İstanbul’da geçen eylül ayı başında konser veren U2’nun ziyareti kitap oldu! 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı tarafından hazırlanan kitapta U2 ve Bono’nun İstanbul ‘ziyareti’ dillere destan bir üslupla anlatılıyor
U2’nun şanlı İstanbul macerasının yankıları dinecek gibi değil. 2010 İstanbul Avrupa Kültür Başkenti ajansının en fazla ses getiren ve belki de akıllarda kalan tek etkinliği olan U2 konserini Ajans da çok önemsiyor olmalı ki hayli masrafa girip kalın kapaklı, gıcır gıcır kağıda baskılı dev bir eser hazırlamış.
Eserin adı “U2 İstanbul’da.”
Kitabın girişinde Ajans Genel Sekreteri Yılmaz Kurt imzasıyla “O gün o sahnede başka birşey vardı” başlığıyla Ajans’ın U2 aşkı şairane bir dille adeta bir kahramanlık destanı gibi anlatılıyor. “Doğu’dan Batı’ya doğru yürüdü adım adım. Her adımda şehri çekti içineÖ” gibi ifadeler kullanılıyor. Sanırsınız Fatih İstanbul’a giriyor.
Hem yurttan hem dünyadan yeni albümler yağmaya başladı bugünlerde. Peki neden mi sadece bu üçü? Çünkü...
Çünkü her anlamda ustaca hazırlanmış şahane bir albüm
“Arve” / 123
Berke Can Özcan, Burak Irmak, Dilara Sakpınar ve Feryin Kaya. Tamburada ve DadadaDan gruplarında birlikte çalıştıkları Korhan Futacı ile iki yıl kadar önce yolları ayrılınca 123’ü kurdular. Ve gerçekten şimdi daha da iyi müzik yapıyorlar. Bir süre sonra vokallerde Dilara Sakpınar’ın da onlara katılmasıyla tamam oldular.
123 elektronik efektlerin de yer geldiğinde destek verdiği çok başarılı bir grup sound’una sahip. Herkes vokal yapıyor. Çok farklı enstrümanlar ve efektler grupta yer alabiliyor. Norveçli trompetçi Arve Henriksen bu albümde onlara eşlik ediyor.
Bir önceki albüm “Aksel”de anlatılmaya başlanan bir hikaye var. Teknik olarak ikinci albüm de bu hikaye üzerinden gidiyor. Hikaye dört albümde tamamlanacak. Ve ben bunu size anlatmayacağım. Çünkü şahane tasarlanmış hard cover bir de kitapçık bulunan versiyonuna da sahip iki albümü satın almanızı, art arda dinleyip okuyup inceleyerek dinlemenizi tavsiye ediyorum. 123 dünya çapında değerli ve anlamlı bir müzik yapıyor. Bu birbirinden yetenekli
Tarkan’ın yeni videosu çok başarılı. Hem kılık kıyafet, hem tarz, hem konsept çok iyi. Ama şunu söylemeden de edemeyeceğim. Bu klip Rihanna’nın “Rockstar 101” isimli şarkısının klibine fazla benziyorTarkan ve ekibi çok iyi bir iş çıkarmış. “Acımayacak” iyi bir şarkı. Hem oryantal motifler taşıyor hem de basbayağı bir rock şarkısı hissi veriyor. O yüzden bir rock grubunun performansı fikrine dayalı klip bence doğru bir seçim.
Müzisyenler de gerçekten müzisyen. Hiçbiri rol kesmiyor. Davulda Kurban ve bir dönem Athena’dan tanıdığımız Burak Gürpınar var. Bu adamı izlediyseniz; öyle bir davul çalar ki sanki siz çalmış gibi havalara girersiniz. Her konserde beş kilo falan verdiğini düşünüyorum. Basta Alp Ersönmez var. Kangroove ile adını duyurdu ama artık ünü yayıldı. Nerede sağlam bir müzik yapılsa Alp muhakkak oradadır. Şahane bir müzisyen. Otur, nasıl çaldığını izle saatlerce, sıkılmazsın. Tarkan’la çalıştığını biliyorum. Umarım devam eder.
