Tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de otomotiv üreticileri, salgın dönemindeki çalışma düzenine büyük ölçüde ayak uydurdu. Ford Otosan Genel Müdürü Yenigün, bu anlamda “Artık Kovid-19’lu hayata alıştık” diyor.
Yeni tip koronavirüsün etkilerini üzerinden atmaya ve Kovid-19 dönemindeki çalışma ortamına uyum sağlamaya çalışan otomotiv üreticileri, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de düzeni oturtmuş görünüyor. Nitekim bu konuda, daha salgının ilk günlerinden itibaren önlem almaya ve planlama yapmaya başlayanlar, “Kovid-19’lu yeni hayata” büyük ölçüde alışmış gibi...
OİB Başkanı Baran Çelik, Gemlik’te temeli atılan fabrikada üretilecek “Türkiye’nin Otomobili” projesinin, ihracatçılar açısından motivasyon kaynağı olacağını belirtti
Önceki gün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Gemlik ilçesinde temeli atılan fabrikada üretilecek “Türkiye’nin Otomobili”, şimdiden Türk otomotiv sanayiinin her kademesinde heyecan yaratmışa benziyor. Nitekim Uludağ Otomotiv Endüstrisi İhracatçıları Birliği (OİB) Yönetim Kurulu Başkanı Baran Çelik, bu projenin, ihracatçılar için motivasyon kaynağı olacağını belirtti.
Gemlik’teki fabrikanın, Türkiye’nin dünya otomotiv endüstrisindeki hedeflerine ulaşmak için önemli bir ivme unsuru olacağını vurgulayan Çelik, “Yerli otomobil üretimi, Türkiye’nin dünya otomotiv endüstrisinde yaşanan dijital dönüşümün güçlü bir parçası olma hedefine katkı sunacak ve ihracatçılarımız için motivasyon kaynağı olacak” değerlendirmesini yaptı. Yeni tip
Tüm dünyayı etkisi altına alan yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını, ilk başlarda yeteri kadar önemsenmese de, ciddi şekilde dünyayı etkisi altına almış durumda. Elbette salgının sağlık ve ekonomiyle ilgili kısmı malum. Ancak Kovid-19, uzun zamandır konuşulan, ancak “ağırdan alınan” pek çok projenin öne çekilmesine “vesile oldu” da denilebilir...
Şimdi bu da nereden çıktı demeyin, zira, elektrikli araçlar ve emisyon değerlerinin düşürülmesi gibi konular, son 5-10 yıldır tüm küresel şirketlerin gündemindeydi. Ancak mevcut ve köklü şirketlerin gündeminde, ajandasında olan “elektrikli mobilite çözümleri”ne geçiş için, deyim yerindeyse “ayak sürüme” dönemi yaşanıyordu son zamanlarda.
Zira üreticiler, dizel skandalı sonrası elektrikli araçlar için hızlı bir çalışma içine girmiş, mühendisliğe çok büyük bütçeler ayırmış, ancak yeteri kadar kazanç sağlayamadığından işleri biraz “ağırdan almaya” başlamıştı. Bu
“Türkiye’nin Otomobili” projesi, dünya devlerinin Türkiye’ye ilgisini artırdı. Nitekim projede TOGG ile birlikte çalışan dünyanın önde gelen mühendislik şirketlerinden EDAG, Türkiye’de ofis açtı.
Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu, yerli otomobil için hazırlıklarını sürdürürken, birlikte çalıştığı dünya devlerini de ülkemize çekmeye devam ediyor. Nitekim Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun (TOGG) projesinde birlikte çalıştığı, dünyanın en büyük bağımsız mühendislik şirketlerinden biri olan Almanya merkezli EDAG, Türkiye ofisini açtı.
EDAG, Gebze’deki Bilişim Vadisi’nde açtığı mühendislik merkeziyle birlikte uluslararası mühendislik merkezlerinin sayısı 60’ın üzerine çıkartmış oldu. İlk Türk elektrikli otomobil markasını geliştirmek üzere geçen yıldan bu yana mühendislik iş ortağı olduğu TOGG ile uluslararası uzman mühendislerden oluşan bir ekibin parçası olarak çalışıyordu. EDAG, Bilişim
Bu yılın ilk yarısında otomotiv satışlarında gözle görülür en önemli değişim, kuşkusuz Türkiye’de üretilen araçların satışlarındaki artış oldu. Yerlilerin toplam satışlardaki payı yüzde 43.6’dan yüzde 50’ye yaklaştı.
