Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Tarkan’ın gözaltı resmini görünce bunu bir yerden hatırlıyorum dedim. Batıda ünlülerin gözaltı fotoğraflarını yayımlamak neredeyse bir gelenek

Tarkan’ın gözaltı fotoğrafını görünce...


Hangi ünlünün biyografisini okursanız okuyun, sistemle çakıştığı bir nokta bulursunuz. Kimi bir şeyleri protesto ettiği için, kimi sistemin tekerine çomak soktuğundan, kimi yazıp çizdiklerinden, kimi söylediklerinden, kimi yediğinden, kimi içtiğinden, kimi yuttuğundan, kimi kibirden ya da adi suçlardan muhakkak yasalarla bir sorun yaşamıştır. Gözaltına alınmak Hollywood ünlüleri ya da meşhur şarkıcılar için neredeyse alışkanlık.
Yalnız yabancı alemlerde inkar pek yok. “Ben bir halt yedim, dersimi aldım, siz yapmayın” daha yaygın.
Bence doğrusu da bu. Bizimkiler sütten çıkmış ak kaşık oldukları için kendilerine konduramazlar. Oysa başı derde girip de açık gönüllülükle bunun yükün sırtlanan adama dünyanın her yerinde saygı duyulur. Bunu Türkiye’de de gördük. İsim vermeye gerek yok.
Acaba Tarkan’ın fotoğrafı polisten dışarı nasıl sızdı diye merak edenler olduğunu görüyorum. Onlara şunu söylemeliyim. Bu iş dünyanın her yerinde böyle arkadaşlar. Yani ünlüyseniz her şeyiniz merak konusu, hele gözaltı fotoğrafınız. Bunda şaşıracak bir şey yok. İnsanlar bunu bilince o fotoğraf da sızıyor bir şekilde.
İnternette sadece ünlülerin gözaltı fotoğraflarını yayımlama konusunda uzmanlaşmış onlarca web sitesi var. En ünlülüleri de The Smoking Gun. Boş bir zamanda göz atın, bakın neler neler göreceksiniz...

Sarı zarftan çıkan albüm

Sarı bir zarf. Belli ki uzaklardan, yurtdışından. Baktım arkasında Barcelona yazıyor. El yazısıyla yazılmış.
D. Brown. Açtım baktım Brazzaville’in yeni albümü “Jetlag Poetry”. Tabii ya, David Brown. David, Barselona’da yaşıyor. İstanbul’a sık geliyor, ortak dostlarımız sayesinde bazen yemek yiyip bir-iki kadeh içip sohbet ettiğimiz de oluyor.
Brazzaville Türkiye’de çok sevilen bir grup. Konserleri tıklım tıklım. Yeni albümleri de eminim merakla bekleniyor. Daha piyasaya çıkmadı. Yolculuk temalı 11 şarkı var “Jetlag Poetry”de. Brazzaville’in kendine has, usul usul, insanın içine işleyen yalın sound’u, akustik gitar, nefis bir bas ve Brown’ın pürüzsüz sesi eşliğinde tam yollarda takılmalık.
Sarı zarftan çıkan albüm umarım pek yakında Türkiye’de raflardaki yerini alır.
Şimdilik tek çare grubun resmi sitesi Brazzaville-band.com’da albümün satışa çıkmasını beklemek.


İzmir yazısı...

Haberin Devamı

İzmir’e vardım. Saat 10.00...
11.00, 11.30, 12.00, 12.15...
Kordon...
12.30, 12.45, 13.00, 13.15, 13.30...
Rakı-balık.
13.45, 14.00, 14.15, 14.30, 14.45, 15.00, 15.15, 15.30, 15.45, 16.00, 16.15, 16.30, 16.45, 17.00, 17.30, 17.45, 18.00, 18.15, 18.30, 18.45, 19.00, 20.00, 20.30, 21.00, 22.00, 23.00, 24.00...
Kumru. Ve Mehmet Tez eve döner...

