Yapmak ve yaptığını anlatmak

7 Mayıs 2020

Bizim milli hasletlerimiz kâğıda dökülecek olsa, içinde “yaptığıyla övünmek” yer almaz. Ama dünya bizim hasletlerimize uygun bir tutum ve davranışla yönetilmiyor. Tam tersine, bugün dünyaya kendilerine göre şekil verenler ve onların medyası, gerçeği kendilerine göre yontarak, abartarak ve kendilerinden olanı parlatarak yaşamaya ayarlanmış vaziyetteler.

ABD’nin önde gelen gazetelerinden biri olan New York Times, 2000’lerin başından beri bariz bir Türkiye aleyhtarlığı gösteriyor. Gazetenin İstanbul’da sürekli bürosu var; bu büroda epeydir daha önce çalıştığı televizyon kanalı terör bağlantısı yüzünden mahkeme kararıyla kapılmış olan bir şahıs da görevli. Hatırlayacaksınız, bu gazete Kovid-19 salgınının ilk günlerinde, İstanbul’u, hastaların sokaklarda süründüğü bir görselle yansıtmaya çalışmış, fotoğrafın Türkiye’den değil, başka bir ülkeden alındığı yüzüne vurulunca, bunu düzeltmek zorunda kalmıştı. Gazetenin sabıka kaydı çok gerilere de gider;

Yazının Devamı

General Flynn’e komplo

4 Mayıs 2020

Hatırlıyor olmalısınız: Donald Trump’ın başkan adaylığını açıkladığı ilk günden itibaren yanında bulunan ve ona ulusal ve uluslararası güvenlik konusunda danışmanlık yapan kişilerin başında emekli Korgeneral Michael Flynn vardı. Trump’ın başkan adayı olarak sergilediği gayri ciddî tutumu ve hatta geçmişinden gelen “seçilemezlik” algısını bu eski askerin yoğun hizmet geçmişi değiştiriyordu. ABD’nin terörizme karşı savaş stratejisinin oluşturulmasında önemli payı olan Flynn, kendisinden sonra bu stratejiye eklenen İslam düşmanlığı ögesini de açıkça kınamasıyla tanınıyordu.

Flynn, Savunma Bakanlığı Haberalma Dairesi Başkanı olarak hizmet etmiş, 2014’de emekli olduktan sonra da çeşitli ülkelere danışmanlık yapmıştı. Türkiye de bu ülkelerden biriydi; Trump’ın seçim kampanyasına katıldığında Türkiye açısından sevinçle karşılanmış, bazı ülkeler ise hüsrana yol açmıştı. Bu sırada Fetulahçı terör örgütü mensuplarının da örtülü-açık saldırılarına hedef olmuştu.

Fl

Yazının Devamı

Normalleşme

30 Nisan 2020

Dünya ekonomisi 90 gündür duruyor. Otomobil satışları yok, otomotiv endüstrisi çalışmıyor. Petrol rafinerileri benzin, mazot satamadığı için, bir süre önce, kendilerinden akaryakıt alacak olanlara üste ödeme yaptılar! Küçük bir bölgedeki süt üreticilerini düşünün; günümüzde en büyük süt tüketicileri olan okullar kapalı. Ama süt inekleri süt vermeye, yem tüketmeye devam ediyorlar. Lokantalar et ve sebze almıyor. Besiciler ellerindeki sığırı, tavuğu beslemeye devam ediyorlar.

Özetle, ekonomi denen çark dönmek zorunda; halkın ikinci bir salgınla karşılaşmasına sebep olmadan, belirli bir program çerçevesinde bu çarkı çevirmek için hazırlık yapmak gerekir.

Sabahları okulun köşesindeki poğaça, börek satan arabalı camekânlar arasında erken açma mücadelesi olurdu; en erken açan sen olmalısın, ama o optimum erkenin ölçüsünü de tutturmalısın. Muhtemel müşterilerden çok daha önce gelip börekleri

Yazının Devamı

Savaş Yönetimi

27 Nisan 2020

Çok farklı kaynakların tek bir amaca yönlendirilmesini gerektiren her savaş sadece bir şey gerektirir: Etkin merkezî yönetim.

AB ülkelerini Korona Virüs ile mücadeleleri açısından ele alan bir Avrupa Parlamentosu raporunda, üye ülkelere verilen not, kocaman bir sıfır; Almanya hariç.

AB, virüsle mücadeleyi dört kriter çerçevesinde değerlendiriyor:

1- Virüsün yayılmasını sınırlama

2- Tıbbî teçhizat ikmalini teminat altına alma

3- Tedavi ve aşı için teşvik sağlama ve

4- İstihdamı, firmaların hayatiyetini ve ekonominin canlı tutulmasını temin etme.

AB’nin olağanüstü bir durum karşısında kendi içinde ve dışarıya karşı eşgüdümü sağlama çabasının da değerlendirildiği raporda, ülkelerin kendi içlerindeki ve aralarındaki çabalarında ciddi eksiklikler görüldüğü kaydediliyor. Sebepleri olarak birçok düzensizlik sayılıyor ve en büyük kusur olarak “eşgüdüm yokluğu” belirtiliyor. Tabii, “ülkelerin kendi içlerinde ve aralarındaki koordinasyo

Yazının Devamı

Akıllar piyasaya çıkmış...

