Moda çekimi değil. Poz değil. Bu içten bir gülüşün fotoğrafı. Bin tane kitaptan, araştırmadan daha esaslı anlatıyor durumu
Suriye’nin hangi köyünden neden sürüldün, berbat şartlardaki kamplardan birine nasıl geldin, kim bilir neler çektin bilmiyoruz, sevgili Suriyeli güzel kız. Seni tanımıyoruz.
Ama hikayene hakimiz az çok. IŞİD’in eline geçip öldürülmezsen eğer, tecavüze uğramak, satılmak, işkence görmek, muhtelif mezhepler ve etnik kökenlere mensup milisler tarafından kim vurduya gitmek; seçeneklerin bunlardı. Ya da mesela gece gizlice terk ederken köyünü, IŞİD peşinizden yetiştiğinde annen seni uçurumdan aşağı atacaktı vahşilerin eline geçme diye.
Yolun açık olsun
Türkiye’ye geldin, berbat kamplardan birindesin.
Ya sonsuza kadar o kampta kalacaksın, ya dini bütün bir bölge vatandaşına üçüncü eş olarak kuma gideceksin.
Utanç verici hareketleriyle ödül törenlerini terörize eden Kanye West, trollük yeteneklerini şimdi de İngiltere’nin en büyük festivali Glastonbury’ye taşımaya hazırlanıyor
Kanye West 2009’da MTV’nin en iyi kadın sanatçı videosu ödülünü alan Taylor Swift’e trollük yaptı. Elinden mikrofonu kaptı.
P opüler müzik endüstrisinde neyi nasıl yaptığın değil, nasıl pazarladığın önemli olmuştur her zaman. Ama 10 yıllık periyotlara baktığımızda
her zaman pazarlama ve pazarladığın müzik arasında bir denge olmuştur. Yani pazarlama vardır ama iyi müzik de vardır. Michael Jackson’ı ya da Amy Winehouse’u da paket yapıp pazarladılar ama iyi müzik vardı. Bugün ise pazarlama her şey. İyi müzik, nesli tükenmeye başlayan bir deniz memelisi gibi yok oldu, eriyip gitti. Hunharca tüketildi. Geriye bazı melodiler ve trollük kaldı.
Kanye West’e bakıyorum. Artık müzik satmak için pazarlamak falan yetmiyor. Trolleşmek lazım. Kanye West’in münasebetsizlikleri say say bitmiyor. İnternet bu konuyla ilgili listelerle dolu.
“Ben İsa’yım”dan “Ben Tanrıyım”a geçti
2009’da MTV’nin en iyi kadın sanatçı videosu ödülünü alan Taylor Swift’e trollük yaptı. Elinden mikrofonu kaptı, “Beyonce’nin videosu dah
Başlıktaki tamamen bilimsel bir saptamadır. Anlatayım.
Geçenlerde “Bize söylenen en büyük yalan Kabataş değil” başlıklı bir yazı yazmıştım.
Yazıda özel şirketlerin araştırmalarının ve TÜİK tarafından düzenli yapılan Yaşam Memnuniyeti Araştırması’nın sonuçlarına değinerek bu kadar acı dert tasa içinde nasıl giderek daha mutlu çıktığımızı sorgulamıştım.
İşsizler, düzenli şiddet gören ezilen kadınlar hep daha mutlu çıkıyor, nasıl olur diye sormuştum.
TÜİK Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nden aldığım mektup benim sandığım kadar mutlu olmadığımızı ortaya koyuyor.
Mektup, yazıma bir düzeltme niteliğini taşıyor. Benim yazdığımın aksine TÜİK’in araştırmalarında toplumun giderek daha mutlu değil daha mutsuz çıktığı anlatılıyor. 2003-2011 arasında mutluluk değerlerinde azalmalar ve artışlar olurken 2011’den bu yana mutluluk değerlerinin giderek düştüğü belirtiliyor. Kullandığım veriler 2011’e ait olduğundan giderek daha mutlu olduğumuzu düşünmüşüm. Meğer daha mutsuzmuşuz ve bu durum 2014 verilerine bakıldığında ortaya çıkıyor.
