Brezilya-Türkiye

15 Temmuz 2014

Brezilya’nın Almanya’dan yedi gol yemesinin, sahada tek bir varlık gösterememesinin ardından memlekette genel tepki şu oldu:
Makine gibi yetiştirilen ruhsuz Almanlar, sıcakkanlı Brezilya’yı ezdi geçti, üstelik bir de aşağıladı. Efendim yedi gol de atılır mıymış, favelalardaki çocukları ağlatmışlar vesaire vesaire...
Bu maçın sonucundan bir tür ezik edebiyatı, zavallı Brezilya romantikliği, duygusuz Almanlar retoriği çıktı. Öyle ki bu retoriği bir adım öteye götürdüğünüzde bu insanlıktan nasibini almamış Almanlara üzülmeye başlıyorsunuz. “Yazık bak biz ne güzel duygusalız, sıcakkanlıyız hem sevinci hem üzüntüyü uçlarda yaşıyoruz. Yaşamak bizimkisi gibi olur. Bunlar hep makine gibi...”
Brezilya Hollanda’dan da üç yedi. Almanya Arjantin’i yenip şampiyon oldu hâlâ aynı tepki: “Sevinmeyi bile bilmiyorlar, biz olsak ne biçim sevinirdik...”
Sorunun temeline tarihsel geri kalmışlığı koy, işin içine sıcakkanlılığı ekle, böylece her derdine deva bulursun. Çalışmasan da olur, nasılsa en kral sensin. Tipik bir üçüncü dünya bakış açısı.
İşin ilginci, bu bakış açısı global markaların da benimsediği ve desteklediği bir tür pazarlama siyaseti.
Üçüncü dünya ülkelerinin kendilerini

Yazının Devamı

“Yemediler yedirdiler!”

13 Temmuz 2014

“İşkence etmedilerse, yemek ve su verdilerse daha ne yapsınlar, iyi davranmışlar” diyor biri Twitter’da IŞİD hakkında. Normalin tanımı giderek değişti, bilmem farkında mıyız?

Yemediler bize yedirdiler, içmediler bize içirdiler. Kuran okudular, Müslüman Müslümanı öldürmez dediler.
Çok iyi davrandılar.”
Kendi standartlarına ve dünya görüşüne uymayan insanların kafasını kesip top oynayan IŞİD’in elinde
23 gün tutsak kalan Türk şoförün izlenimleri bunlar.
Maldivler’den yurda yeni dönmüş gibi heyecanlı, “muhakkak gidin görün, şahane bir ortam” kafasında...

Yazının Devamı

Metallica konseri için birkaç not

12 Temmuz 2014

Yarın Dünya Kupası finali var ama kupa finali gibi bir de konser olacak İstanbul’da. Birkaç notum var, aklınızın bir köşesinde bulunsun...

* Kulaklık takmaya inanın. Volüm çok yüksek olacak. Sound harika ama ses düzeyi kulaklarınızda kalıcı hasara neden olabilir. Sanılanın aksine arkalarda da tehlike altındasınız. Hatta önlerde ve orta alanda ses çok daha iyi ve ses düzeyi makul oluyor. Yapmanız gereken şey muhakkak bir kulaklık almak. Hem bu şekilde grubun performansını daha net duyabilmek de mümkün.
* Yeni şarkıya ilgi gösterin. Metallica, Request By Metallica turnesinde yeni bir şarkı çalıyor: “Lord of Summer”. Bunu hayranları zaten biliyor. Belki bilmedikleri şu, bu yeni şarkı konusunda çok hassaslar. Kirk Hammett ile konuştuğumda bu şarkıyı çok beğendiğini söylemişti. Açıkçası oldukça sert ve uzun süren bir metal macerası şeklinde özetleyebilirim bu şarkıyı konserde izlediğim haliyle. 1991’de, bugün en fazla istenen şarkılarından “Sad But True”, “Enter Sandman”, “Nothing Else Matters”, “Unforgiven”ı içeren “Metallica” albümü çıktığında verdikleri röportajda (Rolling Stone, 14 Kasım 1991) Ulrich, “Hep eski şarkıları istiyorlar, yeni şarkıları çalınca tepki gelmiyor”

