Fesat ihaleler...

3 Mart 2012

Çok ve karışık yiyen insan “mide fesatı”na uğrar... İhalelerde para yenirse ihaleye fesat karıştırılmış olur.
Devlet ihalelerindeki fesatlıkları Kamu İhale Kurumu (KİK) inceler. Kamu İhale Kurumu da para yer mi? Yiyormuş...
KİK üç hafta önce basıldı, kimi memurların rüşvet aldıkları ve şişkin hesaplar edindikleri görüldü; o memurlar tutuklandı. Memurlar tutuklandı ama yolsuzluğa bulaşan 4 işadamının isimleri gizli tutuldu. Üstelik bu işadamları bir türlü bulunup yakalanamıyor da... Aranıyor mu peki? Kim bilir!
KİK baskınının hükümeti çok rahatsız ettiği, adı geçen işadamlarının iktidar yakını oldukları kulaktan kulağa dolaşıyor. Olayın üzerinin örtülmesi için de büyük bir çaba gözleniyor.
Bu arada Kamu İhale Kurumu’nun ihaleleri takip görevi de hayli fesat içeriyor... CHP internet sitesinde yer alan rapordaki bilgiye göre...
- KİK ancak şikâyet halinde inceleme ve denetim yapar...
- Basında çıkan yolsuzluk haberleri somut delillere dayansa da KİK harekete geçmez..

Yazının Devamı

Yakıcı tezkere

2 Mart 2012

1 Mart Tezkeresi’nin yıldönümüydü dün... Bir onur sınavıdır 1 Mart...
ABD’nin Irak’a saldırı için Türkiye’yi askeri üs haline getirmesine bir avuç aydın, CHP grubu ve 100 kadar AKP milletvekilinin direnmesiyle Türkiye büyük bir onursuzluğun eşiğinden dönmüştür...
Tabii direnişe askerlerin isteksiz tavrını da eklemek gerekir. Eğer tezkere geçseydi ABD’nin Irak’ta işlediği bütün cinayetlere ortak olacaktık... Topraklarımızda kurulacak ABD üsleri için 6 aylık bir süre konulmuştu ama örnekleri daha önce görüldüğü gibi bu süre peş peşe uzatılacak, ülke ABD askerinin paspası haline getirilecekti. Türk askerinin cepheye sürülmesi de gündeme gelebilecekti...
Mart tezkeresinin reddi bütün bunları önlemiştir...
Ancak reddiyenin bedeli de ağır oldu...
En büyük tahribat TSK’da meydana geldi...
Bakınız tezkerenin reddinden sonra 18 Nisan 2003’te ABD Büyükelçisi Pearson’un Washington’a gönderdiği “GİZLİ” ibareli telgrafta neler söyleniyor:

Yazının Devamı

Sahte gülücük!

1 Mart 2012

Eski Isparta Valisi, yeni CHP Isparta Milletvekili Ali Haydar Öner’in, Isparta Valiliği döneminde işlediği iddia edilen suçlardan dolayı yasama dokunulmazlığının kaldırılması isteniyor. Bu amaçla hazırlanan fezleke şu anda TBMM Anayasa - Adalet Karma Komisyonu’nda görüşülmeyi bekliyor.
Ali Haydar Öner ne tür suçlar işlemiş derseniz... Dönemin İçişleri Bakanı Osman Güneş ve günümüz Adalet Bakanı Sadullah Ergin’in imzalarını taşıyan fezlekeden bazı bölümleri, ister gülün ister ağlayın diyerek özetle sunuyoruz:
“... Eski Isparta Valisi Ali Haydar Öner hakkında Bakanlığımıza intikal eden isimsiz, imzasız, adressiz ve tarihsiz dilekçe ile... yapılan araştırma sonucu düzenlenen 01/03/2011 tarihli araştırma raporu ekte sunulmuştur.
Mezkur dilekçede; Anılan Valinin Çankırı’dan, Giresun’dan ve başka yerlerden dostlarını Isparta’ya getirip eğlenceler düzenlediği, gününü gün ettiği, vatandaşa sahte gülücükler saçtığı, icraatlarına bakıldığında yerel yöneticileri kandırdığı... Gölcük’teki yürüyüş yolunun izinsiz yapıldığı, vali konağı harcamalarının aşırı olduğu... Özel İdare’nin 3 tane kayayı 300 milyara kırdırma işinde...”
* * *
Koskoca bir vali, isimsiz, imzasız, adressiz ve