Düzeltme ve bilgilendirme için TÜİK’e teşekkür ederim.
Kiminle konuşsam “Kriz kapıda hazır mısın, aman dikkat!” falan diyor. Hakikaten önümüzdeki aylarda ekonomide bir şeyler ters gidebilir mi? Gidebilir.Ama bizim kuşak artık buna bağışıklık kazandı. Yanıtım şu: Benim göbek adım kriz...
Devlet Bakanı Kemal Derviş ve iktidardaki Mesut Yılmaz, Devlet Bahçeli ve Bülent Ecevit 2001 krizi günlerinde.
Tarih 2000’lerin başıydı. “Say My Name” yeni çıkmıştı, Macy Grey’in “I Try” isimli şarkısı pek ilgi görüyordu. Britney Spears henüz çıldırıp şemsiyeyle paparazzi kovalamamış, Aaliyah uçak kazasında hayatını kaybetmemişti.
The Strokes “Is This It”i henüz yayımlamamıştı, Eminem ve Dido’nun “Stan”i bunaltacak kadar çok çalınıyordu. Sisqo “Thong Song” ile (bu şarkıyı hatırlattığım için özür diliyorum) her yerdeydi. Acun henüz sahillerde turist kızları bunaltıyor, kırmızı pumalı “clubber”lar geceleri şenlendiriyor, Teoman “Paramparça”yla kariyerinin tepe noktasını yaşıyor. Televizyonda İxir reklamları dönüyordu.
Bizim kuşağı en fazla etkileyen kriz
Bir gün o meşhur anayasa kitabı havada uçtu. Derken bir sabah kalktık ki konu kapanmış. Doların çökmesinden bir gece önce Asaf Savaş Akat, Mahfi Eğilmez ve Deniz Gökçe NTV’deki “cool”
Geçen hafta Berlin’de düzenlenen Spirit of İstanbul Festivali’nde müziğin yanı sıra İstanbul ve Türk kültürünün muhtelif yönleri ön plandaydı. Birini telaffuz edemiyoruz!
Çok güzel zeytinyağlı mezeler vardı. Dolma, yoğurtlular, fava, zeytinyağlılar... İspanyolların lezzet peşinde koşan dünya turistlerini cezbeden tapas’larına ve Baskların “pinchos”larına Ortadoğu ve Balkanlar’ın şahane yanıtı olan mezelerimiz elbette büyük ilgi gördü. Spirit of İstanbul Festivali’ni düzenleyenlerin, 2010’dan bu yana artık kendi çapında gelenekselleşen bu festivalde altını çizdikleri hususlardan biri “slow food” kültürü. Amerikalılar fast food’la dünyayı fethetmiş olabilir ama slow food’daki söz hakkımızı başkalarına
yar etmeyiz demekteler.
Haklılar. Mevzu yavaş yemekse eğer, Türkiye gece boyu devam eden, uzun uzun sohbet edilen sofraların memleketidir.
Baba Zula bal gibi evrensel bir ekip
“Station” adındaki mekan üstü kapalı kocaman, sokak konseptinde bir yer. Buraya ilk kez 2009 yılında MTV Avrupa Müzik Ödülleri after party’sine gelmiştim.
Fatboy Slim’in çaldığı yerde şu anda vestiyer var. Dave Grohl, Beyonce ve Jay-Z’nin oturduğu VIP köşesinde ana sahne kurulmuş gruplar çalıyor.
AKP: Bizi seçin çünkü ülkeye istikrar lazım. Ama bir dakika zaten 15 yıldır biz yönetiyorduk değil mi? Neyse, siz bize verin oylarınızı. Benim başörtülü bacım vs vs... Takibe takip, fav ve RT’ye anında geri takip, seri takip, Ak takip başlıyor, Osmanlı torunları takipleşiyor, takip edeni takip ederim, anında GT, takip konvoyu.
CHP: Biz Tayyip Erdoğan’a karşıyız. Diğer fikirlerimiz kullanılmaya kullanılmaya zamanla yok oldu. Ama zaten bu bize yeter. Size de yeter. Yettiği kadar.