Gitarda Can Şengün’ü pek çok performansının yanında Şebnem Ferah’ın akustik konserinde izlemiştim. O da işinin en iyilerinden, çok sağlam bir gitaristtir.
Ayrıca çarşaflı müzisyenler ve dansöz fikri de mükemmel. Çok estetik duruyor.
Ama.
Yok canım, Manga değil. Okuyucu soruyor. Mesajlar, yorumlar çok. Telif kuruluşundan değil, hakkı temsil edilemeyen sanatçılardan ve küçük firmalardan...Sorular geliyor. Tepkiler geliyor. Yorumlar geliyor. Asıl ses vermesi gerekenler ise “Milliyet’te Mehmet Tez diye biri varmış, kim bu?” düzeyindeler.
Hâlâ soruyla değil soranla uğraşıyorlar: “Kim ki bu?”
Haydi haydi neyse size iyi site kapamalar, hayırlı işler...
Bana “Ne olur bunları da sor” diye dert yanan mesajlardan bir-iki tane ayıkladım. Yanıtlanmayacağını bile bile sorayım.
* Neden bu telif kuruluşunda asil üyeler asil olmayan üyelerin de eserlerinin bulunduğu havuzun pazarlanmasından gelen geliri sadece kendi aralarında bölüşüyor? Asil üyenin sanatçısı sanatçı da yedek üyenin ki değil mi?
* Neden asil üye olmak için gerekli olan yılda 300 bin albüm satma barajı aşağı çekilmiyor? Neden 290 bin bile satsa bir üye asil olamıyor? Küçük şirketler ve sanatçıları pay almasın diye mi?
* “Artık CD satılmıyor” diye sızlanan asil üyeler acaba artık pek çok firma ve sanatçı için bu rakamların hayal olduğunu bilmiyor mu? Ya da bal gibi biliyorlar mı?
Hafta içinde çok tartışılan yeni alkol yönetmeliği gençleri korumaktan ziyade belli tarzdaki sosyal ve kültürel yaşamı bitirmek amacıyla hazırlanmış gibi duruyor
İzlenmez arkadaş, olmaz. Ayran içerek festival izlenmez. Eşyanın tabiatına aykırı. Şimdi bunu yazdık diye ne lobiciliğimiz kalır ne alkolikliğimiz. Ama o gücenir, bu bozulur, filanca ne der diye düşünen yazı da yazamaz. Üstelik gençlerin festivallerde alkole alıştığını da hiç düşünmüyorum. Böyle bir istatistik falan da yok.
Sanki yönetmeliğe itiraz etmek alkolizmi desteklemek demek. Bizim ayran, limonata, su içerek festival izlememizi istiyorlar. Bunun adı basbayağı yaşam tarzına müdahaledir. Halbuki bilmiyorlar, ayran içilerek festival izlenen bir İstanbul artık dünyanın en fazla merak edilen, insanların gelip görmek için can attığı yer olmaktan çıkar. Bu kimsenin işine gelmez.
Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (TAPDK) hazırladığı ve Resmi Gazete’de yayımlanan yeni yönetmelik gençleri alkolden korumayı falan amaçlamıyor. Bu yönetmelik belli bir kesimin kültürünü ve sosyal yaşamını ortadan kaldırmak amacıyla ustaca yontulmuş, ince ince işlenmiş bir yönetmelik.
Çünkü insanının sağlığını düşünen, bir
Kimi “Rock grubu Eurovision’a gider mi?” diye soruyor, kimi “Gençlik demek rock demektir” diyor. Hepsinin ortak fikri “Rock müzik muhaliftir, isyan eder, dünyayı değiştirmek ister”. Emin misiniz?