Yazının Devamı

Şubat yalanları

29 Şubat 2012

28Şubat’la ilgili program ve yayınlara bakınca sanki Türkiye o günlerde demokrasi yolunda tam gaz ilerliyormuş da asker darbe yaparak önünü kesmiş gibi bir izlenim ediniyorsunuz..
Oysa öyle olmadı... Tansu Çiller’le koalisyon yaparak başbakan olan Necmettin Erbakan ve onun Şevki Yılmaz gibi milletvekilleri ile tarikatlar, şeriat düzenine geçiş arzusunu çekinmeden sergilediler, Erbakan, Meclis kürsüsünden:
- Kanlı mı olacak kansız mı karar verin? diye tehditlere bile girişti...
Milli Güvenlik Kurulu 28 Şubat 1997 tarihli toplantısında 18 maddeden oluşan ünlü kararları aldı. Siyaset anayasal sınırlar içine davet ediliyordu. Kararların altına Necmettin Erbakan imzasını attı. O zamanlar Devlet Bakanı olan Abdullah Gül de Bakanlar Kurulu’nda kararları onayladı. Değil tankın üzerine çıkmak hiçbirinin aklına istifa gelmedi bile...
Sonuca bakarsanız 28 Şubat AKP’nin doğum tarihidir diyebilirsiniz... Dış etken izi bulabilirsiniz...
28 Şubat ile ABD karşıtı Erbakan ve ekibinin önü kesildi, ABD ile uyumlu Erdoğan - Gül ekibine yol açıldı...
Eğer 28 Şubat kararlarından sonra iktidarın teslim edildiği Mesut Yılmaz ve Ecevit bankaları soydurup ülkeyi 2001 krizine

Yazının Devamı

Artık yeni CHP...

28 Şubat 2012

Tek yerine çifte kurultay olacak... Bizimki birinci gün, sizinki ikinci gün... Bize büyük salon, size küçük salon.. Bize müzik, dans, şenlik, eğlence... Size ölü evi sessizliği... Bize yandaşlarla doldurulmuş tribünler.. Size seyircisiz salon...
Daha demokrat, daha katılımcı, daha çoğunlukçu tüzük, yukarıda ölçülerini verdiğimiz pek de demokrat, katılımcı, çoğunlukçu olmayan bir kurultayda yapıldı... Neden? Korkudan...
* * *
Bütün bu tatsız görüntülere hiç gerek yoktu. Muhaliflerin olağanüstü kurultay için gerekli beşte bir imzayı toplayabilecekleri tahmin edilebilir... Ve onlar imzayı tamamlamadan genel merkez kendi kurultay tarihini açıklayarak muhaliflerin önünü kesebilir... Demokrasi adına bunca tatsız görüntü yaşanmayabilirdi... Genel Merkez bu kadarını göremedi.
* * *
Mersin Milletvekili İsa Gök divan heyetinin önüne gelmiş bir dilekçe vermek istiyor. Divan Başkanı’nın yapacağı şu: “Sayın Gök dilekçenizi alıp işleme koyuyorum, konuşma talebinizi de sıra konuşmalara geldiğinde değerlendireceğim...” Divan Başkanı dilekçeyi almayarak bu olayı krize dönüştürdü. İsa Gök ısrarını Kılıçdaroğlu konuşurken de sürdürünce yaka paça dışarı atıldı. Aynı İsa Gök ikinci gün

Yazının Devamı

Taşınıyoruz...

