Sabahımız yeni bir “Dokunan yanıyor” filmiyle başladı...
Prof. Zekeriya Beyaz, Prof. Şahin Filiz, Prof. Abdurrahman Küçük ve bir dizi ilahiyatçının evleri aranıyordu... Acaba ne aranıyor diye merak edenler ile ne arandığını tahmin edenler Zekeriya Beyaz’ın kızı Gökçen Beyaz’ın ekrana düşen sözleriyle aydınlandılar:
“Arama kararı misyonerlik faaliyetleriyle ilgiliydi. Fakat o belgelerin hiçbirine dokunmadılar. Evde Sad- i Nursi ve Nurculukla ilgili çıkacak olan bir kitap vardı. Polis arkadaşlar sadece onunla ilgili bilgileri incelediler ve belgeleri aldılar.”
Zekeriya Beyaz’ın evindeki aramaya tanık olarak katılan komşu ise Fethullah Gülen’le ilgili belgelerin alındığını söylüyordu...
Ahmet Şık’ın basılmamış kitabına ilişkin aramaların yarattığı tepkiler sonucu bu tür aramaların duracağı sanılıyordu. Yanılmışlar...
Öğle saatlerinde Savcı Zekeriya Öz’ün “Ergenekon”un özel yetkili savcılığından alındığı, İstanbul Cumhuriyet Başsavcı vekilliğine getirildiği haberi geldi. Acaba taltif mi, görevden alma mı?
Belli ki HSYK iki mesajı birarada veriyordu. Atama ile Zekeriya Öz’e takdir ve teşekkür duygularını bildiriyor, özel yetkili savcılıktan alarak kamuoyundaki
Adı uzun ve görünüşte iyi niyetli bir kanun tasarısı:
“Kamu Hizmetlerinin Düzenli, Etkin ve Verimli Bir Şekilde Yürütülmesini Sağlamak Üzere Kamu Kurum ve Kuruluşlarının Teşkilat, Görev ve Yetkileri ile Kamu Görevlilerine İlişkin Konularda Yetki Kanunu Tasarısı.”
Yarın Plan Bütçe Komisyonu’nda görüşülmeye başlanacak tasarının tam adı aynen böyle. Kimi basın organları dün tasarının devlette yapacağı düzenlemelere yer vermişti. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise dün grupta tasarının hükümete “kanun gücünde kararname” çıkarma yetkisi vermesini eleştirdi. Ancak en kritik noktaya CHP Plan Bütçe Komisyonu üyesi Mustafa Ozyürek değiniyor:
- Bu yasa ile sivilde olsun askeriyede olsun hiçbir kamu görevlisinin en küçük bir güvencesi kalmayacak.
Mustafa Özyürek görüşlerine açıklık getiriyor:
- Tasarının görünürdeki amacı, kamu hizmetlerinin düzenli, etkin ve verimli yürütülmesini sağlamak. Bunun için kamuda istihdam edilenlerin atanma, nakil, terfi, görevden alma ve emekliye sevk edilme usul ve esaslarında hükümete yetki veriyor. Bu amaçla Devlet Memurları ve Türk Silahlı Kuvvetler başta olmak üzere 20 kanunda değişiklik öngörüyor.
- Sorun nerede?
Üniversite giriş sınavında bir ilk yaşandı... Bazı okullarda sınava sadece kızlar alındı... İMKB Lisesi, Güzeltepe İlköğretim Okulu, Şehit Öğretmenler İlk Okulu, Haydar Akçelik Lisesi, Silahtarağa ve Emniyettepe İlköğretim okullarında sınava sadece kız öğrenciler girdi... Bazı okullarda kızlar ve erkekler ayrı sınıflara alındı.
Anlaşılıyor ki ÖSYM’ye çocuklar üzerinden cinsiyetçilik ve ahlakçılık yapmaya çalışan bir zihniyet hakim oldu. Olasılık hesaplarıyla altından kalkılması mümkün olmayan bu durum daha da endişe verici bir gerçeğe işaret ediyor... Otomsayon sistemiyle oynayarak kız öğrencileri belli okullarda toplayan bu tertipçiler, kendine yakın bulduğu öğrencileri önceden belirlenmiş okullarda sınava sokabilir... Türlü çeşitli manüpülasyonlar yapabilir. Onlara (kopya dahil) çeşitli avantajlar sağlayabilir. Hukuk ve adaletin bittiği noktadayız; artık her şey beklenir...
AKP Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Tanrıverdi, “Gençler oynaşla vakit kaybetmesin” demiş.Tamam. Ama sizler de “lak lak”la vakit kaybetmeyin!Fahrettin Fidan
İleri demokrasiye geçtik. Basın özgürlüğü kaldırıldı basan özgürlüğü uygulanıyor!Ali Karagöz
Birisi söylesin...Başbakan
Bülent Arınç, kitapların daha basılmadan toplatılması konusunda”Endişeliyim” demiş. Hukukçu Cemil Çiçek de aynı tonda konuşmuş.
İktidar üyelerinin bu derin hassasiyeti ilgisiz bir olayı anımsattı bize...
12 Mart darbesi öncesi.. Polis Siyasal Bilgiler Fakültesi’ni basmış. Öğrenciler merdivenlerden aşağı yuvarlanırken iki yana dizilmiş polisler hep birlikte copları kafalarına indirip kaldırıyor. Polis şefi aşağıdan zaman zaman bağırıyor:
- Vurmayıııınnnnnn... Vurmayınnnnn...
