12 Eylül dönümü...

12 Eylül 2013

Bugün 12 Eylül darbesinin 33. yılı...
12 Eylül bir Anayasa darbesiydi.. 27 Mayıs Anayasası 12 Mart darbesiyle revizyona tabi tutulmuş ancak özgürlükçü niteliği yok edilememişti. 12 Eylül Anayasası’yla işçi hakları ve özgürlüklere öldürücü darbe vuruldu. Sol namına ne varsa ezildi, yok edildi...
Bugün 12 Eylül’ün hayattaki iki lideri Evren ve Şahinkaya sözde yargılanıyor. Her ikisinin yargılanacak hali kalmamıştır...
12 Eylül darbe sürecinde kritik görevlerde bulunanlar, görevlerini kötüye kullananlar hayattadır. Onlara dokunulmuyor.
12 Eylül darbesine zemin hazırlamak için tezgahlanan Çorum ve Maraş olayları ile faili meçhul cinayetler de tamamen karanlıktadır. Ergenekon süreci bu karanlıkları aydınlatmak iddiasıyla başlatıldı. Ancak kısa sürede anlaşıldı ki böyle bir amacı yoktur. Tam tersine hedef saptırılmaktadır. 12 Eylül karanlığının ardında ABD vardır. O yüzden kimse el süremiyor.
***
12 Eylül askeri rejimi karanlık bir dönemdi... Ancak bugünkü kadar çok gazeteci hapsetmemişti. Mahkemelerde gizli tanık gibi uygulamalar yoktu. Yargıda sahte kanıtlarla adam hapsetmek gibi uygulamalara rastlanmıyordu. Bugün kanunsuz infaz dönemi yaşanıyor. 12 Eylül’ün

Yazının Devamı

Örgüt morallendi!

11 Eylül 2013

PKK geri çekilmeyi durdurduğunu açıkladı... AKP Diyarbakır Milletvekili Galip Ensarioğlu daha önce PKK’nin çekilmediği gibi 2000 militanını dağa çıkardığını bildirmişti. Son durum üzerine dedi ki;
- PKK çekilmiyordu ki durdursun... Çekilmediği ortaya çıkınca “çekilmiyorum” demek zorunda kaldı. Baştan beri isteksizdi. Ancak Öcalan’ın talimatlarına uymamak gibi bir durumları olmadığı için kabul ettiler...
PKK çekilmeyi neden durdurduğunu şöyle anlatıyor:
“Türkiye’nin demokratikleşmesi konusunda hiçbir adım atılmamıştır. Demokratik siyasetin önünün açılması açısından tüm KCK tutuklularının serbest bırakılıp terörle mücadele yasasının ortadan kaldırılması bile gerçekleşmemiştir.”
Bu konuda verilmiş sözler mi vardı? Ne karşılığı verilmişti bu sözler? Kamuoyu bilmiyor.
PKK şimdiye dek 600 militanın yurtdışına çekildiğini açıkladı. Bu da toplam gücün yüzde 15-20’si eder. Zaten çekilmemişler...
Ama çekiliyoruz diye hükümeti ve halkı uyutmuşlar...

Yazının Devamı

Her gün çatışma!

10 Eylül 2013

Geçen hafta öğrenci polis çatışması ODTÜ’de yoğunlaşmıştı.
Pazar günü Cami - Cemevi açılışı dolayısıyla Tuzluçayır karıştı.
Dün ise eylem alanı İstanbul Okmeydanı idi... Gezi olaylarında polisin attığı gaz fişeği ile yaralanan 14 yaşındaki Berkin Elvan’a destek için toplananlara polis müdahale edince çatışma çıktı.
Her gün bir, hatta birkaç eylem düzeyine geldik...
Basın ve televizyonların sesini keserseniz... Siyaseti daraltırsanız... Halkın kendini ifade yollarını tıkarsanız... İnsanlar son çare olarak sokağa çıkar... Onları da polise ezdirip sustururum derseniz... Savaş çıkar!
Gezi olayları, birkaç çadır dolusu genç insan ikna edilerek ve Topçu Kışlası projesi rafa kaldırılarak yatıştırılırdı. Başbakan aksi yolu tercih etti. Olayın üzerine benzin döktü.
Ya bizdensin ya düşman... Böyle bir bakış açısıyla yönetilen ülke eninde sonunda raydan çıkar, yönetilemez olur... Sokağından kavga eksik olmayan ülkenin yarını yoktur. Bugün olimpiyatlar gider yarın sıcak para ve yatırımlar kaçar... Usta, kazanamayacağı bir yolu tuttuğunu bakalım ne zaman fark edecek?

