Premier Lig ayarında maç

2 Şubat 2015

Bursaspor adına "müthiş", Galatasaray için "kabus" gibi başladı maç...

Şenol Güneş'in öğrencileri henüz 11. dakika dolarken Volkan Şen, Fernandao (2) ve Ozan Tufan'la 4 kez gole çok yaklaştı. Tribündeki Selçuk İnan'ın yokluğu hem organizasyon hem takım savunması anlamında büyük bir sorun olarak göze çarpıyordu yeşil-beyazlıların dalga dalga geldiği dakikalarda...

Ozan Tufan'ın kaçırdığı net fırsat, Galatasaray'ı derin uykudan uyandıran sert bir uyarı etkisi yaptı. Sarı-kırmızılı takım, Bursa'nın çılgın temposuna aynı çılgınlıkla yanıt vermeye başladı ve çok geçmeden büyük bir kalite gösterisine tanık olduk. Sneijder'in nefis pası, Olcay'ın harika ortası ve Umut'un karşı konulamaz kafası Galatasaray'ı üstünlüğe taşıdı, ustaların şovu ayakta alkışlandı...

Bursaspor yediği şok golden sonra hız kesmedi, "kamikaze" misali saldırmaya devam etti. Eksik olan belki de kadroda yer almayan Josue'ydi ve yeşil-beyazlı takımın özellikle 20. dakikadan sonra yaptığı sert ataklarda "akıl" hep devre dışıydı. Bakambu'nun karşı karşıya durumda kaçırdığı, Şenol Güneş'i çileden çıkaran fırsatta da ne akıl ne de kalite vardı, sadece 'acemilik' vitrine çıktı.

Nefesleri kesen ilk yarı, Süper

Yazının Devamı

Sneijder'den büyük gösteri

26 Ocak 2015

Türkiye Kupası'nda 4 gün önce Diyarbakır'a kaybeden eksik Galatasaray'ın, Hikmet Karaman'ın Çaykur Rizespor'u karşısında oyuna kontrollü ve tedirgin başlayacağını düşünenler yanıldı. Sarı-kırmızılı takım geleneğini bozmadı, müthiş bir 15 dakika oynadı, Sneijder'le golünü de attı... Bruma biraz daha becerikli ve dikkatli olsa daha 10. dakikada maçın fişini çekebilirdi ama Serkan farkın açılmasına izin vermedi.

Büyük fırtınayı 1 golle atlatan Çaykur Rize takımı ancak 20. dakikadan sonra oyuna tutunabildi. Yeni transfer Obraniak'ın yanı sıra Kıvanç orta sahada pas yapmaya başlarken, Holosko ve Eren de kanatlardan top taşımaya çalıştı. Ancak başta Melo ve Emre olmak üzere Galatasaraylı oyuncuların sıcak temaslı oyunu Rize'nin oyunu dengeleme çabalarına set çekti.

Devre biterken sahanın yıldızı Sneijder bir kez daha kalitesini gözler önüne serdi. Hollandalı, zamanlaması ve şiddeti mükemmel bir pas gönderdi, Bruma da çok şık bir aşırtmayla ligdeki ilk golünü attı, farkı ikiye çıkardı.

*****

İkinci yarı Obraniak'ın nefis şutu ve Muslera'nın harika kurtarışıyla başladı. Muslera ne kadar değerli bir kaleci olduğunu yine kanıtlarken, Rize de kolay pes etmeyeceğinin mesajını

Yazının Devamı

Kartal'ın takımı artık daha güçlü

25 Ocak 2015

İsmail Kartal'ın övünerek sıkça altını çizdiği istatistikler maç öncesinde Kasımpaşa'nın özellikle ofansif alanda Fenerbahçe'den hiç de aşağı olmadığını gösteriyordu. Pasaportu Gürcü, kafası Hollandalı olan Şota'nın ekibi 16 haftalık ilk yarıyı gol pozisyonu sayısında 111/102, şutta 260/250, isabetli şutta 106/94 ve asist adedinde 19/14 önde kapatmayı başarmıştı Kartal'ın takımından...

Kasımpaşa gibi 'sert ofansif' ve Scarione üzerinden merkez hücumları yapmayı seven bir rakibe karşı Fenerbahçe'nin, Mehmet Topal ve Emre'siz sahaya çıkmak zorunda kalması, 2-0 kazanılan Başakşehir maçından bu yana sarı-lacivertlilerin aklını kurcalayan en ciddi problemdi. Kartal, Topal'ın görevini beklendiği gibi Selçuk'a verdi, forvet arkasına da form grafiği yükselişe geçen Diego'yu monte etti.

