Biz internetten önce nasıl yas tutuyorduk?

17 Ağustos 2014

Foto galeri, muhtelif aforizma, Wikipedia’dan derlenmiş hayat öyküsü olmayan, Youtube’dan video paylaşılmayan bir dünyada ölen ünlüler için nasıl yas tutuyorduk hatırlayan var mı?

Allah hepsine rahmet eylesin, bu hafta, yazıyı yazdığım an itibariyle ölen ünlü sayısı üç. Robin Williams, Lauren Bacall, Süleyman Seba. Murat Göğebakan önceki hafta vefat ettiğinden yası bu haftaya devretmedi, muhtemelen balkon konuşmasıyla taçlandı ve azalarak sönüp gitti. Zaten sosyal medyada yas anlık bir refleks, konsantrasyon eksikliği çeken genç yetişkinin 10 dakikalık sosyalleşme ihtiyacının karşılığı.
En fenası iki ünlünün aynı günde vefatı Allah gecinden versin,
her hafta birçok ünlü göçüp gidiyor ve Twitter’ın trending topic alanı çeşit çeşit hashtag’le coşuyor. Foto galeriler, ölen ünlünün ağzından onun söyleyip söylemediği belli olmayan aforizmalar, Wikipedia’ya bakarak alelacele hazırlanmış yaşam öyküsünü RT’lemeler, gündeme dokunduran “mesajlı” anma cümleleri, ölen zatı muhteremin başrolde olduğu çocukluk anılarını (!) post etmeler, ünlüler ne dedi tweet’lerinden derlemeler, paylaşmalar, like’lamalar, orantısız methiye denemeleri...
Anladım seviyorsun da “Çocukluğumuzda bize

Yazının Devamı

Bu iki isim yakın takibe alınmalı

16 Ağustos 2014

Alice Boman ve Ryn Weaver. Her ikisinin de daha albümü yok, ikisinin de vokali çok başarılı, ikisi de kendi tarzında yükselmeye aday

Onümüzdeki günlerde sağda solda duymaya başlayacağınız ilk ismi açıklıyorum: Ryn Weaver. Kendisi “OctaHate” isimli ilk ve tek hit şarkısıyla adını duyurdu. Buradan aldığı gazla “Promises” adında dört şarkılık bir EP çıkardı. Albüm de 2015’te gelir. O zaman “Bu kimmiş?” demek yerine benden öğrenmiş olun. Bu EP’yi Soundcloud’daki sayfasında dinleyebilirsniz.

Amerika’da San Diego şehrinde doğan Weaver, New York’ta müzik âlemine bulaşmış. Passion Pit’ten Michael Angelakos’un prodüktörlüğünü üstlenip desteklediği bir isim. Diğer prodüktör Benny Blanco. “OctaHate” Soundcloud’da iki haftada 1 milyon dinlenmeyi aşınca kendisine bir ilgi oldu tabii. İlgi boşa değil. Güçlü bir ses, iyi indie-pop prodüksiyon. Vakit kaybetmeden tanışın.

İsveç’ten yükselen ses İkinci isim İsveçli, Alice Boman. İsveç’in yaratıcı, özgürlükçü, kalıpları kıran, alışılmışın dışına çıkan ya da alışılmışı çok iyi yorumlayan, müzik sahnesinde yeni bir isim. Boman’ın ikincisi geçen aylarda yayımlanan “Skisser” ve “EP II” isimli iki EP’si var. Buradaki şarkıların da yer

Yazının Devamı

Bir seçimin “en”leri

12 Ağustos 2014

En bariz kazananı: Recep Tayyip Erdoğan. Ne badireler, ne krizler atlattı ama oyunu hiç azaltmadı. Adaylar ve imkânları konusunda hiç de adil bir seçim değildi ama yolsuzluk söylentileri, ayrımcı dil, kutuplaştırmalar, otoriterleşme eğilimleri, hiçbiri ama hiçbiri sonucu etkilemedi. Erdoğan beklediği gibi “tek adam” olacak oyu alamadı. Bunun farkında olmalı. Ancak seçimin bariz kazananı elbette odur.

En bariz kaybedeni: MHP. Teşkilatını çalıştıramadı, tabanına söz geçiremedi, İhsanoğlu konusunda ikna edici olamadı, olmaya da çalışmadı. Kendini salmış, hayata boş vermiş bir tablo çizdi. Tayyip Erdoğan’a ilk turda cumhurbaşkanlığını sundu. MHP’yi zor günler bekliyor.
En büyük aşama kaydedeni: Ekmeleddin İhsanoğlu. Bir ay önce adını Türkiye’de kimse bilmiyordu. AKP propagandistleri ismiyle alay ediyor, kökeniyle ve geçmişiyle ilgili düzenli iftira kampanyaları yürütüyor, onu itibarsızlaştırmaya çalışıyordu. Karşısında devlet imkânlarını kullanarak seçime giren, kendine yapılan bağışları çok aşan paralar harcayarak propaganda yapan, 12 yıldır herkesin tanıdığı bir aday vardı. İhsanoğlu bir ay gibi kısa sürede imkânsızı başardı. Hem adını doğru söyletmeyi, hem CHP’nin oy

Yazının Devamı

Farkındalık efsanesi

27 Temmuz 2014

Çevrenize bir bakın. Her gün onlarca yüzlerce duyarlı mesaj, hashtag, başlık, etkinlik, röportaj, konuşma, toplantı, girişim... Hepsi farkındalık yaratmaya çalışıyor. İyi de farkında mıyız?