23 Nisan 2020

ABD, İngiltere, Fransa ve hatta Çin! Bu ülkeler bir salgına, küresel bir salgına bundan daha kötü siyasetçilerle yakalana- mazlardı. Trump, başında salgını ciddiye almadığı gibi, alsaydı bile sorumlu bir devlet adamı ciddiyetiyle önlemler alamayacağını da kanıtladı. Etrafındaki yetişkinler işin ciddiyetini anlayıp, Trump’ı “savaş yetkilerinden” haberdar edip, firmalara, “Otomobil yapmayı durdur, onun yerine tank yap” tarzı emirler verebileceğini öğrettikten sonra da koca dört hafta geçti. ABD’de hâlâ solunum makinesi yerine oksijen tüpüne bağlanan Kovid-19 hastaları var. Trump ise ellerinde makineli tüfekler, “Sokağa çıkma hakkımızı geri verin” diye gösteri yapanlara “Gidin Virginia eyaletini Demokratlardan kurtarın” diye mesajlar atmakla meşgul. Çünkü ABD başkanının tek derdi, kasım ayındaki seçime yeniden gül-gülistan bir ekonomiyle girmek istiyor; bunun için bir 40 bin kişi daha ölürse: “Ölsün! Ne yapalım!” demeye getiriyor.

Dört yıldan beri

Yazının Devamı

Herkes 'Korona-sonrası' planında

20 Nisan 2020

Korona sonrası… Salgın geçmiş; yeniden sokaklardayız, deniz kenarlarındayız. Ovadayız, yayladayız. Bir taraftan hasret kaldıklarımızı görüyoruz; özlediklerimizle buluşuyoruz. Bir taraftan Mart’tan bu yana yapamadığımız şeyleri yapıyor göremediğimiz kişileri görüyoruz. Akrabalarımız; büromuz ve iş arkadaşlarımız. Ne bileyim, belirli bir lokanta ve o lokantada belirli bir yemek. Okuldan bazı arkadaşlarla yaptığınız voleybol maçları, mesela. Bir yazlıkta, dostlarınızla bahçede akşam sohbetleri.

“Korona-sonrası” dendiği zaman çoğunlukla yemek-içmek, voleybol maçı değil, milli aşı merkezi, şehir hastanelerin her odasının yoğun bakım odasına çevrilmesi için gerekli solunum cihazları ile takviyesi, çok-amaçlı yöresel salgın hastaneleri, koğuşları, Prof. Dr. Kemal Yeşilçimen’in ifadesiyle, “Sağlıkta milli mücadele” yatırımları akla geliyor. Ama işin bir o kadar önemli insani boyutu da var. O özlediğiniz lokantaya gittiniz; her zaman selamlaştığınız, takıldığınız, hal-hatır sorduğunuz yaşlı garsonu göremediniz;

Yazının Devamı

Bir çuval incir nasıl berbat edilir?

16 Nisan 2020

Trump’ın “Çin virüsü” diye isim taktığı koronayı nasıl başarıyla “Amerikan virüsü” haline getirdiğini hep birlikte izliyoruz. Örneğin Türkiye’de bilim kurulu oluşturulup, “Evde Kal” kampanyası açıldığı hafta, Trump yanında 200 kişiyi taşıyarak Florida’da golf oynamaya gitmişti.

Eyaletlerin seçimle işbaşına gelen başkanları (ki orada “Vali” adıyla anıldığı için bizdeki gibi valilikle karıştırılmaması gerekir) yerel bütçeleri çok aşan solunum cihazları, yoğun bakım birimlerinin genişletilmesi ve en önemlisi test kitlerinin satın alınması, yapılması ve dağıtılması gibi alanlarda destek için kendisinden yardım istediklerinde, Trump, “Federal hükümet vatandaşları kolundan tutup test yapamaz!” gibi komik ötesi karşılıklar veriyordu. Sonra işin ciddiyeti anlaşılınca, yani dünyaya sözüm ona liderlik yapan bir ülkenin yurttaşları sivrisinek gibi sokaklarda, hastane girişlerinde düşüp ölmeye başlayınca, Trump bu kez merkezi hükumete verilmemiş yetkileri kullanmaya kalktı.

Yazının Devamı

Irak’taki partiler kimden yana?

13 Nisan 2020

Diyarbakır’ın Kulp ilçesine bağlı Güleç köyünde terör örgütü PKK’nın, köy halkından orman işçisi beş kişiyi bombayla katledilmesi, kamuoyunda salgın sebebiyle hak ettiği infiali yaratmadı. Oysa olayın PKK’nın çözülüp çökmesiyle çok yakından ilgili bir boyutu vardı.

Alaattin Yıldız (50), Hacı Akdeniz (50), Sedat Hazar (39), Burhan Tanrıkulu (38) ve Ahmet Erboğa’nın katledildiği saldırı, PKK’nın sivil halkı daima hedef almakta olması açısından dikkat çekiciydi. Hacı Akdeniz ve Alaattin Yıldız’ın emekli güvenlik korucusu olmaları da saldırının önemli bir boyutunu oluşturuyor. Ancak bu kanlı saldırının dikkatten kaçmaması gereken bir tarafı, Hacı Akdeniz’in kızı Fatma’nın kısa bir süre önce PKK teröristlerinin elinden kaçarak güvenlik güçlerine sığınmış olması idi. 2012’te PKK tarafından kaçırılan genç kız, yedi yıl sonra örgütün elinden kurtulmayı başarmıştı.

Diyarbakır’da HDP’nin önünde PKK’nın

Yazının Devamı