Fenerbahçe'de maç öncesi 'ne oynayacağı belli olmayan' üç adam vardı. Selçuk, Diego ve elbette Emenike... Bu kırılgan üçlünün ortaya koyacağı performans sarı-lacivertli takımın kaderini çizeceğe benziyordu...

Başakşehir maçını bunaltan pres, pas oyunu ve Alper'in harika performansıyla kazanırken liderlik koltuğunu da ele geçiren Fenerbahçe bıraktığı yerden oyuna başladı. Gökhan ve Caner'in

Yazının Devamı

Algı yönetimi, Diego ve Sow!

28 Aralık 2014

Emenike cezalı, Webo sakat, Kuyt bu kadar formsuzken bile sezonun tek transferi Diego ilk 11'e giremiyorsa bir yerde mutlaka bir yanlış var demektir. Ligde artık 15. haftaya geldiğimize göre rahatlıkla şunu söyleyebiliriz; Ya Diego sisteme, ya bu sistem takıma ya da İsmail Kartal, Fenerbahçe'ye uymuyor...

Ersun Yanal geçen sezon Aykut Kocaman'dan devraldığı 4-3-3 sistemini, agresif pres ve koşuyla destekleyerek açık ara şampiyonluğu elde etmişti. Yanal'ın olmazsa olmazı tempo, pres ve koşuydu. Bireysel kriterleri yerine getirmeyene sezon başındaki Sow ve Emenike örneklerinde olduğu gibi forma vermiyordu.

İsmail Kartal, Fenerbahçe'nin karakteri haline gelen sistemi bozmadı. Diego'nun sezon başında yaşadığı uzun süreli sakatlık da bir bakıma Kartal'ın elini güçlendirdi. Ancak Fenerbahçe, Caner-Gökhan ikilisinin düşüşe geçmesi, öndeki Emenike, Sow ve Kuyt'ın son derece verimsiz oynaması nedeniyle sürekli geriye gitti. Bunlara Egemen'in sahalara dönüşünün gecikmesi de eklenince takımın bütün hatları çatırdamaya başladı.

Ancak İsmail Kartal yaşanan ciddi kan kaybına rağmen sistem değişikliği yapmayı düşünmedi. Hal böyle olunca iyileşse de, form tutmaya başlasa da Diego'ya

Yazının Devamı

Sistem-felsefe üç puan cepte!

21 Aralık 2014

Roberto Mancini ve Cesare Prandelli ile toplamda yaklaşık 1 yıl geçiren Galatasaray'ın bu süreçte yaşadığı en önemli problem, belli bir felsefe - sisteme sahip olmamasıydı. Türkiye'ye ilk kez gelen İtalyan teknik adamlar çareyi hep dizilişte aradılar. 4-2-3-1, 4-3-3, 5-3-2, 4-3-1-2, 4-4-2, 3-5-2... Aklınıza hangi sistem geliyorsa denediler. Hem futbolcuların hem sarı-kırmızılı taraftarların resmen başını döndürdüler.

Hamza Hamzaoğlu göreve gelir gelmez ilk iş olarak bu belirsizliği ortadan kaldırdı. Akhisar'da sahneye koyduğu 4-2-3-1 düzeniyle sahaya yayılacaklarını açıklamasına rağmen genelde 4-4-2 görünümlü 4-4-1-1'i tercih etti. Mersin karşısında Sneijder solda, Burak forvet arkasında, Umut en uçta başladı. Selçuk, Melo, Emre üçlüsü de bozulmadı.

Ancak hesapta olmayan bir şey yaşandı ve son 4 deplasman maçında 3 yenilgi, 1 beraberlik alan Rıza Çalımbay'ın takımı maça yüksek özgüven ve tempoyla giriş yaptı. Nakoulma, Khalili, Futacs ve Güven ilk dakikalarda sarı-kırmızılı savunmayı bir sağa, bir sola harmanladı. İki büyük tehlikenin ardından Güven'in golü de geldi. Mersin takımı ilk 15 dakikada açıkça Arsenal etkisi yarattı...

Güven'in çok şanssız biçimde kendi

Yazının Devamı

Galatasaray'da dönüşüm başladı

14 Aralık 2014

Aykut Kocaman'ın dokunuşu Konya'yı kısa sürede Süper Lig'in en zorlu deplasmanlarından biri haline getirdi. Yeşil-beyazlı takım, Kocaman geldikten sonra 5 lig maçında 3 galibiyet, 1 beraberlik, 1 yenilgi alırken, 4 karşılaşmayı gol yemeden kapattı. Sahalarında Karabük, Gaziantep ve Mersin'i yenerken hem hücum güçlerini hem de takım savunmasındaki hünerlerini gözler önüne sermişlerdi. Trabzon'a kaybettikleri ve Akhisar'la berabere kaldıkları maçlarda bile kompakt oyunla dikkatleri üzerlerine çekmeyi başarmışlardı.