Yazının Devamı

Savaş tamtamları

8 Eylül 2013

Ama gazı kimin kullandığı belli değil... “Esad kimyasal gaz kullandı” diyenler bu sonuca hangi laboratuarda, hangi numunenin, kim tarafından incelenerek varıldığını da söyleyemiyor. Konu karanlıkta.
ABD Temsilciler Meclisi belli ki savaşa karşı bir karar verecek.
Acaba Başkan Obama buna rağmen daha önce sözünü ettiği sınırlı cezalandırma hareketine girişecek mi?
Burası soru işareti.. Ancak ABD sınırlı harekata girişse de... Suriye daha önce söz ettiği gibi bu saldırıya çeşitli şekillerde karşılık vereceği için savaş aniden yayılacaktır.
Lübnan’daki Hizbullah aynı anda İsrail’e yönelik bir saldırı düzenleyebilir. Savaş aniden İran’a yayılabilir. Türkiye de kendini savaşın içinde bulur. Başbakan Erdoğan, bir soruyu yanıtlarken:
- Esad gidecek daha iyi olacak, diyor...
ABD Irak’a saldırırken aynı görüşler seslendiriliyordu... Saddam gitti... Daha iyi oldu mu?

Yazının Devamı

İzmir’de seçim...

7 Eylül 2013

İzmir Belediyesi’nin düzenlediği “Barış Selçuk Gazetecilik Yarışması”nın jürisinde bulunmak için İzmir’deyiz. Her yıl olduğu gibi toplantı öncesi Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu ile yemekte buluşuyoruz. Konu elbet seçimler...
Kocaoğlu’nun hâlâ başkanlığa adaylığını ilan etmemiş olması “yoksa” gibi sorulara yol açıyor... O ise sadece zamanın erken olduğunu ifade ediyor. Bu arada partidaş rakipleri birer birer ringe çıkıyor. Şimdiden Hakan Tartan, Birgül Ayman Güler, Canan Arıtman, Tunç Soyer gibi isimler aday adayı olarak sahnede yerlerini aldılar. Kocaoğlu hepsine başarı diliyor. Kendisi tekrar aday gösterileceği ve seçileceği konusunda kuşkulu görünmüyor. Sorumuz üzerine düzenli olarak anket yaptırdığını ifade ediyor. Bu anketlerin sonucunu açıklamayı ise etik bulmuyor. Ancak şunu söylüyor:
- AKP adayı ile aramda en az yüzde 25 fark bulunacağına ilişkin herkesle iddiaya girmeye hazırım...
Geçen yerel seçimde Kocaoğlu yüzde 56,7, AKP adayı yüzde 30,5 oy almıştı. Fark yüzde 26 dolayındaydı.
Partiler aday tespitini nasıl yapmalı? Aziz Kocaoğlu “ön seçim” yapılmasından yana...
“Partiler belediyeler için aday üretmiyor”, diye yakınıyor bir ara...
Gerçekten de... Her

Yazının Devamı

Neresi doğru ki...

