Güngör Uras

Güngör Uras

guras@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


Ebru Kantaşı 1991 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi'nden mezun oldu. Bir süre üniversitede asistanlık yaptı. Bir süre Belçika'da çalıştı. 1996 yılında Devlet Hava Meydanları İşletmesi'nin İstanbul'da yapılacak yeni havaalanı binası için açtığı yarışmaya, Brüksel Havaalanı'nı işleten firma ve de bir İngiliz mühendislik firmasının danışmanlığı ile katıldı. Bir mimar olarak çizdiği bu ilk ciddi proje ile 6 yarışmacı arasında birinci seçildi. Bu kızımız, projeyi çizdiğinde, henüz 26 yaşında idi.
Devlet Hava Meydanları İşletmesi, Ebru'nun projesi ile yapılacak yeni binayı "yap - işlet - devret" modeli ile ihaleye çıkardı. İhaleyi Doğramacı'nın Tepe Grubu, Viyana Havaalanı'nı işleten VİE grubu ve Türk Akfen firmasının oluşturduğu konsorsiyum kazandı.
Yapımcılar 1998 Şubat ayında temel attı. Dış hatlara hizmet verecek binalar 2000 yılı Ocak ayında hizmete açılacak.
Binaları yapan konsorsiyum bu iş için 310 milyon dolar para buldu ve harcadı. Devletten bir kuruş para çıkmadı. Binaları yapan konsorsiyum, binaları ve garajı 2004 Mayıs ayına kadar işletecek. Harcadığı parayı bu 4 yılda işletme hizmeti karşılığı toplayacağı paralarla karşılayacak. Tüm binaları ve garajı olduğu gibi 2004 Mayıs ayında Devlet Hava Meydanları'na bedava devredecek. İşte "yap - işlet - devret" modeli denilen model bu.
Eski dış hatlar binası rahmetli mimar Hayati Tabanlıoğlu'nun eseri idi. 4 blokta 20 milyon yolcu için çizilmiş, sadece 5 milyonluk birinci bloğu yapılmıştı. Her nedense diğer blokların yapımından vazgeçilip yeni bir proje arayışına girildi.
Yeni proje 14 milyon yolcuya hizmet vermeyi amaçlıyor. İleride eklemelerle yolcu kapasitesi 25 milyona çıkarılabilecek.
Yolcu binasının kapalı alanı 373 dönüm araziyi kaplıyor. Kaba anlatım ile 5 futbol sahası büyüklüğünde kapalı alanı var. Yolcu salonuna ek kapalı garajlar 7 bin aracı alabilecek büyüklükte. Yeni binaya aynı anda 18 uçak yanaşıp, körük ile bağlanabilecek. Saatte 10 bin adet yolcu bagajı indirilip bindirilebilecek.
Yeni bina, Avrupa çizgilerini taşıyor. Avrupa'daki en yeni havaalanı yolcu binalarından farkı yok.
Havaalanlarının ülkeye uçakla ilk defa gelenleri etkileme gücü çok önemli. Yolcunun herhangi bir ülkeye, herhangi bir yolcu salonuna değil, İstanbul'a, Roma'ya, Londra'ya geldiğini yaşaması, binadan etkilenmesi gerekli. İstanbul Havaalanı yolcu salonunun ne abartılı şark çizgileri taşıması ve ne de bir Batı şehrinin havaalanı görüntüsü vermesi istenir. "Hahhhh... İşte burası İstanbul... Bak işte İstanbul'a geldiğimiz daha havaalanından anlaşılıyor" dedirtmesi beklenir. Yeni binanın tenkit edilen yanı çizgilerin Türkiye'yi ve İstanbul'u yansıtmaması. Bunun Türkiye'de farklı bir örneği var. Mimar Doğan Tekeli'nin çizimi ile Antalya'da yapılan ve ileride yolcu kapasitesi 40 milyona kadar çıkarılabilecek olan 7 milyon yolcu kapasiteli Antalya yeni dış hatlar yolcu binası bu düşünceden yola çıkılarak yapıldı. Yabancı ülkelerden gelen yolcu, binaya girdiğinde sadece Türkiye'ye değil, Antalya yöresine geldiğini de hissedebiliyor. Binanın mimari çizimi yolcuya bu havayı veriyor.
Her şey bir yana bu ülkede güzel şeyler de oluyor... İşte 26 yaşında genç bir kızımız koskoca havaalanı binasının çizimini yapabiliyor. Bir müteşebbis grup 4 yıllık işletme geliri karşılığı bu binayı yapmaya talip olup 2 yıldan kısa sürede koskoca binayı yoktan var edebiliyor. Bunlar güzel şeyler.