Vangel Gırcalı gomalak cilası yapar. Dolapdere'de bir otomobil tamirhanesinin üzerinde, tek odada mobilya cilalar. Fırsat buldukça dükkanına gider, çayını içerim. Cilaladığı eski dönemlerde yapılmış güzel ahşap eşyaları görmekten hoşlanırım.
Vangel Usta'nın babası da cilacı imiş. Paskal Gırcali yıllarca Kürkçühan'da cilacılık yapmış. Vangel babasının yanında işe başlamış. Tepebaşı'nda dükkanı olan meşhur mobilyacı Vangel'in yanında kalfa olmuş. Vangel, Yunanistan'a göç edince de otuz yıl önce kendi dükkanını açmış.
Vangel Usta'nın cilada kullandığı gomalak maddesi alkolde eriyen hayvani bir reçinedir. Hindistan ve çevresindeki ülkelerde yetişen ağaç türlerinde yaşayan "coccus lacca" adı verilen bir böceğin dallar üzerinde bıraktığı salgının arıtılıp, kloroform ile eritilmesi sonucu ticari hale gelir. Pul puldur. İspirtonun içinde erir. Eridiğinde kloroform ve ispirto kokusu insanın içini bayıltır.
Şimdilerde gomalak cilası unutuldu. Çünkü gomalak cilası zor iştir. Önce eski cilayı kazıyacaksınız. Sonra ahşabı ince zımpara ile dümdüz yapacaksınız. Sonra gomalak denilen pul pul bir maddeyi, tuvalet ispirtosu içinde eriteceksiniz. Sonra tülbent bezini yumak haline getirip, elinizle mobilyayı cilalayacaksınız. Eğer baştan savmacı iseniz, cilanın içine boya katarsınız. Hatalar görünmez. kendinize güveniyorsanız, saf gomalak ile cila yaparsınız. Gomalak ve ispirto kokusu ciğerinizi, cilanın kendisi ellerinizi rezil eder.
Bunun için günümüzde gomalak cilası yapan kalmadı. Şimdi "fıs fıs vernik cila" var. Hazır sentetik vernik cilalar püskürtme makinesine dolduruluyor. Püskürtme makinesi hava kompresörüne bağlanıyor.
Fıısssss diye, sıkılıyor. Mobilyanın üzeri sentetik bir madde ile kaplanıyor. Günümüzde ne yazık ki gomalak cila ile fıs fıs verniğin farkını, gomalak cilanın zevkini anlayanların sayısı azaldı.
İstanbul'da yaşayan mobilyaya meraklı ailelerin çoğu Vangel Usta'yı tanır. Yaptığı iş çok iyidir. Güler yüzlüdür. Kanaatkardır. Bu nedenle çevresi geniştir. Tanıdığımdan bu yana Vangel Usta'nın "İşler çok, müşterilere yetişemiyorum. Onu bunu gücendirmekten korkuyorum" şeklindeki yakınmalarını dinlemekten bıktım!
Uzun zamandır Vangel Usta'nın dükkanına uğramamıştım. Geçen gün çayını içeyim dedim... Baktım dükkan bomboş... Vangel Usta tek başına oturmuş gazete okuyor.
"- N'oldu usta taşınıyor musun?" diyecek oldum... Anlattı: "- İnanılmaz şekilde işler durdu... Yılbaşından bu yana telefon başında bekliyorum. Allah için tek bir müşteri aramıyor. Niyazi Usta'nın yeğeni Süleyman yüzde 20 ile yanımda çalışıyordu. İşsizlikten sıkıldı... Yirmi altı yaşındaki çocuk şimdi sokaklarda... Benim çay, kahve, gazete paramı sayma. Dükkanın 180 milyon lira kira parası var... Üç aydır cepten ödüyorum. Otuz yıllık meslek hayatımda bu kadar işsiz kalmadım... Bir yerde şoförlük falan bulsam, vakit geçiririm diye düşünüyorum..."
Şaşırdım... Vangel Usta'ya gomalak cila yaptıranlar orta ve üst gelir grubundaki aileler. Onların da mı parası bitti? Onlar da mı fakirleşti? Vangel Usta kendine göre işlerin durmasının nedenini şöyle açıklıyor: "- Önce deprem oldu. İnsanların morali bozuldu... Nasıl olsa deprem ile her şey yok oluyor diyerek cila bile yaptırmaz oldu. Derken faizler düştü. İnsanlar paralarını ne yapacağını şaşırdı. Paraların üzerine yattı. Dolapdere'de kimse iş yapamıyor. Tamirhanelere otomobil gelmiyor. Döşemeciler müşteri bekliyor. Birisine bir iş düşerse boş kalmış görünmemek, hem kendini ve de görenleri kandırmak için bir günlük işi bir haftaya yayıp, vakit geçiriyor."
Vangel Usta'nın dükkanından çıktım... Dolapdere Caddesi'nden aşağı doğru yürüdüm. Otomobil tamirhanelerinde çalışanlar yol kenarına sandalyeleri dizmiş, müşteri bekliyordu.
(Açıklama: Sayın okuyucularıma Vangel Usta'nın durumu ile ilgili bir açıklama yapmak zorundayım:
- Ekonomi denilen şey "makro" ve "mikro" ekonomi diye ikiye ayrılır. "Makro ekonomi" basit anlatım ile ülkenin temel dengelerini, "mikro ekonomi" ise halkın durumunu yansıtır. Kısa sürede makro ve mikro ekonominin iyiliği, kötülüğü birbiriyle çelişebilir. Kısa sürede halk sıkıntıya düşer ama ülkenin temel ekonomik dengeleri yerine oturabilir. İşte Türkiye'de bunu yaşıyoruz. Döviz durumu iyi, enflasyon düşüyor, ekonomi düzelme yolunda ama, mikro ekonomide sorunlar var. Şirketler, halk durumdan şikayetçi. Her şeyin yerli yerine oturması zaman alacak.
- İşte bunun içindir ki, "Hani ekonomi iyiye gidiyordu. O halde Vangel Usta neden şikayetçi?" diye sormayınız.)
Yazara E-Posta: guras@milliyet.com.tr