Neden AKP’liydi!

5 Nisan 2014

Halkın bir yarısı, AKP’ye oy veren öteki yarısını ağır suçladı bu defa...
Tüm yolsuzluk belge ve iddialarına rağmen AKP’ye oy vermek erdemsizlik sayıldı.
Herkes içinden az çok söylendi.
Ancak olay bu kadar basit değil. Tayyip Erdoğan’ın bir bütüncül senaryosu var.
Bu kendi jçinde mantığı olan, seçmeni ikna eden bir senaryo.
Bu senaryoyu bir taksi şoförüyle sohbette anlamak fırsatını buldum. AKP’li taksi şoförünün anlattıklarından ortaya çıkan tablo şöyle...
ABD ve İsrail Tayyip Erdoğan’ı devirmek istiyordu...

Yazının Devamı

Eskişehir sıkıştı

4 Nisan 2014

Geçen aylarda “Bütünşehir yasası” adlı bir yasa çıkmıştı hatırlarsınız. Büyükşehir statüsündeki illerde tüm belde ve köyler büyükşehir belediyesine bağlanıyordu. Bu yasa yürürlüğe girdi. Yasanın sürprizleriyle ilk tanışan da Eskişehir oldu.
CHP Eskişehir’de başarılı sonuçlar aldı... Prof. Yılmaz Büyükerşen, oylarını arttırarak tekrar Büyükşehir Belediye Başkanlığı’nı kazandı... Tepebaşı’nın başarılı Başkanı Ahmet Ataç yeniden seçildi. Odunpazarı Belediyesi AKP’den CHP’ye geçti. Seçimi ilçe belediye başkanlığına soyunan Milletvekili Kazım Kurt kazandı... Ne var ki...
Büyükşehir belediye meclisinde CHP azınlığa düştü.
Şimdi mecliste AKP’nin 28, MHP’nin 1 oyuna karşılık CHP’nin sadece 16 üyesi yer alıyor... Bu nasıl oldu derseniz... Şöyle oldu...
Eskişehir merkezde yaklaşık 600 bin, civar ilçelerde yaklaşık 100 bin seçmen yaşarken... Yeni yasa belediye meclisine merkezden 16, civar ilçelerden ise 29 üyenin girmesini öngörüyor.
Sonuçta 100 bin kişi Eskişehir büyükşehir meclisinin 2/3’ünü belirliyor.
Kalan 500 bin seçmen de meclisin 1/3’ünü tayin ediyor.

Yazının Devamı

Sistem çürük...

3 Nisan 2014

Mimar Doğan Hasol, tartışmamız gereken önemli bir siyasi gerçeği hatırlatıyor...
“Eğer bir göreve bir kişiyi seçecekseniz mutlaka iki turlu seçim yapmanız gerekir...”
Böylece bir adayın en az yüzde 50 oyla göreve gelmesi sağlanır.
Bu sistemde... Adaylardan herhangi biri yüzde 50 oyu ilk turda bulursa seçilir... Eğer bulamazsa ikinci tur yapılır. İkinci turda yüzde 50’nin üzerinde oy alan aday ipi göğüsler.
Böylece seçmen iki kez düşünmüş olur. Seçilen kişi seçmenlerin en az yarısını temsil eder.
Bizde ne oluyor? Bazen bir aday bir veya birkaç oyla seçiliyor. Bazısı yüzde 25 - 30 oyla ipi göğüslüyor. Seçmenin yüzde 70 - 75’inin benimsemediği bu aday 5 yıl görev yapıyor... Bu durumun akılda kalan örneklerinden biri Tayyip Erdoğan’dır.
Tayyip Erdoğan 1994 seçiminde oyların sadece yüzde 25’ini almıştı... O seçimde İlhan Kesici (ANAP) % 22, Zülfü Livaneli (SHP) % 20, Bedrettin Dalan (DYP) %15,5, Necdet Özkan (DSP) yüzde 12,3 aldılar... Erdoğan halkın 75’inin oyunu almadığı halde İstanbul Belediye Başkanı oldu... Seçim iki turlu olsa Erdoğan ve Kesici ikinci turda kapışacak, yüzde 50’nin üzerine hangisi çıkarsa o başkan seçilecekti... Sonuç seçmen iradesini daha iyi

Yazının Devamı

Entrika artıyor

2 Nisan 2014

Yerel seçimin galibi elbet AKP’dir... Biraz da BDP... Buna diyecek yok...
Ama seçim demokratik bir ortamda yapıldı mı derseniz... Buna da kimse evet diyemez...
- Basın özgürlüğünün ve yayın adaletinin olmadığı bir ortamda adil seçimden söz edilemez... Bunu bir kenara kaydedilim...
- Üstüne üstlük seçime pek az kala Twitter ve YouTube yasaklarıyla muhalefetin elindeki iki özgür iletişim aracı işlemez hale getirildi.
- Fezlekelerin Meclis’e gelmesi türlü oyunlarla önlendi. Bakanlar fezlekelerin okunmasını önlemek için görevlerini kötüye kullanmaktan çekinmediler.
- Seçime doğru değiştirilen HSYK yasası ile yargı bağımsızlığına veda edildi. Yargının bağımsız olmadığı bir ülkede seçimin adaletinden söz edilmez.
- Sandık hileleri daha önceki seçimlerde görülmemiş ölçüde çoğaldı.

