Evlerinde ut ve org ele geçirilen (!) müzisyenlerin kırbaçlandığı Halep’te bir zamanlar sokaklarda ut sesleri yükseliyordu. Suriye’de yüz binlerce masum insanla birlikte sosyal yaşam ve gelenekler de katledildi
Hakim olduğu bölgelerde futbol maçı izlemeyi, kandil kutlamayı, güvercin beslemeyi, turşu yemeyi ve hayatın daha pek çok irili ufaklı güzelliklerini “Bunlar İslam’da yok” diye yasaklayan IŞİD geçenlerde yeni bir infaz videosu yayımladı. Kafa kesmiyorlar, bu defa kırbaçlıyorlar.
Suriye’nin Halep kenti yakınlarındaki Bucak kasabasında ya da oradan geriye ne kaldıysa işte orada yakalanan müzisyenler “İslam’a aykırı parçalar çalmakla” suçlanmışlar.
Neyse ki bu şarkılardan daha fazla çalıp da Halep’te tesis edilen İslam düzenini ve huzuru bozmadan, utları ve orgları derhal kırılmış müzisyenlerin. Kendilerine de 90’ar kırbaç ceza yazılmış.
Tüfek, bomba idare edilirdi ama ut?
Bu müzisyenler ne yapıyormuş peki, acaba nerede şarkı söylüyorlarmış? Yani “suçüstü” mü var? Hayır.
Kapı kapı dolaşıp İslam karşıtı şarkılarıyla halkı mı zehirliyorlarmış? Hayır, bu da değil.
Ut ve org, evlerde yapılan aramada ele geçmiş. E tabii müzisyenlerin evinde ut ve
org bulununca IŞİD ne yapsın, kırbaçtan başka bir seçenek bırakmamışlar ki adamlara? Tüfek, bomba, havan topu
falan bulunsaydı idare edilirdi ama ut?
IŞİD’in kurduğu düzende yargılama çok pratik. Hemen kuruyorsun mahkemeni sokakta. Elinde de silah olacak, öyle daha adil oluyor. Mahkeme kurulmuş. Ve İslami kurallara uygun müzik çalınmasının mümkün olmadığına karar vermiş. Yani bütün şarkılar zaten kafadan yasak. Temyizi de yok. 90’ar kırbaçla konuyu aralarında güzellikle hallediyorlar...
“Aman ne var bunda?” diyorsunuz değil mi? Artık normal bu haberler.
İşte ben de onu diyorum zaten...
Savaş her şeyi yerle bir etti
Halepli yazar Nihad Sirees, şeyh olan dedesinin, kızını isteyen babasına tek soru sorduğunu aktarıyor:
“Müzik sever misin?”
“Eskiden neredeyse her evde bir ut olurdu, pencerelerden müzik sesleri duyulurdu” diye yazmış New York Times’ta 2013’te yayımlanan yazısında.
“A State of Passion” isimli romanı Halep’teki müzik geleneğine odaklanıyor.
“Zamanla dindarlık ve muhafazakarlaşma arttı” diye yazmış. “Geleneksel şarkıların sözleri dini içerikli sözlerle değişti.” Savaşla birlikte zaten her şey yerle bir oldu Halep’te. Artık o da yok.
Sirees’in halen Halep’te yaşayan oğlu düğününde teypten müzik çalmak için “pil” biriktirmiş. Evet pil. Çünkü elektrik artık yok. Ve pilli teybin sesini sonuna kadar açmak zorunda kalmışlar bir an için dahi olsa silah seslerini bastırabilmek için düğünlerinde. Şimdi o da yasak.
Yıllar boyunca adım adım elde ediyor ama farkına bile varmadan bir anda kaybediyorsun bazı şeyleri...
Korkmaktan korkutarak vazgeçiren program!
“Korkuyoruz” diyor. “Ben dahil bütün sanat camiası hapse atılırız diye Erdoğan’dan korkuyor.” Bütün dediği bu.
Bir ileri demokrasi kanalındaki program ne kadar özgür bir ülke olduğumuzu ve Tamer Karadağlı’nın ne kadar yanıldığını göstermeyi kafaya koymuş, kendisini konuk alıyor. Başlıyor muhtelif sanatçıların Twitter’da yazdığı, söylediği şeyleri ekrana yansıtmaya. Bu böyle yazdı, bu böyle hakaret etti diye güzel güzel hedef gösteriyor sanatçıları. Bak onlar hakaret ettiler, hapse mi girdiler? Korkmak neden?
Karadağlı 10 dakika bile geçmeden şunu diyor: “O müthiş bir hatip, kitleleri peşinden koşturuyor, benim cumhurbaşkanım o.”
Kafanda şüphelerle, korkularla gidiyorsun, ayna gibi pırıl pırıl çıkıyorsun programdan. Ne güzel şey demokratiklik... İlahi sanatçılar bir de işsiz kalıyoruz, kara listeye alınıyoruz, kontratlarımız iptal ediliyor falan diyorsunuz. Hapse atılmadınızsa sorun yok demek ki.
PAZAR ALBÜMÜ
“Burnt Offering” Budos Band
Sharon Jones’un sahibi olduğu plak şirketi Daptone’un son marifeti Budos Band. Afrobeat, soul, funk gibi türler ve alt türleriyle ilgili biriyseniz ya da en azından ancak 60’lı yılların cool filmlerinde arka planda rastlanacak türden şahane müzikleri bir albümde bir arada istiyorsanız buyurun. Budos Band nefeslilerin caz ve funk’a hayat verdiği, gelenek ve yaratıcılığın iç içe olduğu şahane bir orkestra.
