Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, önceki gün şehrin siluetini bozan Zeytinburnu’ndaki “OnaltıDokuz” isimli kulelerle ilgili tepkisini dile getirdi. “Sahibiyle konuştum. Tıraşlayın dedim. Ama bir şey yapmadılar. O yüzden çok kırıldım. Konuşmuyorum. Benim her yapılandan haberimin olması mümkün değil. Benin gözüm kulağım olun, belediye başkanlarını ve beni uyarın” dedi.
İstanbul’da yaşayan saf ve bakir bir Türk vatandaşı olarak, bu gazetenin bu köşesinde 18 Eylül 2011 tarihinde “Prost’un Altın Kuralı’nı 3 bina bozuyor. Bundan sonra yol olacak” başlığı altında belediye başkanlarını ve Recep Tayyip Erdoğan’ı uyarmaya çalışmıştım... Çalışmıştım ama... Uyarımı herhalde duyan (okuyan) olmadı.
Henri Prost’un Altın Kuralı’na göre, İstanbul’da tarihi yarımadanın her yönden görünüşünü, özellikle emsalsiz siluetini korumak gerekir.
Tarihi Yarımada’yı benzersiz kılan önemli camiler olan Süleymaniye, Sultanahmet, Beyazıt camileri ile Ayasofya’nın zeminleri (inşa edildikleri alan) denizden yaklaşık 40 metre yüksekliktedir.

Gökdelenler minarelerle yarışıyor
Bu gerçek göz önünde tutularak İstanbul’un tarihi görüntüsünü korumak için, tarihi yarımada da çatısı denizden 52.5 metreyi geçen yapılar yapılamaz. Böyle olmalıdır ki yeni binalar, camileri kapatmasın. Camiler ve minareleriyle yarışmasın.
Bu altın kuralı koyan Prost (1874-1959) Fransız bir mimar ve şehircilik uzmanıdır. Atatürk’ün daveti ile Türkiye’ye geldi. İstanbul’un geleceğini korumak için İstanbul’un planını yaptı. Bu plan 1939 yılında onaylandı. Prost’un planı, önerileri uzun yıllar uygulandı.
Geliniz görünüz ki, 2011 yılında Zeytinburnu’nda inşasına izin verilen 81-96-108 metre yükseklikte 3 bina, Sultanahmet Camii’nin arkasından yükseldi. Şimdi bu 3 bina Sultanahmet Camii’nin görkemli 6 minaresi ile yarışıyor. Sultanahmet’in kubbesinin tepesine çökmüş durumda.

Yazdık da ne oldu (Prost’un Altın Kuralı nasıl bozuldu)
Suç yapanda mı, yaptıranda mı?
Bu noktadan sonra suç yapanda mı, yaptıranda mı diye tartışmanın yararı yok. Çünkü binalar tamamlanmış.
İş işten geçmiş. Şen olasın Halep şehri... Yol açıldığına göre bundan sonra benzeri gökdelenlere hazır olalım. Tarihi yarımadanın o güzelim görüntüsüne veda edelim.
(Gelecek ramazanda mahya, Sultanahmet Camii’nin minareleri arasında değil de, minarelerin arkasından yükselen 3 binanın arasına kurulur!)
Ünlü mimarımız Doğan Tekeli, “Yetmiş yıl korunan Prost’un Altın Kuralı’nın çiğnenmesi ve İstanbul’un dünyada eşi olmayan, iç titreten muhteşem siluetinin bozulması cinayettir” diyor.
Doğan Tekeli bir konuya daha dikkat çekiyor. Deniz geçişinde İstanbul’un sembolü, tarihi yarımadada yükselen camiler ve minareleridir. Bu görkemli görüntünün etkinliğini sürdürmek için Kadıköy yakasında denizin kenarında, yüksek binaların inşasına izin verilmemesi gerekir. Kadıköy sahillerinde yapılacak yüksek binalar tarihi yarımadadaki minarelerle rekabete girer ise, camilerin görkemi gölgelenir.