Anayasa kaygısı

6 Ekim 2011

Anayasayı hazırlayacak “Uzlaşma Komisyonu” her partiden üç milletvekilinin katılmasıyla oluşacak.
CHP uzlaşma komisyonuna Süheyl Batum, Rıza Türmen ve Atilla Kart’ı üye verecek... Bunlar belli...
Ancak bir konu var ki, zihinleri o tırmalıyor...
Partiler uzlaşma komisyonunda belirli maddeler üzerinde anlaşmaya vardılar diyelim.
Bu maddeler AKP’nin çoğunlukta olduğu Anayasa Komisyonu ve Meclis Genel Kurulu’nda değişmeyecek mi? Eğer öyle olacaksa uzlaşma komisyonu boşuna çalışmış olmayacak mı? Muhalefet üyeleri figüran konumuna düşmeyecek mi?
Konuyu CHP İstanbul Milletvekili Süheyl Batum’la konuştuk...
Aynı kaygıları Batum da taşıyordu...

Yazının Devamı

Berna duruşmada

4 Ekim 2011

Berna Yılmaz ve Ferhat Tüzer, 6 Ekim’de yeniden yargıç karşısına çıkıyor...
Roman Kurultayı’nda Başbakan konuşurken “Parasız eğitim istiyoruz, alacağız” diye pankart açan gençleri tanıyorsunuz... Tutuklanalı 1,5 yıl oldu. Bu hafta 4’üncü duruşmaya çıkıyorlar. Haklarında istenen hapis 15 yıl...
Berna Yılmaz hapisten gönderdiği mektupta diyor ki:
“Paralı eğitim yakıcı bir sorundur. Çünkü asgari ücretin 655 TL olduğu ülkemizde halkımız bu yüzden çocuklarını okula gönderemiyor ya da kıt kanaat geçinerek okutabiliyor. Annemiz, babamız sırf biz okuyalım diye insanlık onuruna yakışmayan işlerde çalışıyor.”
Avukatları Taylan Tanay, her iki gencin işçi çocuğu olduğunu bildiriyor. Anneleri de işçilik yapıyormuş...
Üçüncü duruşmada Savcı Kasım İlimoğlu “Bu talebi dile getirmenin kişi hak ve özgürlüğü olduğunu” söyleyerek Berna ve Ferhat’ın beraatini istemişti. Mahkeme kabul etmedi, duruşmayı 5 ay sonraya erteledi.
HSYK Savcı İlimoğlu’nu rütbe tenziliyle sürgüne gönderdi.

Yazının Devamı

Açılış notları!

2 Ekim 2011

TBMM dün yeni yasama dönemine başladı. Dolayısıyla arkadaşımız Fahrettin Fidan da yeni çalışma dönemine başladı! İşte ilk günden tuttuğu “açılış” notları.
- Yaz tatilinde yapılan tadilattan sonra yeni Meclis pırıl pırıl olmuş. Özellikle de parkeler... Adeta bal dök yala... Ben döktüm, tam yalayacağım... Baktım biri benden hızlı davranmış, yere kapaklanmış, bizim ballı parkeyi şapur şupur yalamakta. “N’oluyo bilader?” dedim, “N’apim kardeş, huy işte, yalanacak bir şey görünce dayanamıyorum” dedi. Yeni dönem milletvekiliymiş.
- AKP kulisinde Hakan Şükür’ü gördüm. Kendisine, bu yasama döneminden neler beklediğini sordum. Bana aynen şu cevabı verdi: “Yaşama daha sıkı sarılmak gerekiyor. Ben şahsen sıkı sıkı sarılıyorum. Herkesten de bunu bekliyorum.”
“Yaşamayı değil, yasamayı sormuştum” dedim. “Yasam kücüklerimi sevmek, büyüklerimi saymak, yurdumu, milletimi özümden çok sevmektir” karşılığını verdi.
- Tam salona girerken Bülent Arınç’la burun buruna geldim. Beni görür görmez birden ağlamaya başladı. N’oldu Sayın Arınç, az önce bir yakınınızı mı kaybettiniz ya da ayağınıza çivi mi battı, dedim, ikisi de değilmiş. Beni görünce aniden duygulanmış.
Gülmemek için kendimi

Yazının Devamı

Baykal’ın rüşveti!

