Süleymaniye’den...

21 Kasım 2010

Süleymaniye Camii, bayram sabahı Başbakan’ın da katıldığı bayram namazıyla açıldı. Kentin dört bir yanı günler önceden afişlerle donatılmıştı. Afişlerde büyük harflerle “Süleymaniye’de Bayram Sabahı” sözleri okunuyor altında ise Başbakan’ın namazı Süleymaniye’de kılacağı bildiriliyordu. Başbakan namazdan sonra cemaatle caminin içinde bayramlaştı. Manzara ekranlardan halka aktarıldı. Böylece bayram sabahı siyaset ile din, ticaret ile ibadet kucaklaştı, sarmaş dolaş oldu...
Süleymaniye’de bayram tabii Yahya Kemal’i ve ünlü dizelerini çağrıştırıyordu:
“Artarak gönlümün aydınlığı her saniyede
Bir mehabetli sabah oldu Süleymaniye’de.”
* * *
Yahya Kemal deyince bu büyük şairin kimi tebessüm yaratan halleri de hatıra gelmiyor değil... Mesela üstad vakti zamanında reklam metni de yazmıştır... Kavaklıdere şaraplarının reklamında şu kafiyeli slogan yer almıştır:
“Biz veda etmek üzereyiz kedere

Yazının Devamı

Örtülü gündem...

20 Kasım 2010

Dostlar soruyor: - Yahu bu CHP ne yapmak istiyor Allahaşkına?
- İkinci Cumhuriyetçilik oynuyor
- Yani...
- Kendini son sürat İkinci Cumhuriyetçilere ve AB’ye beğendirmeye çalışıyor. Türban, laiklik, Kürt meselesi gibi konularda liberallere yoktur sizden farkımız mesajları vermeye çalışıyor. Ulusal konularda duyarlı politikayı terk ediyor.
- Oysa ne yapmalıydı CHP?
- Tarım çökmüş, hayvancılık ölmüş, işsizlik milletin belini bükmüş, sıcak paraya dayalı ekonomi pörsümüş, sınav sistemleri çürümüş, gençler umutsuzluğa sürüklenmiş, gelir adaletsizliği zirvede, iç ve dış sömürü dorukta, insanlar piyasanın insafına terk edilmiş... Bu konuları sorgulamalı, çözüm üretmeye çalışmalıydı. Bir sosyal demokrat partiden beklenen buydu.
- Dış konularda nasıllar?

Yazının Devamı

Kıbrıs’tan notlar

19 Kasım 2010

Kıbrıs’a üç günlüğüne gitmiştik... Ama mis gibi temiz hava, denize girilebilir bir iklim, gürültüsüz ve sessiz ortamı görünce birkaç gün daha kalmaya heveslendik. Bayramın üçüncü günü otellerde yer aradık.. Hiçbirinde yer yok. Sadece Cratos Oteli’nde yer bulduk.. Resepsiyona sevinçle sorduk:
- Acaba tek yataklı bir oda kaç lira...
- 850 lira efendim, demezler mi?
* * *
Kıbrıslılarla sohbet ederken dikkatimizi çekti. Anavatan’ın ikide bir “Size biz bakıyoruz, biz boğaz tokluğuna çalışıyoruz siz zengin hayatı yaşıyorsunuz” gibisinden dokundurmaları onlarda derin bir üzüntü ve kompleks yaratmış. Konu tartışılırken Kıbrıslı bir profesör hem öfkelendi hem şöyle dedi:
- Burada 200 bin dolayında Türkiyeli çalışıyor... Bu insanlara iş bulmak için yapılacak yatırımın maliyetini hesaplıyor musunuz?
* * *

