Nedim’le göz göze

19 Nisan 2011

Nedim Şener mahkeme salonunda, uzun boyuyla her şeye hâkim. Bizler salon dışında yüksek bir yere çıkıp el sallıyoruz. O da el sallıyor. Böylece aramızdan ayrılışının 45. gününde bir uzak görüş mümkün oluyor. Salona girebilen bir dostumuz anlatıyor:
- Nedim duruşma salonuna girdiğinde bizleri görünce gözleri doldu. Kendini tutamadı. Elindeki peçeteden belli ki oraya gelmeden de ağlamıştı. 45 günde eşi Vecihe Şener 6 kilo, kendisi de en az 10 kilo vermişti. 7 yaşındaki kızı babasının suçunu anlamadığından ‘Babam ben üzdüğüm için mi eve gelmiyor’ diye soruyormuş annesine.
Adliye sarayları yapılıyor... Tabelalarında “Avrupa’nın en büyük adliye sarayı” yazıyor. Gelin görün ki duruşma salonları küçücük. Örneğin dün Nedim’in yargılandığı 2. Asliye Ceza Salonu’na sadece 9 izleyici aldılar, dışarıda ise yüzden fazla izleyici birikmişti. Anayasa’ya göre “Duruşmalar herkese açıktır”... Tabii salona girebilirseniz!
Nedim Şener, Hanefi Avcı’nın eşinden aldığı bilgileri yayımlayarak soruşturmanın gizliliğini ihlalden yargılandı dün. Hakkında istenen ceza; 4.5 yıl...
Mahkeme çıkışında Nedim’in arkadaşları adına basın bildirisini Sedat Ergin okudu... Onun neden hapiste olduğunu anlattı:

Yazının Devamı

Dolmabahçe sohbeti!

17 Nisan 2011

Taraf gazetesinde, 22 Mart 2011 tarihinde, Wikileaks belgelerine atfen, Başbakan Erdoğan ile eski Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt arasında Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan ünlü görüşmenin ayrıntıları yer aldı. Aydınlık gazetesi daha sonra Taraf’ın eksik bilgi verdiğini öne sürerek 28 - 30 Mart 2011 tarihli nüshalarında yine Wikileaks’e dayanarak daha kapsamlı bilgi ve iddialar yayımladı.
Belgelere göre Başbakan, Dolmabahçe’de Büyükanıt’ın önüne bazı kritik belgeler koyarak onu köşeye sıkıştırmıştı. Neydi onlar? Mesela: “Eşinin yaptığı harcamalar, Rusya’dan alınması düşünülen silah sistemleri ve helikopter ihalesi öncesine ilişkin kimi iddialar...” vs...
Daha da ilginci... Büyükanıt’ın önüne konulan şu belgelerdi:
“Orgeneral Hilmi Özkök tarafından Amerikalılara hitaben yazılmış Büyükanıt’ın Genelkurmay başkanı olmasını tavsiye eden bir yazı.
Büyükanıt NATO karargâhında istihbarat bölümünde görev yaparken Amerikalılar tarafından toplanan özel bilgiler.
Büyükanıt’ın aile seceresi hakkında Amerikalılar tarafından toplanmış bilgiler.”
CHP Milletvekili Onur Öymen, Başbakan’a yönelik bir soru önergesi vererek sordu:

Yazının Devamı

İstifanın vaktidir...

16 Nisan 2011

Kartal ve Eyüp’te lise müdürleri tam not aldı... Tabii demokrasi dersinden değil de hükümete destek dersinden... Müdürler dün her iki lisede öğrencileri yürüyüşe gitmesin diye okula kilitlediler. Asayişi bir güzel sağladılar!
Ama ÖSYM sınavında şifre yoluyla kopya çekildiği gerçeğinin üstünü kimse örtemiyor. ÖSYM Başkanı Ali Demir kendisinden beklenen kıvraklığı gösteremedi. Önce şifre var ama kopya yok, dedi, hemen peşinden tüm sınav cevaplarını henüz incelemediklerini bildirdi.. Bir milyon 700 bin öğrencinin cevaplarını inceleyemeyeceklerine göre... Kopya olmadığını kanıtlamalarına da olanak yok.
Ayrıca... Bırakın şifreleri... 17 liseye yalnızca kızların doldurulması bile ÖSYM Başkanı’nın istifası ve sınavların iptali için başlıbaşına sebeptir.
Cumhurbaşkanı ve hükümet üyeleri sıraya dizilip “Ben tatmin oldum” gösterisi yaparak skandalın üzerini örtmek istediler.
Ama başaramadılar...
Hâlâ 1 milyon 700 bin öğrenciyi ve ailelerini uyutabileceklerini sanıyorlarsa aldanıyorlar. Üstelik şifreleme suçuna da ortak oluyorlar...
Bu arada CHP büyük bir fırsat kaçırdı.. Önüne düşen topu kaleye yuvarlamak varken bile bile ıskaladı...