Galatasaray karşısında oyuna yüksek özgüven ve iştahla başladılar. Kabze-Hleb ikilisi topu önde tutmaya çalışırken; Rangelov, Uğur ve Ömer Ali geriden gelerek hücuma destek verdi. Kocaman'ın oyun planı dengeli hücum ve toplu savunma anlayışına dayanıyordu ama hem topu karşı sahada tutma hem de rakibi karşılama konusunda ilk yarım saatte çok ciddi sıkıntı yaşadılar. Bunun faturasını da 37 dakikada tam 3 gol yiyerek ağır biçimde ödediler...

Hamza Hamzaoğlu'nun, Hakan Balta yerine Telles'e ilk 11'de forma vererek son günlerin en formda ismi Bruma'yı yedeğe çekmesi maçtan önce en fazla konuşulan konuydu. Ancak Emre Çolak hem orta sahadaki enerjisi hem de attığı çok şık

Yazının Devamı

Hamzaoğlu doğru yolda

7 Aralık 2014

Bilal Kısa, Torku Konya maçında sarı kart görerek cezalı duruma düşmeseydi, Hamza Hamzaoğlu 4-2-3-1'den bu kadar kolay vazgeçerek, TT Arena'daki ilk lig sınavında 4-4-2 dizilişiyle takımını sahaya sürer miydi? Hiç sanmıyorum...

Akhisar, Bilal'in cezası nedeniyle basketbol tabiriyle maça guardsız çıktı. Galatasaray Liv Hospital'ın, Arroyo'suz oynaması gibi yani...

Hamzaoğlu, 9 gollü Gekas'ın asistçisi sahada olmayınca, akılcı bir hamleyle Burak'ın yanına formda Umut'u ekledi. Hatta biraz daha ileriye giderek cezalı Melo'nun yokluğunda herkes Hamit'in oynamasını beklerken, Selçuk'un yanına Emre'yi monte etti. Yetmedi, kupadaki Eskişehir maçında çok olumlu işler yapan Bruma'ya da 11'de forma verdi. Peki Prandelli aynı hamleleri yapar mıydı? Hiç sanmıyorum...

Mustafa Akçay, Bilal'in boşluğunu Ntibazonkiza ile doldurmaya çalıştı. Sakat olan bir başka önemli eksik Merter'in yerinde ise Zokora'ya görev verdi. İyi işleyen 4-2-3-1 dizilişini de değiştirmedi.

Bruma oyunun başında Akhisar'ın solunu müthiş harmanladı. Takım arkadaşları da formayı çok özleyen Portekizli yıldıza iyi ayak uydurunca tempo çok yükseldi, Burak'ın golü de fazla gecikmedi. Sneijder orta sahaya yaptığı

Yazının Devamı

İsmail Kartal çareyi bulamadı

1 Aralık 2014

Kadıköy'de oyuna kararlı ve istekli başlayan Eskişehirspor 15 dakika içinde Ömer'le 2, Mori ve Kamil Ahmet'le birer kez gole yaklaştı. Merkezdeki Bekir-Kadlec ikilisi dört pozisyonda da amatörce hatalar yaparken, kulübedeki Mehmet Topal'ın eksikliği fazlasıyla göze çarpıyordu.

Emre, Meireles ve Alper'in görev yaptığı orta saha ilk bölümlerde rakibi karşılamakta ve pozisyon almakta çok zorlandı. Topal'ın yokluğu burada da net şekilde hissedildi. 15 dakikalık süreçte Fenerbahçe ise Sow ve Bekir'le iki net pozisyon buldu fakat kaleci Boffin çok önemli kurtarşılara imza atarak takımının erken geriye düşmesine izin vermedi.

İsmail Kartal, 20. dakikadan sonra Sow'u sol kanada, oyuna kenarda başlayan Emenike'yi de merkeze kaydırarak hem hücum hattını hareketlendirmek hem de defansif bir önlem almak istedi, ancak Eskişehir'in, "geliyorum" diyen golünü engelleyemedi. Bekir anlamsızca Meireles'in yardımına rağmen Ömer'e baskı yapmaya gidince arkası bomboş kaldı, Gökhan da kademeye giremeyince Erkan Zengin golünü attı.

Alves'in cezası ne zaman biter, Egemen ne zaman takıma girer bilinmez ama Bekir-Kadlec ikilisiyle maç kazanmanın çok ama çok zor olduğu ilk yarıda adeta belgelendi.

Yazının Devamı