1 Ekim 2011

CHP Milletvekili Atilla Kart, hafta başında bir Wikileaks belgesini gündeme getirerek Başbakan’a soru önergesi verdi... Bu belgeye göre, Emniyet yetkilileri 21 Kasım 2008 tarihinde Ankara’daki ABD Büyükelçiliğine giderek çeşitli konularda ayrıntılı bilgi vermiş. Atilla Kart, Başbakan’a, “siyasi iktidarın bu konuda talimatı olup olmadığını” sordu.
CHP eski lideri Deniz Baykal’ın da bu belgeden hareketle İçişleri Bakanlığı hakkında suç duyurusunda bulunacağı siyaset arkadaşlarınca ifade ediliyor.
Çünkü Ankara’daki ABD Büyükelçiliğine verilen brifingde Emniyet yetkilisi:
“CHP lideri Deniz Baykal’ın rüşvet aldığını” bildiriyor...
Ancak bu ağır iddiaya rağmen ellerinde ne gibi bir kanıt olduğunu belirtmiyor.
ABD Büyükelçiliğine verilen brifingte genellikle Ergenekon davası üzerinde duruluyor.
Veli Küçük’ün örgütte önemli rol oynadığı anlatılıyor. Eski ASAM Başkanı Prof. Ümit Özdağ’ın da önemli bir figür olduğu kaydediliyor.

Yazının Devamı

Uzlaş-ma Komisyonu

30 Eylül 2011

Anayasa günleri başlıyor. Hayırlı olsun... AKP heyetiyle görüşen MHP ve ardından CHP, Anayasa değişikliğini ele alacak Uzlaşma Komisyonu’na üye vereceğini açıkladı.
AKP sanırız aynı sözü BDP’den de alacaktır.
Gelelim zihin tırmalayan sorulara...
Diyelim her partiden iki üyenin yer alacağı komisyon, uzun görüşme ve temaslardan sonra yapılacak değişiklikler konusunda anlaştı. Ortaya ortak bir metin çıktı.
Peki, bu metin Anayasa gereği gideceği Meclis Anayasa Komisyonu’nda ve Genel Kurul’da aynen kabul edilecek mi? Edilmesinin bir garantisi var mı?
Geçen dönem Anayasa Komisyonu üyeliği yapmış CHP Konya Milletvekili Atilla Kart merakımızı gideriyor:
- Gerek Anayasa Komisyonu gerekse Genel Kurul önüne gelen metin üzerinde her türlü değişikliği yapabilir. Ancak partiler arasında bir centilmenlik anlaşması yapılır ve her parti bu anlaşmaya uyarsa o zaman Uzlaşma Komisyonu’nun kabul ettiği metin hiçbir değişikliğe uğramadan Meclis’ten geçer.

Yazının Devamı

CHP ve Anayasa!

29 Eylül 2011

AKP’nin isteği üzerine CHP’nin yeni anayasa üzerinde görüşmelere başlaması partide yeni tartışmalara yol açacak gibi görünüyor. CHP Mersin Milletvekili Ali Rıza Öztürk bu konudaki itirazını şöyle dile getiriyor:
“AKP bu Anayasa’nın neresini ve ne şekilde daha demokratikleştirecek, ben şahsen anlamış değilim. Örneğin, geçen yıl 12 Eylül’de yaptıkları değişiklikle iktidara bağımlı hale getirdikleri Anayasa Mahkemesi’nin, HSYK’nın, Yargıtay’ın, Danıştay’ın yapısını yine eski haline mi dönüştürecek? YÖK’ü mü kaldıracak? Memurlara grevli sendikal hak mı verecek? Sırf toplantı ve gösteri yaptıkları için gizli örgütten içeri atılan gençleri serbest bırakıp onlardan af mı dileyecek? 12 Eylül darbecilerinden hesap mı soracak? Yoksa bunlara dokunmayıp mevcut anayasayı federatif yapıya veya demokratik özerkliğe açık hale mi getirecek? Tabii ki sonuncusu... Ben AKP’yi gayet iyi anlıyorum da bizim yeni CHP’nin ‘AKP ile demokratik anayasa yapılacağına inanan’ yöneticilerini hiç anlamıyorum.”
* * *
Geçen yıl AKP öncülüğünde Anayasa değişikliği yapıldı... “Darbe anayasasına son” sloganıyla yapılan değişiklikler anayasayı daha anti demokrat hale getirdi. HSYK ve Anayasa Mahkemesi iktidara