6 Eylül 2013

Milli Güvenlik Kurulu (MGK) Genel Sekreterliği önceki gün 28 Şubat davasıyla ilgili bir açıklama yaptı. Açıklama özetle şöyle:
“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, 9 Ekim 2012 tarihli yazıyla bizden 28 Şubat 1997 tarihinde yapılan MGK toplantısına ait ses kayıtlarıyla tutulan tutanakları istedi. MGK ve CMK kanunlarına aykırı olduğu için bu isteği reddettik. Söz konusu tutanaklar yetkili mahkeme tarafından (28 Şubat davasına bakan Ankara 13. Ağır Ceza Mahkemesi) talep edilmesi halinde mahkemeye sunulacaktır.”
Bu açıklamadan çıkan sonuç mu? Hukukçu Şahin Mengü’yü dinliyoruz.
“28 Şubat davasıyla ilgili iddianamenin en temel iddiası 28 Şubat 1997’deki MGK toplantısında alınan kararlarla post modern darbe yapıldığıdır. MGK Genel Sekreterliği’nin açıklamasından anlaşılıyor ki 28 Şubat davasını açan savcılar iddianamelerini, bu davanın en önemli belgesi olan 28 Şubat 1997’deki MGK toplantısının ses kayıtlarını görmeden hazırlamışlardır. Sadece bu durum bile iddianamenin baştan sakat olduğunun kanıtıdır. Yine bilindiği üzere MGK kararları genelde oybirliğiyle alınır, ki 28 Şubat 1997’deki kararlar da böyle alınmıştır. O zaman neden bazı MGK üyeleri için dava açılıp bazıları için

Yazının Devamı

Nasıl güdüyorlar!

5 Eylül 2013

Bunlara iki koyun verseniz güdemez, birini yolda kaybederler...
Sağ iktidarların çok sevdiği bu tekerlemeyi Başbakan Erdoğan da sık sık kullanıyor. Acaba kendileri iki koyunu birden güdebiliyor mu... Eğitim alanına bakalım...
Hatasız, şaibesiz, skandalsız bir tek sınav yapamadıklarını geçelim...
60 aylık bebeleri okula gönderip onlara ve velilerine çektirdikleri eziyeti geçelim.
Son yaptıkları “reform”lardan biri düz liseleri kapatmak, SBS’yi kazanamayan öğrencileri “imam hatip ve meslek okulları”na zorlamaktı. Bu konudaki demeçlerine bakalım:
* Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı, 14 Ağustos günü lise kayıtlarında herhangi bir sıkıntı yaşamadıklarını ileri sürdü ve “Halktan ciddi bir imam hatip talebi var” dedi.
* Düz lise talebinin ağır bastığı görülünce aynı Avcı “İlla düz liseye gideceğim diyenlere çok programlı liseler içinde sınıf açacağız” diye konuştu.

Yazının Devamı

Savaş çanları...

4 Eylül 2013

Gözler ABD Kongresi’nin 9 Eylül’deki toplantıda alacağı karara yöneldi... Umulur ki ABD Kongresi vereceği kararla savaş ihtimalini ortadan kaldırır, bölge rahat bir nefes alır...
Aksi halde bizleri cehennemi günler bekliyor... ABD birkaç füze fırlatarak Esat’ı cezalandırır, korkutur, bu iş kapanır diye düşünen varsa, çok saf demektir. Suriye saldırıya uğradığı takdirde bunu sineye çekip oturmayacağını hemen her gün açıklıyor. Suriye’nin yapacağı bir çıkış anında İsrail’i ve İran’ı da içine çekebilir, bölge ateş içinde kalabilir. Böyle bir durumda Türkiye de savaşın dışında kalamaz. Özellikle bir İran-İsrail savaşında ilk hedeflerden biri olacağız. Geniş çaplı bir savaşta Malatya Kürecik’in ilk hedeflerden biri olacağını hem İran hem Rusya her fırsatta söylüyor.
ABD, Irak halkını Saddam’ın zulmünden kurtarmak bahanesiyle bu ülkede 1 milyon kişiyi öldürdü, taş taş üzerinde bırakmadı. Aynı ihtimal şu sırada Suriye için de söz konusu. Bu defa sahnede biz de varız ne yazık ki... İki yıldır yazıyoruz... Türkiye, yöneticiler tarafından hiç gerekmediği halde geniş çaplı bir Ortadoğu savaşının tarafı haline getirildi. Suriye’nin komşusu olarak savaştan en uzak durması gereken biz,

Yazının Devamı