Yeni tip koronavirüs salgını nedeniyle otomotiv sektöründe dengeler alt üst olurken, olumlu gelişmeler de yaşanmıyor değil. Gerek Türkiye’de üretilen araçlara yönelik avantajlı kredi paketleri, gerekse de uzunca bir süredir ithal marka ve modellerde yaşanan tıkanma, yerlilerin önünü açtı. Nitekim geçen yılın ilk 6 ayında otomotiv satışlarında yüzde 43.6 olan yerli payı, bu yılın ilk 6 ayında yüzde 50’ye çok yaklaştı.
Geçen yılın sonlarına doğru kredi faizlerinde başlayan düşüş eğilimiyle birlikte gelen talep, firmaların, gerek yeni model yılı geçişi gerekse de koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan karmaşada bu talebe cevap vermekte zorlanması, Türkiye’de üretilen modellerin pazardaki ağırlığının artmasına yol açtı. Son dönemde, kamu
Üniversiteden mezun olunca Renault’da işe başlayan Luca De Meo, bu kez aynı markaya CEO olarak geri döndü. De Meo, Fiat’taki geçmişi nedeniyle Türkiye’yi çok iyi tanıyor.
Olaylı şekilde ayrılan eski CEO Carlos Ghosn’un ardından, koronavirüs salgını ve Nissan ittifakıyla problemlerin de etkisiyle bir süredir yalpalayan Renault, yeni bir başlangıca hazırlanıyor. Bu başlangıcın mimarı ise, okuldan mezun olduktan sonra ilk kez Renault’da iş hayatına başlayan, şimdi de CEO olarak geri dönen Luca De Meo olacak.
Uzun yıllar FCA (Fiat Chrysler Automobiles) bünyesinde çalışan ve bu nedenle Türkiye’yi yakından tanıyan De Meo, bir dönem Tofaş için geldiği Bursa’yı, bu kez Oyak Renault için ziyaret edecek. Yaşanan zorluklar nedeniyle kendisi göreve başlamadan önce geçici CEO Clotilde Delbos ve Başkan Jean-Dominique Senard’ın hazırladığı 2 milyar euro’luk tasarruf paketini “masasında bulan” De Meo’dan, deyim yerindeyse yeni bir “mucize” bekleniyor. Zira kendisinden, PSA’nın başına geçen Carlos
Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, ÖTV indirimi beklemediklerini kaydederken, düşük faizli kredi kampanyası sayesinde Haziran ayındaki satışların geçen yıldan yüksek olacağını söyledi
Son dönemde özellikle sosyal medyada dile getirilen, ÖTV indirimi olacağına ilişkin söylentilere değinen Otomotiv Yetkili Satıcıları Derneği (OYDER) Başkanı Murat Şahsuvaroğlu, böyle bir gelişme beklemediklerini kaydetti. Son dönemde birçok mecrada bu tip bilgiler dolaştığını kaydeden Şahsuvaroğlu, “Bu doğru bir enformasyon değil. Özellikle şu anda, satışların hareketli olduğu dönemde biz yetkili satıcılar zaten ÖTV indiriminin gelmeyeceğini tüketicilerimize günlerdir söylüyoruz. Altını çizmek istiyorum ki ‘ÖTV indirimi’ beklemiyoruz” ifadelerini kullandı. “Sıfır km araçlar için” yüzde 0.49 faizli kredi kampanyasının, geçen yıl 1 Ekim’de başladığını hatırlatan Şahsuvaroğlu, şöyle devam etti:
“Bu kampanya özellikle yerli üretimi desteklemek adına düzenlendi ancak diğer
Geçtiğimiz hafta “hiç araç üretmemiş” Nikola adlı firmanın değeri, yılda milyonlarca araç üreten Ford ve Fiat’ı sollarken, Tesla’nın değeri de dünyanın en büyüklerinden Toyota’ya yaklaştı.
Geçtiğimiz hafta meydana gelen iki olay, otomotiv dünyasında bundan sonra her an bir ilginç gelişmeyle karşılaşılabileceği hakkında ipuçları verdi. Yani günün birinde, her ne vesileyle olursa olsun, “boynuz kulağı geçebilir”, bu kesin...
Geçen hafta, ABD’de çoğunlukla teknoloji hisselerinin işlem gördüğü Nasdaq’ta listelenmeye başlayan Amerikalı elektrikli ve hidrojenli araç üreticisi Nikola’nın hisseleri, birden bire iki kattan fazla değer kazanarak, otomotiv devleri Ford ve Fiat Chrysler gibi şirketlerin piyasa değerini solladı. 37 dolardan halka arz edilen Nikola’nın hisseleri 95 dolara kadar yükselirken, daha sonra gerileyerek 65 dolara kadar indi.
Tek araç satmadı
Ancak bu yükselişle birlikte Nikola’nın piyasa değeri, bir ara 30 milyar dolara kadar çıkarken, 26