Yazının Devamı

Ekmeleddin İhsanoğlu

8 Temmuz 2014

l “AB’ye girmek seçenek değil tarihi bir mecburiyettir. Ya Batı ya Doğu gibi bir seçim yapmak zorunda değiliz” dedi. Mantıklı konuştu.
l Devlete kendi gündemini dayatmanın yanlış olduğunu belirtti. Başkanlık sistemine geçişi “kişisel gündemi dayatmak” şeklinde yorumladı.
l “Bu bir siyasi seçim değil, bu şekilde lanse etmek yanlış, CHP’nin MHP’nin değil bir uzlaşının adayıyım, AKP içinde de değerli dostlarım var, ben o partinin de oylarına talibim” dedi. Böyle CHP’li ya da böyle MHP’li mi olur diyenlere yanıtını verdi.
l “Atatürk bu ülkenin kurucusudur, bağımsızlık savaşını kazanmıştır onsuz bir Türkiye tarihi olmaz” dedi.
l Alevilerin haklarını almaları için çalışacağını söyledi. Barış sürecine karşı olan savaş istiyordur diyerek sürece destek verilmesi gerektiğinin altını çizdi.
l Başkanlık sistemine karşı olduğunu, ABD’de bu sistemin tarihsel kökleri olduğunu, bizim tarihimizde ise Tanzimat’tan bu yana parlamenter sistem olduğunu anlattı.
l Madem öyle, madem başkan seçiyoruz, o halde gelin sadece kişiye özel adrese teslim bir yasayla, bir aylık bir kampanya süresi ve kısıtlı finansman imkânlarıyla değil ABD gibi yıllara yayılan, ön seçimli uzun soluklu

Yazının Devamı

50 şuben olursa ancak kaşarlı tost satarsın

6 Temmuz 2014

Türkiye’de her yer aynı mı olmak zorunda? Her şey büyümek, gelişmek, tatsızlaşmak, bir örnekleşmek zorunda mı? Bunlar işini iyi yapmaktan daha mı önemli?

Barselona’da Cal Pep adında bir mezeci var. Onların mezelerine tapas deniyor ya, yani tapasçı. Yaklaşık 50 metrekarelik bir yer. Bir de arka tarafta salon var. Birkaç masa ancak alır. Barselona’nın turistik mahallelerinden El Born’da.
Haftanın belli günleri, belli saatleri açık. Kapıda kuyruk olunuyor. Sırası gelen içeri giriyor. Özel bir siparişi varsa veriyor, yoksa kendisine deniz ürünlerine ya da herhangi bir şeye alerjisi olup olmadığı sorulduktan sonra sırayla buranın mezeleri getiriliyor. Bira ya da şarap var yanında, isteyene.
Öyle “bunun içinde ne var” diye iki saat menüyü analiz ettireni, “bunun içinden bilmemneyi çıkarıp yanına da bilmem ne otundan koyar mısınız?” falan diyeni hoş karşılamıyorlar. Üstat getiriyor kısaca; siz de tadına bakıyor, içkinizi yudumluyor, sohbet ediyor, bu ufacık mekanın tadını çıkarıyorsunuz.
Mutfak önünüzde. Tabağınıza gelenin nasıl hazırlandığını görüyorsunuz. Ne bir lüks, ne bir abartı. Burası her kitapta, gidilecek yerler listesinde yer alan meşhur bir yer.

Neden herkes

Yazının Devamı

Abartılmış albümler mi?

5 Temmuz 2014

Salon.com 90’ların en fazla abartılmış, haddinden fazla değer verilmiş albümlerini listelemiş. Bu listeye dair benim de iki çift lafım olacak

“Endtroducing” DJ Shadow
l Gerçekten olmaz. Bu albüme abartılmış denmez. “Endtroducing” DJ Shadow’un DJ müziğini ve plak tekniğini ustalık mertebesine terfi ettirdiği, resmen sanat eseri niteliği taşıyan, bence UNESCO dünya mirası listesine falan alınması gereken
bir albüm. Zamansız denen, eskimeyen türden bir iş. Dinlemesi eğlenceli değil demişler. David Guetta dinleyin o zaman.

