KİTAPLA GEÇMİŞE YOLCULUK

8 Ağustos 2013

Bazı kitapları hızla okuyup geçtik gibi geliyor.. Gençlik yılları, gençlik telaşıyla, verdikleri tadı aldık mı, alamadık mı bilmiyorum..
Dünya klasikleri meşhurdu.. Dostoyevski’nin Suç ve Cezası’nı, Tolstoy’un Savaş ve Barış’nı, Maksim Gorki’nin Ana’sını, Hemingway’in Çanlar Kimin İçin Çalıyor’unu, Steinbeck’in Fareler ve İnsanlar’ını o yıllarda okuduk okumasına da lezzetini aldık mı?
Zannetmiyorum..
Çoğunu zorunluluktan okuduk.. 1970’li yıllarda solcu olmak önemli meseleydi.. Şimdilerdeki gibi, kişiler için ‘solcu o’ tabiri aşağılamak anlamında kullanılmıyordu, o yıllarda ‘solcu o’ yüceltmek anlamına gelirdi..
Solcu, okuyan adamdı..
Solcu olmak kolay bi şey değildi.. Hem ideolojik kitapları hatim edeceksin, hem edebiyatın baba kalemlerini pas geçmeyeceksin, hem Türkiye meseleleriyle günü gününe ilgileneceksin..
Meşakkatli işti..

Yazının Devamı

Dört tarz-ı neşriyat

7 Ağustos 2013

Ekrem Dumanlı Zaman’daki yazısında ‘Üç Tarz-ı Neşriyat’tan söz etmiş..
Ölümüne köstek olan gazetecilik.. Ölümüne destek veren gazetecilik.. Orta yolda duran gazetecilik ayrımı yapmış..
İlk bakışta ‘gazetecilik’ kelimesi yerine oturmamış gibi dursa da değil.. Oturmuş!..
Doğrudur; gazeteciliğin yüklendiği anlam ne destek ne de köstek olmaya izin verir.. Ama maalesef bir süredir gazetecilik yüklendiği anlamın dışına çıktı.. Farklılaştı!..
*
Meseleye iktidar muhalefet ayrımı yaparak bakarsak (ki yapmamız gerekir, iktidar icradır, iktidar karar vericidir, her daim gözler üzerindedir; çünkü kararları insanların yaşamını etkiler) karşımıza Dört Tarz-ı Neşriyat çıkar..
Üçü her ülkede görülen cinsten.. Biri bize özgü..

Yazının Devamı

VAY BE! BAŞKOMUTAN VEKİLİ TERÖRİSTMİŞ..

6 Ağustos 2013

Türkiye’nin en derin, en politik, en tartışmalı, en karmaşık davası sonuçlandı..
Aslında sonuçlandı demek doğru değil.. Mahkeme topu Yargıtay’a attı dersek daha doğru olur..
Ne olduğuna bakalım..
Her şeyden önce, özel yetkili mahkeme Ergenekon’un terör örgütü olduğunu tescil etti..
Peki, bu örgüt ne yapmış?
Kaos ortamı oluşturarak darbe ortamı hazırlamaya çalışmış..
275’i de mi?

Yazının Devamı

Referandumu niye yaptık?

5 Ağustos 2013

Niye yapıldığını söyleyeyim.. Bir yığın havuç maddeyi kenara koyun, yüksek yargıyı dizayn etmek için yapıldı.. İktidarın hedefinde asıl HSYK vardı.. Sonra Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay..
Şöyle diyorlardı; HSYK üyeleri Yargıtay ve Danıştay üyelerini seçiyor, onlar da dönüp HSYK üyelerini seçiyor.. Kapalı devre kast sistemi var..
Elimizi vicdanımıza koyup söyleyelim; referandum bu yapıları kırmak için yapılmadı mı?
Evet..
Anayasa Mahkemesi’nin yapısı da değişti, HSYK’nın da, Yargıtay’ın da..
Niye değiştirildi?
İktidar adamlarına göre; üstünlerin hukukuna son verip, hukukun üstünlüğünü tesis etmek için..

