Siyasi partilerin anlaması gereken

22 Mart 2016

1994. Yer The Marmara Oteli’nin altındaki Opera pastanesi. Vestiyere yerleştirilmiş bomba patladı. Yasemin Cebenoyan ve Cumhuriyet yazarı Onat Kutlar hayatını kaybetti. Saldırıyı üstlenen İslami Büyük Doğu Akıncılar Cephesi (İBDA-C), “Marmara Oteli adlı pislik yuvası vuruldu. Laikler Noellerini kutlayamadı” diye açıklama yaptı.
1999. 13 Mart’ta PKK’lılar Kadıköy Göztepe’deki Mavi Çarşı’ya molotoflarla saldırdı. Saldırıda 13 kişi hayatını kaybetti.
14 Mart’ta İstanbul Bahçelievler’de bir aracın altına yerleştirilen bomba patladı, iki kişi öldü.
Aynı gün Avcılar’daki Burger King’de bulunan bomba etkisiz hale getirildi.
Aynı gün Sefaköy’de petrol dolu bir aracın altındaki bomba etkisiz hale getirildi.
2003. 15 ve 20 Kasım tarihlerinde bomba dolu araçlar şehrin farklı yerlerinde dehşet saçtı. HSBC binası, İngiliz Konsolosluğu, Neve Şalom ve Bet İsrael sinagogları hedef alındı. 59 kişi öldü, 750 kişi yaralandı. El Kaide’nin Türk kanadı saldırıyı üstlendi.
2008. Güngören’de patlayan bomba 17 kişiyi öldürdü. 5’i çocuktu. 154 kişi yaralandı. PKK üstlendi.

Yazının Devamı

Tarkan’ın hatırlattığı değerler

20 Mart 2016

Tarkan’ın yapması gereken Türk musikisi eserlerini yorumladığı bir albüm kaydetmektir. Her yerde bir numara olacağına eminim...

2011’de bu köşede böyle yazmıştım. Tarkan’ın sesi ve yorumuyla bir sanat müziği albümünün çok başarılı olacağına emindim. Tarkan 2016’da Türk halkının kendisinden beklediği bu projeyi gerçekleştirdi ve sonunda “Ahde Vefa” adlı albüm piyasaya çıktı. Kesin rakamlar henüz gelmese de bu albümün Tarkan’ın son yıllarda yaptığı bütün albümlerden daha başarılı olacağını, yıllar içinde satmaya hep devam edecek klasik bir katalog albümü olacağını söyleyebiliriz.

Herkes onu dinliyor
11 Mart’ta tüm müzik marketlerde ve iTunes’da piyasaya çıkan “Ahde Vefa” bu platform aracılığıyla Latin Amerika, Ortadoğu, Almanya, Fransa, İspanya, Avusturya, Rusya, Hindistan, Mısır, ABD, Kanada’da müzikseverlere sunuldu ve en çok dinlenenler listelerine girdi.

Yazının Devamı

Hafta sonu planı

19 Mart 2016

- Bir konser: Büyük Ev Ablukada cephesinde bir süredir hareketlenmeler var. 2012’deki “Full Faça”nın ardından son dönemde iki yeni şarkı paylaştılar. “Hayaletler” ve ardından “Arayan Bulur”. Bu iki şarkı grubun bildiğimiz anlamdaki sound’undan çok farklı özelliklere sahip. Akustik gitarlarla kaydedilmiş amatör garaj müziği günleri ve ardından gelen grup sound’u sona ermiş. Dans müziği basları ve vuruşları, elektrik gitar arpejleri işin içine girmiş. Yeni şeklimiz dedikleri “Fırtınayt” işte böyle bir yerlerde.

“Fırtınayt”tan henüz iki şarkı biliyoruz. Bunlara bakarak şunları söyleyebiliyoruz, yeni nesil eklektik dans ekiplerini andırıyor artık Büyük Ev Ablukada. Bir yandan alt metinde Daft Punk’laşma sezilirken, bir yandan da Alan Parson Project misali analog elektronik duygusu veren bir yeni sound’un da izlerini bulmak mümkün. Bartu’nun blues temelli armoniden kopmayan inişli çıkışlı vokallerinde kendi tarzındaki eleştirel vurgu devam ediyor. Şarkıların ikisi de yaklaşık yedi dakikalık, standartların dışında eserler. Peki “Fırtınayt” genel olarak neye benzeyecek?

İşte bunu cumartesi akşamı saat 20.00’den itibaren Volkswagen Arena’da göreceğiz. Yani önce albüm sonra konser

Yazının Devamı

Sıradan bir gün

15 Mart 2016

Sabahtan aile arasında mutlu bir gün geçirmenin verdiği neşe ve mutluluk.
Hemen ardından gelen sebepsiz, ürpertici bir huzursuzluk.

O genlerimize işlemiş, “Bunun acısı çıkar” tedirginliği.

(“Çok gülen çok ağlar” diye boşuna dememiş atalarımız. ğlatmışlar onları çünkü, huzur vermemişler...)

