Araban Mercedes, BMW, Audi, Volvo, Toyota, Nissan...
Telefonun iPhone, Sony, Samsung...
Eşarbın Louis Vuitton, Pierre Cardin, tektaş yüzüğün Tiffany & Co.’dan.
Saatin Patek Philippe, Rolex, Cartier, Ulysse Nardin.
Gözlük İtalyan, Ray Ban.
Ayakkabılar Louboutin.
Sporun gözdeleri Nike, Adidas...
Tişörtler Lacoste.
Televizyonun Sony, Samsung, Philips, LG.
Kurultayında sahneye kurduğun ses düzenini Japon üretiyor, liderinin şaşaalı hologram teknolojisi Amerika’dan...
***
Bunlar biliyorsunuz hep yerli ve Müslüman şeyler.
Bin yıllık göreneklerimiz, geleneklerimiz, Anadolu’muzun güzellikleri, kültürel değerlerimiz.
Dedelerimiz, anneannelerimiz, soğuk kış gecelerinde hologram izlerdi.
250 liraya Şebiarus konserine gider, çıkışta Boğaz’daki Huqqa’da Cajun salataya çatal batırır, beş çayında “Qurabiye” yer, bir yandan da Twitter’da Facebook’ta gıybet ederlerdi.
Biz de onların izinden gidiyoruz, evelallah.
***
Biliyorsunuz, dört çarpı dört Müslümanlığın şartı, markası Amerikan ya da Alman olursa daha makbul...
Altına en azından bir Land Rover çekemeyeni “yerli” saymıyorlar artık.
Bilgisayarın Amerikan, Japon, Güney Kore. Gir doya doya trollüğünü yaşa.
Övündüğün yerli markan THY’nin uçakları Amerikan, İngiliz, Fransız.
Marmaray’ı Japon yaptı.
Fatih Köprüsü’nün adı Fatih ama Japonlar yaptı.
Üçüncüsü Yavuz Selim, onu da Japonlar yapıyor.
Körfez köprüsü, o da Japon.
Fabrikanda kullandığın makineler Fransız, Alman, Japon, İtalyan.
Yerli malı diye ürettiğin buzdolabının, çamaşır makinesinin, ekmek kızartma makinesinin bütün parçaları, patenti Alman, Amerikan, Fransız.
Otomotiv sektörün Fransız, İtalyan, Japon.
Yerli üretim otomobilini İsveçli Saab’a yaptırdın.
Yerli nükleer santralin Rus, Fransız, Japon.
Uzaya attığın yerli uydun Fransız.
Cihat ediyorsun, kullandığın helal silah Rus, Amerikan.
Eziyet görüntüleri yine yerli markalarımızdan Youtube’a yükleniyor.
“Rus uçağı düşürdük eyvah savaş çıkacak” dendiğinde ilk tepkin “Abi şu ara dolar almak lazım”.
İstikrarın, istikbalin Amerikan merkez bankasında...
***
Ama neyse ki uyarıldık, yılbaşı kutlamıyoruz. Az daha din, vatan millet elden gidecekti.
Yılbaşı âdetimiz değil. Bu saydıklarım hep bizim âdetimiz, ondan yapıyoruz.
Ben hakikaten bu yıl yılbaşını kutlamıyorum.
Yıl sonunu kutluyorum.
İki tane demokrasi abidesi seçim, yüzlerce ölü çocuk, binlerce acılı insan, yanan sokaklar, yıkılan evler, tanklar, girilemeyen şehirler, çıkmaz sokağa giren umutlar.
Koca bir ülke, kalbi, zihni, eli kolu, kaderi, kısmeti bağlı bekliyor, bakıyor.
İyi ki bitiyor bu yıl...
Özay Şendir
“Erdoğan, Osmanlıyı diriltmek istiyor…”
11 Mayıs 2025
Abbas Güçlü
Şaşırtan Çin
11 Mayıs 2025
Zeynep Aktaş
Yatırımda yeni şifre: Hızlı nakit
11 Mayıs 2025
Ali Eyüboğlu
Nükhet Duru: Fırınlanmadan, pişmeden kalıcı olunmaz
11 Mayıs 2025
Güldener Sonumut
Vadeli lider vs. Vadesiz lider: Habemus Papam...
11 Mayıs 2025