“The Miseducation of Lauryn Hill” Lauryn Hill
l Lauryn Hill tam bir hayal kırıklığı. Biliyorum. Çok sevsem de Parkorman’daki konserde canlı izleyince inanılmaz üzülmüştüm. Karşımızda tripten tribe giren, şarkı falan da söyleyemeyen sıkıntılı bir tip vardı. Hill bu albümden başka doğru dürüst albüm yapamadı. Ama bu albüme

Yazının Devamı

Ne yapalım biz de mi Köşk’e çıkalım?

1 Temmuz 2014

Efendim Cum-hurbaşkanlığı Çankaya yerleşkesi yeşillikler içindeymiş. 438 dönümlük bahçenin bir bölümü organik tarıma ayrılmış. Cumhurbaş-kanımızın talimatıyla ve eşinin bizzat yürüttüğü çalışmalar sonucunda elde edilen organik sebzeler köşkteki ikramlarda kullanılmış.
26 çeşit meyve ve 45 çeşit sebze buradaki organik tarım alanında yetiştirilmiş. Aromatik bitkilerin üretildiği ayrı bir bahçe mevcutmuş. Köşkte ağırlanan konuklar bu alanlarla yakından ilgilenmiş ve çok beğenmiş.
Bunlarla yetinilmemiş, Cumhurbaşkanlığı’nın İstanbul’daki Tarabya yerleşkesinde de 326 metrekarelik bir sera oluşturulmuş. Burada da organik sebze ve meyvelerle muhtelif çiçekler yetiştiriliyormuş. Her iki yerleşkede yer alan bahçeler yurtdışından getirilen fidelerle ve tohumlarla zenginleştirilmiş.
Köşk bahçesindeki asırlık 20 ladin, 5 çınar ve bir badem ağacına özel bakım uygulanmış. Boş alanlar çimlendirilmiş, oksijen seviyesi yükselmiş. Her iki yerleşkede, 79 anıt ağacın yer aldığı 52 bin 164 ağaç bulunmaktaymış. Bunların yanı sıra son 5 yılda bu alanlara muhtelif türlerden 24 bin 328 ağaç dikilmiş.
İyi güzel de, köşk yeşillikler içinde otururken bir yandan bahçesini geliştirirken, onay

Yazının Devamı

En son ne zaman iyi bir Türkçe pop şarkısı dinlediniz?

29 Haziran 2014

Kanadalı trip hop prodüktörü The Weeknd geçen hafta yayınladığı yeni şarkısında Nükhet Duru’nun seslendirdiği “Ben Sana Vurgunum”u kullandı. Bugün böyle şarkılar bulmak zor

En son ne zaman iyi bir Türkçe pop şarkısı dinlediniz? Cidden en son ne zaman “İşte bu benim şarkım” dediniz? Tarz fark etmez, eller havaya, arabesk, fantezi her şey dahil. Ama idare eder değil, gerçekten iyi bir şarkıdan bahsediyorum.
Ben hatırlamıyorum. Yıllardır tek duyduğumuz, yaz gelince plajlarda çalınsın diye alelacele hazırlanmış, hepsi birbirinin aynı birtakım ritimler üzerine bazı kafiyeler.
Altın Kelebek ödül töreninde ve muhtelif törenlerde adı geçen popçuların tamamının
40 yaş ve üzeri, genç yetenek olarak ödüllendirilen sanatçıların ise 30 ve üzeri olması Türkiye’nin popüler müzikteki çıkmazını gayet iyi ortaya koyuyor. Yeni isim, yeni müzik, yeni bakış açısı yok. Farklı yönlerden beslenmeyen müzik hep kendini tekrar ediyor.

Türkiye’de vizyon dar, yaratıcılık ise karaborsa

Yazının Devamı