26 Şubat 2012

Tozlu raflar indirildi...Kolilere dolduruldu. Odalar boşaldı... Kitapların çoğu kütüphanelere yollanıyor. Sadık dostlardan ayrılırken içimiz gidiyor. Ama ne yaparsınız ki küçülmek lazım... Mahmutbey’deki Doğan Medya Center’dan Çağlayan’daki yeni binaya taşınıyoruz... Biraz telaş , biraz heyecan, hayatın geri kalan kısmına ilişkin biraz merak... Hepsi birarada.
Bu binaya 15 yıl önce gelmiştik... Ömrümüzün 15 yılını da buraya bırakıp göçüyoruz işte... Her taşınma hüzünlüdür... Bir daha geri gelmeyecek olmak, ömrümüzün burada geçen yıllarının da geri gelmeyeceği duygusunu yansıtıyor. Sararmış dosyaları, fotoğrafları, mektupları kolilere doldururken geçmiş zamanın da çoktan sararıp solduğunu hissediyorsunuz.. Bir vakitler çok önemli sandığınız belgelerin, o günlerde sandığınız kadar önemli olmadığını görüyor... Yoksa bunca zamanı boşuna mı geçirdim diye soruyorsunuz kendinize... Arşivde ihtiyarlamış günlük yazılar acaba daha farklı mıydı yazıldıkları günlerde? Kime ne faydası oldu? Gençlerin beynine birkaç satır iyi şey ekledik mi? Soruların cevabını düşünürken hüzünleniyorsunuz.
Arkadaşlar boş rafların, kolilerin önünde fotoğraf çektiriyor... Binada kalacak

Yazının Devamı

CHP nasıl olmalı?

25 Şubat 2012

CHP’nin çifte tüzük kurultayı yarın başlıyor... Kurultaydan mevcuda göre daha demokrat bir tüzük çıkacaktır kuşkusuz...
Ancak CHP’nin sorunu tüzükten çok programdır... Siyasi çizgidır...
CHP’nin kuruluşundan gelen tutarlı ve özgün bir ideolojisi vardir .
CHP anti - emperyalisttir, ulusal egemenlikten yanadır, halkçı ve devrimcidir.
Yeni dünya düzeni CHP’nin işte bu ilkelerinden rahatsızdır...
O yüzden parti özünden uzaklaşması için yıllardır telkin ve baskılara uğruyor.
Bir önceki genel başkan kaset darbesine kurban gitti.

Yazının Devamı

Haydi kızlar eve!

24 Şubat 2012

8 yıllık kesintisiz eğitime karşı olan AKP iktidarı şimdi ne oldu da bu eğitimi 12 yıla çıkarmaya soyundu da bunun için kanun teklifi hazırladı? Eğitim İş Genel Başkanı Veli Demir bu sorunun yanıtını şöyle veriyor:
“Teklifle 8 yıllık kesintisiz eğitimin yerine 4+4+4’ten oluşan kademeli geçiş sistemi getiriyor. Bu sistem ile ilköğretim 4 yıl birinci kademe, 4 yıl ikinci kademe olacak.
Öğrenci isterse ilk 4 yıllık eğitimden sonra ikinci 4 yıllık eğitimi okul dışında alabilecek. Bu durum, özellikle de Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde kız çocuklarının okuldan uzaklaştırılmasına neden olacaktır. Teklif ile hedeflenen amaçlardan biri de çocuklarımızı ilk 4 yıldan sonra imam hatip okullarına yönlendirmektir.”

Hakan’dan kontratak!
Hakan Şükür kendisine yönelik eleştirilerden etkilenip spor yorumculuğunu bırakacak mı? Hiç öyle bir havada görünmüyor. Tam tersine karşı hücuma geçti.
Kendisine yönelik sert eleştiriler yapan CHP Grup Başkanvekili Muharrem İnce’ye bir ihtarname gönderdi... ASPET avukatlık bürosunca hazırlanıp Kadıköy 24. Noterliği aracılığıyla gönderilen ihtarnamede Hakan Şükür’ün yorumculuk yapmasının Meclis İçtüzüğü’ne aykırı olmadığını belirttikten sonra

Yazının Devamı