MHP: Biz gelirsek barış süreci bitecek. Sonra ne mi olacak? Hımm, evet güzel soruymuş bu. Biz arkadaşlarla konuşup size geri dönelim.
HDP: Barış gelecek, demokratik ve özgür bir Türkiye olacak. Dağdaki silahlı kuvvetlerimiz ve Önder’imizin sözünden çıkamayız ama. O konuda anlayış ve empati lütfen.
RTE: Bana oy verin çünkü ben başkan olmak istiyorum, aksi takdirde sarayda çok sıkılacağım. Bana verilecek oylar ve kariyer imkânları için bkz ilk madde.
Ateistlerle eşcinseller size ne yaptı?
Evinizi barkınızı mahallenizi mi işgal etti ateistler? Sizi binaların tepesine çıkarıp elini kolunuzu bağlayıp aşağı mı attı eşcinseller?
“Blurred Lines” isimli şarkı 2013’te 20’den fazla ülkede bir numara oldu, bestecilerine milyonlarca dolar ve şöhret kazandırdı. Bu şarkının geçen hafta itibariyle hukuk ve adalet dersi veren bir hikayesi var
Pharrell Williams ve Robin Thicke’nin T.I. ile birlikte bestelediği, “Kimseden esinlenmedik, o şarkı bizim kalbimizden çıktı” dediği şarkının adı “Blurred Lines”. Bu şarkı 2013-2014’te 20’den fazla ülkede
1 numara oldu. Diğerlerinde de
2 ya da 3... 2013’te ABD listelerinde 1 numarada en uzun süre kalan şarkı oldu. Radyolarda en çok çalınan şarkı... Dijital satış ve stream’de de
1 numara. Bu üçünde birden 1 numara olan ilk şarkı unvanına sahip. Sadece ABD’de 1 milyon fiziksel satışa ulaştı. Sadece ABD’de 7 milyon kere download edildi. Toplamda 10 milyonu buluyor bu rakam.
Thicke’nin dünyaca üne kavuştuğu single’dı. Ne besteymiş ama değil mi?
Pharrell Williams şarkının diğer bestecisi ve prodüktörü. Bu şarkı yayımlanmadan önce zamanını artık hafiften doldurmuş bir eski müzisyen görünümündeydi. Daha ziyade prodüktördü. Daft Punk ile çalışmaya başlamıştı ancak henüz “Random Access Memories” albümü çıkmamıştı. Söylentiler albümde onun yer aldığı yönündeydi. Bu arada
Yerli müzik âlemi hareketli. Şu ara güzel melodiler, şarkılar, albümler kulağımıza çalınıyor. İçlerinden beşini seçtik, rakamı yuvarladık ama dahası var elbette...
-Kusuruma Bakma - Özge Fışkın:Özge Fışkın’ın yeni albümü “Her Şeyin 1 Zamanı Var” geçenlerde Pasaj Müzik etiketiyle raflardaki yerini aldı. Fışkın alternatif rock müzik sahnemizin en renkli, zihni açık isimlerinden biri. Her şarkının, sözün, melodinin birbirini andırmaya başladığı bir ortamda akılda kalan şarkılardan biri “Kusuruma Bakma”. Albüme ilgi göstermek lazım, bu şarkıyla giriş yapabilirsiniz.
-Serseri - Teoman:Uzun süredir sesi sedası çıkmayan Teoman zamanını muhtemelen Cihangir’de bir kafede oturup âlemi seyrederek geçiriyor, bir yandan da hakkındaki magazin haberlerine şöyle bir göz ucuyla bakıp gülümsüyordu. Ne zamandır müziğe uzaktı. Hatta ne zamandır bu kadar güzel bir şarkı yapmamıştı. Teoman’ın ilk günlerini hatırlatan, açık sözlü, kafası net, hemen sadede gelen ve anında akıllara yerleşen bir şarkı bu. Teoman (tabiri caizse) yeniden doğuyor mu bilemem. Ama bu güzel bir işaret.
-Oyna - Yasemin Mori:Yasemin Mori’nin harikalar diyarından yeni bir şarkı daha dünyaya düştü. Balkanlar’dan ve