Haberin Devamı

Vallahi böyle çok kolay oluyormuş

ama ben size doğru dürüst anlatayım.
Geçenlerde İzmir’e DJ’lik yapmaya gittim. DJ değilim ama “Jackson’s isimli mekanda Erdil Yaşaroğlu davetlilerle sohbet edecek, sen de müzik yapsana” dediler. “Neden olmasın?” dedim. Erdil’le sohbet muhabbet zaten çok iyi, müzik de tuzu biberi olur.
İzmir’i hiç bilmem ama ne zaman gitsem kanım ısınır. İstanbullularda tatil kafası yapıyor galiba.
Şunu fark ettim, İstanbullular olarak İzmir’i gerçekten hiç tanımıyoruz.
Boyoz, çiğdem, gevrek, İzmir’in kızları(!), Kordon falan gibi klişelerle biliyoruz.
Tamam bunlar da vardır herhalde, eminim İzmir’in kızları deniz gibi (!) kokuyordur (bu lafı da kim bulduysa).
İyi güzel de... Başka?
İzmir çok güzel bir memleket, daha fazlasını hak ediyor sanki. Ben İzmirli olsam memleketimi bundan daha farklı tanıtmaya çalışırdım.
Haksız mıyım?

MASA ÜSTÜNDEN NOTLAR

Bilim insanları her şeye çare buldu, albüm jelatinine bulamadı. Neyse yani masa üstümün jelatini açılamamış albümler kulesinden çekilişle belirlediğim üç talihli şöyle:
* DJ Hüseyin Karadayı Collection: Altı CD, 83 şarkı boyunca yerli-yabancı “dıptıs” ritimli onlarca şarkı. Bana hitap etmedi. Sıkılıp Youtube’dan apaçi marşı “Outro Lex”i, ardından da DJ Kantik’ten “Wapmatix Violin” dinledim. Tedavi oldum.
* “Bugünkü Neşen Cartel’den” - Cartel: Evet Cartel geri dönmüş ama diskoya, kulübe, aleme dönmüş. Eskiden “Almanya’nın sokaklarından al haberi” diyen Cartel’in şarkılara bakılırsa işi gücü çapkınlıkta. Ben Cartel’den umutluydum, hayal kırıklığına uğradım.
* ”Fark” - Faruk: “Kahpe Rengi (Akustik)” isimli duygusal şarkıda Faruk “Yar senin yüzünde kahpe rengi var” diyerek fark yaratmış. Ardından “İşine Gelirse (Versiyon)” var. Versiyon ne bilmiyorum. Daha sonra “Kahpe Rengi” tekrar var. Yani önce akustik sonra normal “Kahpe Rengi” doyurucu olmuş. Albüm kitapçığında yazdığına göre kostümler de Gucci, Armani. Ben en çok son şarkıyı sevdim. “Havasızım (Remix)”.
Ben DJ Kantik dinlemeye gidiyorum...

“Kaybedenler Kulübü” film müziklerinin iki yıldızı

Yok yok, Mete Avunduk ve Kaan Çaydamlı değil.
Bu albüm filmin atmosferini yansıtma bakımından başarılı. Ama asıl başarısı şu: Bu albüm sayesinde daha fazla sayıda müziksever iki yeni isimle tanışma fırsatı bulmuş oluyor. Gülce Duru ve Can Göksun. Ya da Bono Vox tadındaki ismiyle Can Gox. İkilinin söylediği “My Woman” şimdiden ünlendi. Albümde bu iki isim birlikte ve tek tek performanslarıyla çok etkiliyiciler. Umarım bu film ve albüm onlar için faydalı olur. Özellikle “Wrong Side of the Road” şahane bir şarkı.
Mete ve Kaan “Biz programda Türkçe müzik-yabancı müzik ayrımını ortadan kaldırdık” diyorlar ya, bu albüm tam da öyle. İcabında Ferdi Özbeğen de giriyor devreye, MFÖ de Otis Redding de...
Albümde Cavit Ergün’ün can alıcı metinlerin arkasına yaptığı müzikleri ve Erdem Tarabuş’un katkılarını da unutmayalım. “Süleymaniye” hikayesi mesela...
Benden tavsiye, gitmediyseniz bu pazar zaman ayırıp bu filme gidin. Ardından da bu albümü koyun, siz düşüncelere dalarken CD player’da kendi kendine demlesin.
Not: Albümde Tolga Örnek’in önsözü güzel. Ama filmi izleyen biri bu albümü aldığında Mete Avunduk ya da Kaan Çaydamlı’dan da iki satır okumak isterdi diye düşünmeden edemiyorum.
Not 2: Asu Maralman’ın “Bağrı Yanık Dostlara”sı bu albümde muhakkak olmalıydı.