Yazının Devamı

İyi şanslar dileği

15 Nisan 2011

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu elbet parti kadrolarını yenileyecek, kendi kadrosunu kuracaktı. Buna itiraz yok... Ama şu merak var: Yeni CHP’nin kadroları hangi ölçülere göre oluşturuldu?
Bir siyasi partinin ekseni, ideolojisi, ilkeleri, programı olur. Kadrolar bu idoloji ve programa inanmış, onları halka anlatma ve ikna etme becerisine sahip, düzeyli, donanımlı kişilerden oluşturulur.
Eğer eksen, politik çizgi, program belirsizse kadrolar neye göre oluşturulur?
Bunu bilemediğimiz için yeni yapılanmayı ilgiyle izliyoruz.
- Kılıçdaroğlu’nun adaylığına imzalarıyla destek veren 81 il başkanından sadece dördü listelerde yer almış. O da ön seçim sonucu...
- Ankara ve İstanbul’da ilk sıralara ne il ne ilçe başkanı girememiş...
- Alevi örgütlerinin önde gelen isimlerinden: “Ali Balkız Fevzi Gümüş. Ali Yıldırım. Abbas Tan, İsmail Saçlı, Ali Yılmaz, Hıdır Temel” adaylık taleplerine rağmen listelerde yer bulamamış.

Yazının Devamı

Ortağını söyle...

13 Nisan 2011

CHP’deki milletvekili adaylarının belirlenmesinde en büyük tartışma Sinan Aygün’ün adı üzerinde çıkıyor. Söz alan Parti Meclisi üyeleri Aygün’ün evindeki gizli kasada çıkan ve emanete alınan milyon dolarların hesabını veremediğini söyleyince Kemal Kılıçdaroğlu:
- Ben o konuyu soruşturdum. Kaynağını izah edince parasını geçenlerde geri almış, diyor. Bunun üzerine bir başka üye Aygün’ün Melih Gökçek’le Armada iş hanında ortak olduğunu hatırlatıyor. Kemal Kılıçdaroğlu, bu itirazı da şöyle yanıtlıyor.
- Bir işadamının bir başkasıyla ortak olmasında ne sakınca var? Partimizde aranırsa böyle başka ortaklar da çıkabilir...
* * *
Bu olayı çok yakın tanığından dinleyince aklımıza geldi...
Kemal Kılıçdaroğlu adayların seçimden önce mal beyanında bulunmalarını isteyecek mi?
Eğer temizlikte iddialı bir partiyse CHP’nin adaylarından seçilmeden önce mal beyanında bulunmalarını istemesi gerekir... Yetmez, adaylar çalışma döneminin sonunda da mal beyanında bulunmalı.

Yazının Devamı

Yepyeni CHP!

12 Nisan 2011

CHP’de dün, tahmin edildiği gibi, Genel Merkez’in topa tutulma günüydü...
Küskünler, gaziler, mağdurlar, mağdureler.. Kimi duygusal, kimi haklı tepkiler içindeydi...
Baykal cenahına göre... Listeler kaset darbesinin devamıydı... Baykal’ın temsil ettiği cumhuriyetçi, laik, demokratik çizgi tasfiye ediliyordu...
Bir gazeteci soruyor:
- Demek yeni CHP böyle bir şey...
Gazi yanıt veriyor:
- Buna yeni CHP değil Yeni AKP demek daha doğru...

Yazının Devamı

Zulümname...

10 Nisan 2011

766 gündür Silivri Cezaevi’nde hücrede tutulan meslektaşımız Mustafa Balbay, içerde ikinci, toplamda 22. kitabını yazdı. Önceki kitabı “Zulümhane” idi.. Bu kitabı “Zulümname”... Balbay iddianamedeki suçlamaları, sorguları, makemeyi, hücreyi, tutukluları, içerdeki hayatı anlatırken ciddi bir şair olduğunu da ortaya koyuyor. Mesela...
Anadolu sözü:
Güzelliğine güvenme,
Bir sivilce yeter
Zenginliğine güvenme
Bir kıvılcım yeter
Hukuk sözü:

Yazının Devamı

Dümene soralım

9 Nisan 2011

Cumhurbaşkanı Gül: “Ben tatmin oldum” demişti.
Hükümet açıklama yaptı: “Cumhurbaşkanı tatmin olduysa bize de tatmin olmak düşer.”
YÖK Başkanı Özcan kuyruğa girdi: Ben de tatmin oldum...
Cumhurbaşkanı önceki gün bir düzeltme yaptı:
- Ben tatmin oldum ama tabii ki hepimizi savcılar tatmin edecek...
İyi de bu tatmin furyasına rağmen ortada tatmin olmayan kocaman bir kitle var. Onlar ne olacak?
İşte o kitleden biri... Ertuğrul Berki adlı üniversite adayı genç farklı bir adrese yöneliyor...

Yazının Devamı