Polisler de copları öğrencilerin kafasına gözüne indirirken tempo tutuyor:
“Vurmayınnn, vurmayınnn”...
Böyle durumlarda imam bildiğini okur...
Haberin başlığı şöyle; “Dağda Mahsur Kalan Genç Çift, “Cemaat Kitabı” Sayesinde Hayata Döndü.”
Ne olmuş, nasıl olmuş diye meraklanıyor, haberi Zaytung.com’dan okuyoruz:
“Hatay’a bağlı Fırnız yaylasından dün akşam saatlerinde şehir merkezine doğru yola çıkan genç çift, araçlarının arızalanması sonucu mahsur kaldıkları Amanos Dağı’ndan “cemaat kitabı” sayesinde kurtuldular. Yoğun kar yağışı altında saatlerce uğraşmalarına rağmen jandarma ve polis ekiplerine ulaşamayan çiftin son anda bir yakınlarını arayarak “cemaatle ilgili kitap yazmayı düşünüyoruz” demelerinin hemen ardından yerleri tespit edilirken, bulundukları bölgeye terörle mücadele ekipleri tarafından operasyon düzenlendi. Soğuktan donmak üzereyken kurtarılan Metin - Gülcan Görenel çifti, ilk tedavilerinin tamamlanmasının ardından tutuklu yargılanmak üzere adliyeye sevk edildiler.
Bülent Arınç, Ahmet Şık’ın kitabının aranma ve imha edilmesiyle ilgili “Üzüntü ve endişe duyuyorum” demiş.Olur da bir nüshası bir yerde unutulmuştur, diye mi acaba?Elif Eral
Sansür değil imhaAbdülhamit sansüründe olsun Nazi sansüründe olsun yöntem bellidir... Kitaplar ve gazeteler yayın öncesi denetlenir, eğer
... (Türk generaller) AKP’den seçilmiş Tayyip Erdoğan’ın davranışlarından büyük rahatsızlık duymaktadır. Erdoğan güçlü bir müttefiğimizdir. Generallerin bu tutumu Amerikan menfaatlerinin korunması açısından engelleyicidir. Orgeneral Hilmi Özkök’ün sadakatli duruşu sahiplenilmelidir.
Muhalif orgeneraller, Orgeneral Hilmi Özkök’ün çizgisine itiraz etmektedirler... Erdoğan kendisine desteğin devamı halinde ABD’nin bir müttefiği olarak Ortadoğu ve Irak dahil olmak üzere Türk hava sahasını, kara ve demir yolları ile Mersin ve İskenderun limanlarını kullanımımıza açacağını taahhüt etmektedir... Ancak Türk ordusundaki üst rütbeli subaylar tarafından sürekli engellenmek istenmekteyiz.
Amerikan menfaatlerine karşı çıkan Org. Aytaç Yalman, Org. Şener Eruygur, Org. Çetin Doğan, Org. Hurşit Tolon, Org. Fevzi Türkeri, Org. Tuncer Kılıç, Org. Yaşar Büyükanıt Genelkurmay Başkanı Org. Hilmi Özkök’ün emir ve talimatlarına uymadıkları gibi her an muhtıra verebilirler. Bu bakımdan değerlendirildiğinde güçlü bir medya grubunun oluşturulmasına acilen ihtiyaç duyulmaktadır. Bu konu Recep Tayyip Erdoğan ile paylaşılmış olup gereğinin değerlendirileceği hakkında olumlu değerlendirmelerin yapıldığı ve
İşadamı Murteza Çelikel dostumuzun TÜSİAD’la ilgili bir tespiti vardır:
- Yaptıkları önerilerin üç günden fazla ömrü yoktur, der...
Zenginler kulübü öyledir... Uzmanlar kiralanır, tonla para verilir, ortaya çıkan rapor üç beş gün çeneleri yorduktan sonra rafa kaldırılır.
Şimdi de Anayasa raporu hazırladılar... Daha önce AKP’ye başarısız bir taslak hazırlayan Prof. Ergun Özbudun önderliğinde 22 akademisyen 5 ay uğraşmış bu rapor için... Bazı hedefler çok ilginç;
- Cumhuriyet dışında değiştirilmez madde olmayacak...
- Bölgeler kendi eğitim sistemini ortaya çıkarabiliecek...
- Atatürkçülüğe ideolojik anlam yüklenmeyecek...
Soru: Batı’nın petrol yatağı Müslüman ülkelere yerleşme operasyonlarında en dikkat çekici nokta ne?
Yanıt: Girerken hızlı, çıkarken ağır davranılması...
Bazen de Irak ve Afganistan’da olduğu gibi bir türlü çıkamıyor... O yüzden Libya harekâtının sonu meraklara vesile oluyor.
Amerika, İngiltere, Fransa koalisyonu hızlı ve azgın...
Sivilleri koruma adına sivilleri vurmaya devam ediyorlar.
Rusya, Almanya, Çin, Hindistan başta olmak üzere pek çok ülke harekatın gidişinden rahatsız...
Bazı ülkeler harekatın NATO şemsiyesi altına alınmasını savunuyor.