Yazının Devamı

Melis’in eve dönüşü

13 Mart 2016

Eskiden bir albümü yayınlamak demek, o albümü CD, kaset ya da plak formatında basıp satış noktaları olan müzik mağazalarına dağıtmak demekti. Nokta. “Albüm yayınlandı mı?” diye sorduğunuzda yanıt netti: Evet ya da hayır.

Şimdi öyle değil. Artık albüm şöyle hakkıyla, kelimenin tam anlamıyla yayınlanamıyor. Önce birazı, sonra kalan kısmı geliyor. “Filanca platformda, sonra diğer platformda da olacak belki. YouTube’da azıcık var ama kalanı da şurada.” Albüm tanıttığım mini köşenin adını “Masaüstünden Notlar” koyduk. Çünkü gazetedeki masamın üzerinde onlarca, yüzlerce albüm birikirdi. Onları karıştırıp dinler, aralarından seçtiklerimi yazardım. Şimdi çoğu zaman masamın üstünde albüm bile olmuyor. Bilgisayardan takılmaca...

Bugün dijital platformlarda

Melis Danişmend ile sohbetimiz sırasında “Müzikte dijital devrimden memnun musun?” diye sordum. “Olumlu yönlerini konuşalım, istediğimiz müziğe anında ulaşabiliyoruz” dedi ve bir sessizlik oldu.

Yazının Devamı

Yeni Emek’e asla gitmem!

12 Mart 2016

Sevgili müzik yazarı dostumuz Serhan Bali geçenlerde Yeni Emek sineması salonunu (ya da adı şu anda her nasılsa) gezmiş, izlenimlerini Radikal’de yazmıştı. Özetle “Tamam keşke yıkılmasaydı ne iyi olurdu ama bu salon o kadar da kötü değil, Beyoğlu, AKM’nin yokluğunda bir salon kazandı” diyordu yazısında.

İyi niyetinden şüphe duymadığım Serhan Bali’ye bütün saygımla şunu söylemek isterim. Size salonu gezdiren insanlar kültür sanat yaşamımızı daha iyiye götürmek için çırpınan kişiler değiller. Kendilerini bu şekilde anlatmalarına itibar edip yanılgıya düşmemek gerekir.

Şu sıra Emek konusu yeniden gündemde ve anlaşılan o ki insanların kafası karıştırılmaya çalışılıyor. “Biz İstanbul’a harika bir salon kazandırıyoruz” şeklinde bir yaklaşım içine girilmiş. Üstelik bu yaklaşımın içine de bir de AKM sosu katılmış. Ne deniyor; “AKM’nin de kapalı olduğu bir dönemde biz Taksim-Beyoğlu çevresine yeni bir salon kazandırıyoruz”.

Emek yıkıldı, başka Emek de yok

Yazının Devamı

Göçmen turizmi!

8 Mart 2016

Turizm küçülüyor ama korkmayın, göçmen turizmi büyüyor.
Bu yıl terör endişesi ve Rusya ile yaşanan gerginlik sebebiyle Türkiye’ye daha az turist gelmesi bekleniyor.
Turizm Bakanlığı şubat ayında turist sayısında, bir önceki yıla göre yüzde 39 düşüş olduğunu açıkladı.
Sorun sadece aramızın kötü olduğu Ruslarda değil.
Bir önceki yıla göre Almanya’dan gelen turist de yüzde 31 oranında azalmış. İskandinav ülkelerinde düşüş yüzde 61.
İsviçre yüzde 29, Hollanda yüzde 35, Belçika yüzde 33, Fransa yüzde 42, Polonya yüzde 70, Romanya yüzde 85 oranında daha az turist göndermiş.
Normal karşılıyorum.

Yazının Devamı

Eleştirmenliğin sonu mu geldi?

6 Mart 2016

Vice.com’da yer alan yazıda, spottaki fikir geniş anlamda ele alınıyor ve başlıktaki sorunun yanıtı aranıyor. Hatta 90’ların sonunda geleneksel basının yerini alan Pitchfork tarzı internet eleştirmenliğinin de sonuna gelindiği ve müzik eleştirisinin artık sıradan insanların Twitter muhabbetinden ibaret olduğu da iddia ediliyor.

Müzik eleştirmeninin ilk görevi dürüst olmaktır

Eskiden çıkan albümlere ulaşıp dinlemek ve onlar hakkında yazı yazmak müzik yazarlarının işi ve ayrıcalığıydı. Bu albümlere sadece onlar erişebiliyordu çünkü sıradan hiçbir dinleyicinin parası bütün albümleri alıp dinlemeye ve kararını kendi vermeye yetmezdi. Eleştirmenin de yetmiyordu zaten, onlara yollanıyordu bu albümler. Albüm dinlemek ve konser izlemek için eleştirmen olunurdu. Bu işin güzel yanlarından biriydi ve dinleyici için eleştirmenin önemi de aslında burada gizliydi. Dinleyici eleştirmenden tavsiye alacak ki ona göre parasını harcasın.

Artık internette her şey elimizin altında. “Yayınlanan neredeyse bütün albümler bir yerlerde stream ediliyorken, ben neden neyi sevip neyi sevmeyeceğimi senden öğreneyim? Dinler, kendim karar veririm” diyebilir dinleyici. (Ne de olsa ayda 9.99 lira ödeyerek

Yazının Devamı