Kemal Biçer

Kemal Biçer

amatorun.dunyasi@hotmail.com

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Genç yeteneklerden gelen mesajları paylaşmak istiyorum:
“Bizim işimiz, ayak topu. Onunla oynamak, gösteri yapmak, izleyenleri başka bir boyuta taşımak ve geleceğin starları olmak, bizim misyonumuzdur.
Ama bizi ayağa düşürüyorlar. Yaş sınırı koydular. Kaldırın şu kısıtlamayı. Kim yeterli ise, o oynasın. Seçim hakkını, birkaç kişinin çıkardığı yönetmelikler değil, özgür irade belirlesin. Herkes istediği oyuncuyu tercih etsin. Biz gençler, büyüklerle dayanışma içinde olmak istiyoruz.”

İkincisi; seçme ve seçilme rezaleti. 20-25 dakikada futbolcu seçilir mi? Tut kolundan, götür kampa. Kararını orada ver. Hepimiz şaşkınız. Sahada mıyız, yoksa sirkte miyiz, belli değil. Onu da geçtik. Bostan tarlasındayız sanki. Karpuz gibi hissediyoruz kendimizi. Seçmece, kesmece bunlar! Sonunda “Seneye görüşürüz” diyerek, özdeğerimize ve özgüvenimize darbe vuruyorlar. Bizler Sirius ve Oreion gezegenlerinden gelmedik buralara. Aynı yolun yolcularıyız.”

Gençler! Bu umutsuzluk rüzgarları da nereden çıktı? Pes etmek, soğumak da neyin nesi? Kaçmakla bir şey elde edemezsiniz.
Başarılı insanların girişimlerinin, üçte ikisi reddedilmiştir. Ajda Pekkan, şarkıcılığının ilk yıllarında Adana’da çürük domates yağmuruna tutulmuştu. O pes etseydi, üç kuşak zirvede olur muydu? Dünyada iz bırakanların yaşamlarını inceleyin, reddedilmeyen var mıdır?
Hayatın her alanında zorlandığında, engellendiğinde ya da reddedildiğinde, gül ve geç evlat! Sendele ama düşme. Yıldızların ötesine ve hayallerinin ülkesine git.
Veda etme bu aşka.
Unutma; sizler birer yıldızsınız. Şimdiyi ve geleceği aydınlatıyorsunuz.