Yazının Devamı

Hayat dediğin...

1 Nisan 2014

Vecize: “Hayat dediğimiz şey ömür boyu yaptığımız seçimlerin toplamıdır...”
Bir başka vecize:
“Her toplum hakettiği kişilerce yönetilir...”
Eleştirilerimizi yaparken bu vecizeleri unutmayalım.
Sonuçları şaşırtıcı bir seçim yaşadık...
Seçmenin telefon tapeleriyle ortaya dökülen durum karşısında alacağı tavır merak ediliyordu. Sonuç beklenen yönde olmadı.
Oy verme ve sayım sırasındaki sandık hilesi şikayetlerinin bini aşması ve AKP’nin geride kaldığı 40 ilde elektriklerin kesilmesi seçim adabının giderek bozulduğunu gösterdi. Sonuçlar açıklanmadan yapılan konuşmalar sandığın ciddiyetine gölge düşürdü.

Yazının Devamı

Medya dırıvıttı...

30 Mart 2014

Yalan haber, gazeteciliğin hem yüz karası hem ekmeği suyudur... Bu da yaptığınız gazeteciliğin türüne bağlıdır...
1950’lerde bizde akşam gazeteleri vardı... Öğleden sonra piyasaya çıkar, haber de bulamadıklarından işi atraksiyona dökerlerdi.
Zeki Müren’in cinsel tercihi ile ilgili dedikoduların ayyuka çıktığı günlerde bu gazetelerden birinin attığı başlık şöyleydi:
“Zeki Müren Çocuk Düşürdü”
Gazete o gün yok satmıştı. Haberin içinde Zeki Müren’in İstiklal Caddesi’nde yürürken bir çocuğa çarparak düşürdüğü anlatılıyordu!
Meslektaşımız Güngör Sayarı ”Çelişkiler Ülkesinden Hinlik Cinlik Öyküleri” adlı kitabında anlatır bunları...
Akşam gazetelerini “Yazıyoooor, yazıyooor” diye koşa koşa satan çocuklar da manşetleri ilgi çekici hale getirmekte ustaydı. Örneğin:

Yazının Devamı

Yolu sen açtın!

29 Mart 2014

Babacan bir kedi köşesinde uyukluyormuş... Bir minik fare onun uyuduğunu görünce oynaşmak istemiş, gelmiş bıyığının üzerinden geçivermiş. Baba kedi o anda pençesini salladığı gibi minik fareyi yamyassı etmiş. Arkadaşı:
- Ne olur yahu minicik hayvan oradan geçse, diye sorunca da şu cevabı vermiş:
- Yol olur...
Kaset üzerinden adam vurmak bizim ülkede aynen böyle; yol oldu..
Ergenekon sürecinin başında internete düşen kasetleri anımsıyoruz... Generaller ve eşlerinin kasetleri düştü önce internete...
İzinli - izinsiz telefon dinleme kayıtları iddianamelerde yer aldı.
Yüzlerce asker ve sivil bu dinleme kayıtlarıyla yargılandı, mahkûm edildi... Derken Deniz Baykal ve MHP’lilerin özel yaşam kasetleri sürüldü piyasaya... Bütün bu süreçte iktidar mensupları hiçbir rahatsızlık sergilemedi... Tam tersine kasetler seçim meydanlarında alaya alındı, rakibi vurmak için kullanıldı.

Yazının Devamı

Sırlar patladı!

28 Mart 2014

İçte dışta bir kez daha küçük düşmek için dünkü kasetten başka bir şeye gerek kaldı mı? Sanmıyoruz...
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Dışişleri Müsteşarı Feridun Sinirlioğlu ve Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Yaşar Güler bir odada Suriye’ye savaş senaryosunu konuşuyorlar. Yaptıkları konuşmalar dışardan dinleniyor. Youtube’a aktarılıyor.
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, Irak Şam İslam Ordusu IŞİD’e karşı operasyon durumunda yurtiçinde bombaların patlayacağını söylüyor
“Sınır kontrol altında değil” itirafında bulunuyor.
Bu sözleri dün YouTube aracılığıyla bütün dünya izliyor.
Bu arada... CHP lideri Kılıçdaroğlu birkaç gündür TSK’yi Suriye’ye yönelik bir savaşa karşı uyarıyor. Anlaşılan ordu içinden birileri Kemal Bey’i uyarıyor...
Dışişleri’nin bu olayı “alçakça bir casusluk faaliyeti” diye nitelemesi doğrudur. Ama dinlemelere karşı bu güvenlik zafiyetine ne demeli... Kimdir bu dinlemeciler? Neden yıllardır bir türlü yeterli önlem alınamadı? Bu komplo planlarının açıklanmasından sonra kimi nasıl bu devletin ciddiyetine inandıracaksınız?

Yazının Devamı