Başbakan’ın iftar yemeğinde Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’la fotoğraf çektiren ünlüler Gazze’yle ilgili ne kadar farkındalık yaratabildi?

New York Magazine’in son sayısında “Awareness is Overrated / Farkındalık Abartılıyor” başlıklı bir yazı gözüme ilişti. Yazı Amerika’daki farkındalık hareketlerinin, kampanyaların, davetlerin, yemeklerin, etkinliklerin, sosyal medya oluşumlarının aslında ne kadar işe yaradığını sorguluyor. Konu Birleşik Devletler’de yürütülen muhtelif kampanyalardan örneklerle anlatılmış.

Kampanyalar istenenin aksi etkiler yaratıyor
Liselerde uyuşturucuya karşı yürütülen farkındalık çalışmalarının hiçbir işe yaramadığı, aksine kullanımın arttığı, bu “farkındalık”ın çocuklara uyuşturucuyu “fark ettirdiği” söyleniyor.

Yazının Devamı

Aradığım albümü buldum

26 Temmuz 2014

En güzeli değil, en iyi çalınmışı veya en iyi söylenmişi değil, en moda, en trend olanı da değil. Ama bu yaz aradığım pop albümünü buldum galiba

La Roux yani Elly Jackson 2009’da 80’lerin bağrından kopup gelmiş gibi duran ilk albümü “La Roux”yu yayınladığında kimi bayıldı, kimi sıradan buldu. Ben çok sevdim. Çünkü 80’lerin etkisindeydi ama o yıllara öykünen bir albümü dinliyor olmaktan çok,
o yıllara ait kıyıda köşede kalmış, bir tesadüf sonucu gün ışığına çıkmış Britanya usulü bir pop albümü hissi yaratıyordu.
“Bulletproof”, “In For The Kill”, “I’m Not Your Toy”... Albümdeki neredeyse bütün şarkılar zamanla daha da yer etti. Sanki bu şarkıları yıllardır dinliyor gibiydim.
Ardından Jackson’ın BBC Radio 1 Live Lounge için kaydedilen akustik performansını izledim. Bir piyano ve La Roux... O zaman onun çok yönlü bir sanatçı olduğunu fark ettim. Şahane şarkı söylüyordu, üstelik şarkıları tek piyano eşliğinde güzelliğinden kaybetmemiş, adeta boyut kazanmıştı.

Hayli gecikmiş bir çalışma

Yazının Devamı

Hayaller Paris, gerçekler Eminönü

22 Temmuz 2014

Cinler insanlara âşık olur mu?
Cinlerle sevişmek orucu bozar mı?
Taharet yaparken makatımdan içeri su kaçarsa oruç bozulur mu?
Yanlışlıkla küçük ayak parmağımın tırnağını yedim, orucum bozulur mu?
Sevdiğime kavuşmak için dua ediyorum, o da kendi sevdiğine kavuşmak için dua ediyor, kimin duası kabul olur?
Gayrimüslimlerin hakkını yemek günah mı?
Çocuğumu öpsem orucum bozulur mu?

Yazının Devamı

“Aynı bizim buralar!”

20 Temmuz 2014

“Sicilyalılar aynı Türkler gibi.” Bunu Yunanistan ve Yunan adaları için de çok duyarsınız. “Ay aynı bizim buralar...” Emin misiniz?

Geçen hafta sonu Sicilya’daydım. Çok havalı bir cümle gibi dursa da aslında gayet mütevazı
bir şey yazıyorum, yanlış anlamayın. Sicilya’da bir hafta sonu Gümüşlük’te bir hafta sonundan daha ucuz. Pizza pizzaya benziyor, makarna makarnaya, lazanya lazanyaya... Şaraplar harika, çeşitli ve ucuz. Toplu ulaşım kolay ve rahat (taksilerden uzak durun). Türkiye’de el yakan her şey, Sicilya’nın en turistik kasabalarından Taormina’da bile Türkiye’nin yarısı fiyatına. Afedersin en lüks yerde tıksırana kadar yiyip içsen adam başı
25 avro hesap verirsin. Catania gibi bir şehirde ise daha da hesaplı her şey.
Hele hele “30 avroya lahmacun” desen Isola Bella’nın açığında demirleyen milyon dolarlık yattan bile kahkahayla gülerler, “oldu canım” diye.

Yazının Devamı

5 tatil albümü

19 Temmuz 2014

Bu yaz tatile çıkarken telefonun bir köşesine, masaüstündeki bir klasöre, mp3 player’da yeni oluşturacağınız bir listeye, favori müzik platformunuzun “offline albümler” köşesine ekleyebileceğiniz beş albüm

“L’Aventura” Sebastien Tellier
l Sebastien Tellier kafayı Güney Amerika’ya, Karayipler’e daha doğrusu o bölgenin müziklerine takmış. Bir bossa nova kafası, bir samba esintileri... Tabii hepsini kendi süzgecinden geçirip kendi gibi uçuk şarkılarla aktarıyor bu okyanus ötesi deneyimleri. Şahane.

“Futurology” Manic Street Preachers
l Hayli çalışkan ve sık albüm yapan bir ekip Manic Street Preachers. Ama bu albümün diğerlerinden farklı bir sound’u ve atmosferi var. Bunu sağlayan synthe’ler mi acaba? “Sex, Power, Love and Money”, “Futurology”, “Mayakovsky” gibi şarkıları dinleyince “galiba” diyor insan. Ben bu albümü yolda dinlerim.

Yazının Devamı