yaralananları anmak için toplananların sayısının fazlalığını normaldi de, sayıları onu geçen değişik TV kanallarına ait yayın araçlarının hâlâ yok kenarında neden beklediğini anlamak imkansızdı. Her aracın önünde yayın personelleri, sandalyeleri dizmişler, boş gözlerle etrafa bakınıyorlardı.
Terör (Hiçbir ülkenin, şehrin, ailenin ve insanın başına gelmesin) günümüzün en büyük belası. Yirmi gün geçmesine rağmen Boston’da olan bitenin hüznü sokaktaki insanların yüzlerinde görülüyor. Terör hüznü bir bulut gibi şehrin üzerine çökmüş.
Halbuki şu günler yılın en coşkulu olması gereken günleri. Çünkü yılın bu günleri üniversitelerin mezuniyet törenlerinin yapıldığı günler. Her gün birkaç üniversitede mezuniyet töreni var.
Çocuklarının mezuniyet töreni için şehre gelen aileler, tören sonu çocukları ile sokaklara dökülüyor. Çocuklar üzerlerinde mezuniyet cübbeleri, başlarında kepleri, kollarının altında diplomaları, aileleri ile birlikte sokaklarda dolaşıyor.