Kısa bir aradan sonra yine sizlerle beraberiz.
Kavuşmanın tadı ayrılıklarda yatıyormuş.
Çeşitli yerlerde kişi ve kişileri izleme fırsatım oldu. Aralarından geçtim, onlarla sohbet ettim, dinledim.
Anladım ki çoğu insan, el ele gönül gönüle değil.
Selam veriyorsunuz, anlamsızca bakıyorlar. Yardım ediyorsunuz, “Neden bana yardım ediyor, bir çıkarı mı var?” diye düşünüyorlar.
Sözde, sevgiden yanalar. Kendilerini bile sevmiyorlar.
Doğayı sevdiklerini söylüyorlar ama acımasızca yok ediyorlar.
Hayvanseverlikleriyle övünüyorlar ama et oburluklarını haklı çıkarmaya çalışıyorlar.
Barışı savunuyorlar ama kendileriyle barışık değiller.
Kendine güvenemeyen insan, hiç kimseye güvenemez.
Kendini sevmeyen insan hiç kimseyi sevemez.
Dünyadaki şiddetin bitmesini istiyorsak önce kendimizle olan iç barışı sağlamamız gerekir.
Bilge Hekim, hastaya hastalığının belirtilerini sormaz.
Şunu sorar: “Ne zaman şarkı söylemeyi bıraktın?”
İmreniyorum şu ağaçlara
Ne güzelde yaşarlar bir arada
Ne toprak kavgası olur aralarında
Ne su, ne de güneş
Ne kadar da iyi huyludurlar.
Bölüşürler toprağı hakça
Ne boyunu kıskanırlar kavağın
Ne gölgesini cevizin
Doğar büyür ve ölürler
Kimseden almadan izin
Dua etsinler yaradana
İnsan doğmadıkları için
İmreniyorum şu ağaçlara
Teşekkürler Cahit Tanyol
K.B.