Yazının Devamı

Müzakereci demokrasi bu mu?

4 Ağustos 2013

Bu yılın ocak ayıydı.. Başbakan’ın gündemi değiştirmek amaçlı hamleleri konuşuluyordu..
Başbakan bu konuda maharetli.. İşine gelmeyen, hoşuna gitmeyen bir mesele tartışmaya açıldığında şak diye değiştiriyordu..
Siyaset de, medya da, toplum da peşine takılıp gidiyordu.. Esas mevzu buharlaşıyordu..
Bunun en tipik, en çarpıcı örneği Uludere’dir.. Uludere faciası daha haftasını doldurmamıştı ki; Başbakan her kürtaj bir Uludere’dir sözüyle başka bir mecranın kapısını açtı..
Türkiye Uludere’yi bıraktı.. Günlerce kürtaj yasağıyla, sezaryenle doğumu tartıştı..
*
(Buraya bi parantez açmakta yarar var.. Gezi eylemleri istisna oldu.. Başbakan iki aydır ne yaptıysa olmadı.. İki aydır Gezi’yi gündemden çıkaramadı.. Kendi gündemini yaratamadı.. Kabul ettiremedi.. Gezi’nin etkisinden kurtulamadı.. Her konuşmasında değinmeden edemedi..)

Yazının Devamı

DIŞARIYA BAŞKA İÇERİYE BAŞKA

2 Ağustos 2013

İki ayı devirdik, Gezi eylemleri dillerden düşmedi.. Nedeni belli..
Hangi cepheden bakarsan bak, ister hükümeti devirmeye yönelik kabul et, ister haysiyet direnişi de fark etmez..
Eylem dünya çapında!..
Protestonun örgütsüzü ilk kez görüldü.. Sivilin de sivili diyebiliriz..
İktidar da şaşırdı kaldı tabii.. Panik yaşadı, ilk günler ne yapacağını bilemedi.. Sonra mağduriyet çıkarmaya soyundu.. Tutmadı, inandırıcı gelmedi ama bu oyunu hala oynuyor..
Oynuyor oynamasına da içeriye söyledikleriyle dışarıya söyledikleri taban tabana zıt..
İçeriye, sopa gösteriyorlar.. Tehdit savuruyorlar..

Yazının Devamı

Protesto sendromu

1 Ağustos 2013

Kimileri paranoya diyor; eylem paranoyası.. Ben daha o düzeyde olduğunu düşünmüyorum..
Sonbahar sendromu seviyesindeyim..
Mesele şu..
İktidar telaşlı.. Lig maçları başlayacak, üniversiteler açılacak, gençler bu mekanlarda toplanacak.. Protestolar kaldığı yerden başlayacak..
Bu konuda hazırlık varmış!..
Başbakan Yardımcısı Arınç; protestoların başlayacağına dair hükümetin elinde istihbarat olduğunu açıkladı..
Bunun olacağını görmek için istihbarata gerek yok.. Herkesin ağzına koli bandı çekmediği sürece slogan atılacak..

Yazının Devamı

ÇİFTE SEÇİM TEMMUZDA GİBİ

31 Temmuz 2013

Mayıs ayı başlarıydı.. Ortada daha Gezi Parkı eylemleri yoktu.. Büyük ihtimalle yerel seçimle genel seçim bir arada olacak demiştim..
Dayanağım şuydu..
2014’ün Mart ayının sonunda yerel seçim, temmuz başında Cumhurbaşkanı seçimi, 2015’in Haziran’ında genel seçim var..
Türkiye kaldırmaz.. Üst üste seçim olacak diye batmaz tabii de; sıkıntı çeker.. Ekonominin ötesinde toplumsal hayat zorlanır, ilişkiler yıpranır, siyaset asabiyeleşir, sözcükler çirkinleşir..
Düşüncem şuydu..
AKP, Erdoğan’ın liderliğinde sandığa gitmek istiyorsa genel seçimi bir yere yamamak zorunda..
Ya yerel seçime yamayacak..

Yazının Devamı