Metallica salata ve balık yemeyi seviyor. Konsere maaile özel uçaklarıyla gelip çaldıktan sonra Akdeniz’de kiraladıkları adaya dönüp bir sonraki konsere kadar denize giriyorlar.
Deep Purple, Medvedev ile Putin’in en sevdiği grup oldu. Paso Rusya’dalar. Kadehler kalkınca “Smoke on the Water” çalıyorlar.
The Doors birleşip biraz para yapalım diye turneye çıktı. Küçük bir eksikle, 1970’de ölen Jim Morrison hariç. Ama iyi para yaptılar... Geçen 10 yıl boyunca bir araya gelen onlarca rock grubunu saymıyorum, gerek yok. Çoğu Las Vegas’ta her akşam konsere çıkıyor.
U2’yu son gördüğümde Egemen Bağış ve Hayati Yazıcı’yla köprüyü geçiyordu.
Tindersticks geldi, konserde “Konuşmayın, gürültü oluyor, yoksa çalmam” dedi, herkes sustu.
Patti Smith İstanbul’a geldi, yasak öncesi geleceği gördü, konserinde sigara içirtmedi. İçeni dışarı çıkardılar. Dumandan rahatsız oluyor.
Tamam bir sürü albüm yayımlanacak, bir sürü yeni isim çıkacak ve adını duyuracak. Ama dünya 2011’de en fazla bu albümleri bekliyor
Lady GagaYeni yılda rock açılımı...
Albümün adı “Born This Way”. Tarih kesin olmamakla birlikte kaynağı belli olmayan bir 23 Mayıs söylentisi var.
Gaga diyormuş ki bu albüm ilkinden daha hüzünlü olacak. Ayrıca tarz olarak poptan rock’a kayıyormuş. Albümde yer alan “You and I” eski tarz bir rock baladı tadında (ve çok başarılı)... Bakalım Gaga’yı pek seven gay’lar bu rock açılımına nasıl bakacak? Yine ilk albümdeki prodüktörü Fas asıllı İsveçli prodüktör RedOne (Nadir Khayat) ile çalışıyor. İkinci albümler önemlidir. Adamı vezir de eder rezil de bu ikinci albümler... Benim tahminim, iyi olacak.
ColdplayAynı prodüktörle yola devam
Gelin bir konuda anlaşalım. Siz korsanla mücadeleyi sadece “emeği yenmiş, zavallı” müzisyenlerimizin haklarını korumak için değil, sektöründe tekelleşmiş şirketlerinizin kârını artırmak için de yapıyorsunuzBu yasadışı mı? Hayır kesinlikle değil. En doğal hakkınız. Ama lütfen artık “Kendim için istiyorsam namerdim, sanatçı aç” masalını bir kenara bırakın, bu maskeli balo bitsin de rahat rahat konuşalım.
* Bir kere vitrine hep “hakkı yenmiş, zor durumdaki sanatçı”yı koyuyorsunuz. Çünkü bu şekilde uygulamalarınız kamuoyunda kabul görüp destek buluyor. Ama benim bu konuda kanayan bir yüreğim yok. Ne çıkarım var ne de beklentim. O yüzden sorular sorabiliyorum.
* “Yoksa siz korsanı mı destekliyorsunuz?” diye lafı ağzımıza tıkayıp üzerimizde baskı kurmaya kalkmayın. Desteklemiyoruz. Ama her yaptığınızı da ayakta alkışlayacak değiliz. Zamanında Güneydoğu meselesiyle ilgili fikirler “Sen teröristi mi destekliyorsun yoksa?” cümlesiyle bastırılırdı. Şimdi Türkiye Kürtlere bölgesel özerklik dahil her konuyu açıklıkla tartışan bir ülke. Sizi de tartışacağız. * Madem destek almak için kamuoyuna başvuruyorsunuz, o zaman hesap da vermelisiniz. Sanatçılar adına topladığınız paralardan