Olayların içinden TÜSİAD raporunda çok sayıda istek var ama, raporun en önemli bölümü Merkez Bankası'nın para politikasını gevşetmesinin istenildiği bölüm. Deniliyor ki, "Piyasa kurudu. Piyasada para yok. Merkez Bankası piyasaya biraz para salsın. Korkmayın. Enflasyon biraz daha yavaş gerilese de bir şey olmaz. Büyüme hızlanır. İstihdam imkânı artar. Piyasa canlanır. Yeter ki, Maliye sıkı dursun. Kamu harcamalarını artırmasın."Bilindiği gibi, uygulanan IMF destekli istikrar programının esası, sıkı para ve maliye politikasıyla iç talebin ve fiyatların kontrol altına alınması ve sonuç olarak yüzde 4 oranında bir enflasyon hedefine ulaşılmasıdır. Sıkı maliye politikası demek, denk (veya hazmedilebilir büyüklükte açığı olan) bir bütçe demektir. Yıl içinde ödenek artışlarıyla bütçe açığını büyütülmemesi demektir.Sıkı para politikası ise, Merkez Bankası'nın ekonomideki parasal büyüklüğü kontrol etmesi, parasal büyüklüğü dizginleyerek talep artışını önlemesi demektir. Arzuhan Doğan Yalçındağ başkanlığındaki TÜSİAD heyetinin Başbakan Erdoğan'a sunduğu raporla ilgili haberler, terördeki tırmanış nedeniyle dikkatlerden kaçtı. Bugüne kadar sıkı para politikası ve maliye politikası birlikte gündeme gelirken, acaba ne oldu da TÜSİAD, Başbakan'a (1) Para politikasını biraz gevşetin, (2)Maliye politikasını biraz daha sıkın önerisiyle gitti?TÜSİAD raporunda deniliyor ki, (1) Enflasyonun aşağıya çekilmesi hedefinden vazgeçilmesin. Enflasyon aşağıya çekilsin ama pat diye yüzde 4 hedefine ulaşılacak diye telaşa gerek yok. Yavaş yavaş gidilsin. (2) Bunun için de Merkez Bankası parayı sıkmaktan vazgeçsin. Piyasadaki parasal büyüklük artırılsın (3) Merkez Bankası piyasadaki parasal büyüklüğü artırsın ki, kuruyan piyasa canlansın. Parasal büyüklük artsın ki, insanların cebine para girsin. İnsanlar para harcasın. Talep artsın. Talep artınca yatırım, üretim tırmanışa geçsin. Yatırım üretim tırmanışa geçsin ki, insanlara yeni iş kapıları açılsın."TÜSİAD'ın sıkı para politikasından söz ederken ne demek istediğini TÜSİAD Genel Sekreteri (Merkez Bankası eski uzmanlarından) Halük Tükel'e sordum. Bana bu yazının altındaki tabloyu gönderdi. Acaba ne oldu? Merkez Bankası'nın M1 denilen bir para arzı büyüklüğü vardır. M1 tanımı (1) Dolaşımdaki para ile (2) Yerli ve yabancı vadesiz mevduat toplamından oluşur. Para arzındaki yıllık değişimden, o yılın enflasyonu düşüldüğünde, yıllık "reel para arzı" değişim oranı elde edilir. 2007 yılında yıllık reel para arzı değişim oranının sıfırın altına (hatta yüzde -10 seviyesine) düşmesi, piyasanın kurumasının göstergesi sayılıyor.Maliye harcamaları kısar, gider kalemi küçülür, vergileri artırır, çok varlık satarsa gelir kalemi büyür. Maliye politikası sıkılır.İyi de Merkez Bankası parasal büyüklüğü nasıl gevşetecek? (1) Piyasadan daha çok döviz satın alır. Döviz satın alırken piyasaya saldığı YTL'leri toplamaz. Piyasada bırakır. Piyasadaki parasal büyüklük artar. (2) TÜSİAD Genel Sekreteri Haluk Tükel'den öğrendiğime göre, TÜSİAD'ın önerisi başka. Merkez Bankası haftalık hesap özetine göre bankanın piyasaya saldığı para 52.8 milyar YTL. Fakat banka bunun 11.5 milyar YTL'sini açık piyasa işlemiyle (kâğıt satarak) piyasadan çektiği için, piyasada kalan para sadece 39.3 milyar YTL. TÜSİAD raporuyla önerilen, Merkez Bankası'nın sattığı kâğıtları geri alarak piyasadaki parasal büyüklüğü artırması. Piyasadaki para az guras@milliyet.com.tr