Yazının Devamı

Kalkan kışkırtıyor

28 Eylül 2011

Haber İran’ın yarı resmi Kayhan gazetesinden:
“İran, Rusya ve Çin arasında ‘ortak bir füze sistemi’nin kurulmasına ilişkin olarak ciddi görüşmeler yürütülüyor.”
İran sistemin kendilerine karşı kurulduğundan emin... Başka türlü düşünmeye olanak yok zira bunun böyle olduğunu ABD açıklıyor. Bakınız 17 Eylül’de Hürriyet’te yayımlanan haber ne diyor:
“... ABD tarafından Malatya’nın Kürecik köyüne kurulacak radarın İsrail’deki sistemle eşgüdümlü çalışacağı iddiası, Amerikalı yetkililerce de doğrulandı. ABD Dışişleri yetkilileri, Türk gazetecilerin davet edilmediği toplantıda Amerikan medyasına bilgi verdi. Adının açıklanmasını istemeyen iki üst düzey Beyaz Saray yetkilisi, bu sistemin İran’a karşı oluşturulduğunu ve ABD’nin Türkiye’ye kuracağı radardan sağlayacağı istihbaratı İsrail’in savunmasında kullanacağını ilk kez açıkça doğruladı...”
İran, Türkiye’ye yönelik uyarılar yapıyor. Ahmedinecat 9 Eylül’de konuştu:
- Bölge ülkelerinin hepsiyle “dostça” ilişkiler kurma arayışındayız ancak kimi ülkelerin dış etkilerle, düşmanların sözcüsü gibi davranabildiğini görüyoruz...
Bu hafta da İran Meclisi Ulusal Güvenlik Komisyonu üyesi Muhammed Kowsari, kalkanı “Büyük bir stratejik

Yazının Devamı

Öcalan’ın pazarlığı!

27 Eylül 2011

Bir grup yazar ve gazeteci Diyarbakır’da BDP’lilerle kahvaltı sohbeti yapıyor.
Abdullah Öcalan’ın “Barış Konseyi kurulması için ‘heyetle’ mutabakata vardık” sözünün hemen ardından gelen Silvan saldırısının neye delalet olduğunu soruyorlar...
Radikal’de Ezgi Başaran’dan aktarıyoruz...
BDP Eşbaşkanı Selahattin Demirtaş anlatıyor...
“İkişer sayfalık üç protokol hazırlamıştı Öcalan... Bunlardan biri ateşkes, diğeri PKK’nin silahsızlandırılması, üçüncüsü ise yeni demokratik anayasa sürecinin genel ilkelerini kapsıyordu. İnce detaylar yoktu. Bu protokollerin anayasayla ilgili olanında muhatap BDP’dir. Diğer ikisi için İmralı ve Kandil... Protokoller PKK’ye iletildi. Onlar uygun gördükleri 2-3 değişiklik yaptı ve son maddesi PKK’nın silahsızlandırılması olan protokolleri kabul etti. Şimdi top Öcalan’la görüşen devlet heyetindeydi. Heyet bu protokolleri hükümete iletirken Öcalan’ın bir isteği daha olmuştu. Eğer televizyonda Başbakan’dan, ‘Biz silahsız çözümden yanayız, Kürt sorununun çözümü ancak siyasetle mümkündür’ gibi bir demeç duyarsa Öcalan, bunu Başbakan’ın protokolleri kabul ettiğine dair bir mesaj olarak alacak ve örgütü 1 hafta içinde belli sınıra çekecekti. Bunu

Yazının Devamı