Yazının Devamı

Gecikmiş teşekkür

18 Kasım 2010

Profesör Gencay Şaylan dostumuz şu sıralarda Kıbrıs’ta yaşıyor, Lefke Üniversitesi’nde ders veriyor. Gencay Mülkiyeli’dir. Onunla aynı yıllarda Mülkiye’de okuyan Net Holding’in patronu Besim Tibuk da vaktinin büyük bölümünü Kıbrıs’ta geçiriyor. Bu iki dostumuz hemen aynı yıllarda Mülkiye’de okumuş ama hiç tanışmamışlar... Ta ki geçen yıl Lefkoşa’da yapılan Mülkiye balosuna kadar. Baloda Gencay Şaylan, Besim Tibuk’la tanıştırılınca:
- Size, demiş, 25 yıl gecikmiş bir teşekkür borcum var...
- Hayrola, demiş Besim...
Gencay Şaylan olayı anlatmış... Bize de anlattı...
Yıl 1985... Gencay ve bir grup aydın Barış davasından Sağmalcılar’da hapis yatıyor... Bir gün bir grup avukat ziyaretlerine geliyor. Ali Sirmen, Hüseyin Baş, Gencay Şaylan avukatlarla görüşmeye çıkıyor. Adamları ilk kez görüyorlar. Avukatların biri diyor ki:
- Bizi NET Holding’in Yönetim Kurulu Başkanı Besim Tibuk Bey gönderdi... Kendisi liberal demokrasiye inanır. Sizlerin burada fikir suçundan yattığınızı anlattı, sizi ziyaret etmemizi, geçmiş olsun dememizi, selamını iletmemizi istedi...
Avukatlar bunu söyledikten sonra “size çikolata da getirdik” diyor ve tümü ceplerinden avuç avuç çikolata çıkararak masanın

Yazının Devamı

Çok Yaşa Kıbrıs

17 Kasım 2010

Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 27. yaşını kutluyor...
Yıllarca Rum çoğunluğun baskısı altında ezilen, kanlı saldırılara hedef olan bir halkın 27 yıldır bağımsız ve özgür yaşıyor olması büyük bir başarı ve gurur kaynağıdır... Volkan gazetesi başyazarı Sabahattin İsmail anımsatıyor:
- 1974 öncesi adam başı yıllık 548 dolar gelirden bugün adam başı 12 bin dolara ulaşmış bulunuyoruz. Her evin kapısında iki otomobil...
Ne var ki sıkıntılar da eksik olmuyor...
Şu sıralarda Ankara’nın uygulanmasını istediği ekonomik program çalkantı yaratıyor. Bu yüzden Devlet Bakanı Cemil Çiçek Kıbrıs’ta hafif de olsa protesto görüyor. Anavatan’ın talebi doğrultusunda yapılan emekli maaşı kısıntılarına Rauf Renktaş dahi tepki gösteriyor. Anavatan bir yandan özelleştirme öneriyor... Ama işsiz kalacak olanlara yol göstermiyor. Örneğin Kıbrıs Havayolları’nın özelleşmesi sonucu işsiz kalanlar hâlâ işsiz. Oysa yeni açılan Cratos, Mercure gibi dev otellere Türkiye’den personel getirecek yerde özelleştirmelerin işsiz bıraktığı kişiler yerleştirilebilir. Benzer önlemler düşünülebilir.
Barış görüşmeleri sürüyor.. Ancak diyalog Talat ile Hristofyas’ın bıraktığı yerden başladığından pek umutlu bir gelecek vaat

Yazının Devamı

Mikrop servisi

16 Kasım 2010

Lokantalar, büfeler, marketler, pastaneler, yemek fabrikaları gibi iş yerlerinde çalışanların üç ayda bir “portör testi”nden geçmeleri, hastalık mikrobu taşıyıp taşımadıklarının saptanması gerekir... Portör testlerini belediye veya hükümet tabipleri yapar. Bu testlerde dışkıda, boğaz ve burunda mikrop taraması yapılır... Akciğer grafisi alınarak tetkik edilir.
Taşıyıcı olduğu saptanan kişiler geçici olarak işten uzaklaştırılır... Hastalık yayılmasını önleyici tedbirler alınır... Daha doğrusu alınması gerekir. Yasa bunu emretmektedir.
Peki iş yerlerinde bu konuda denetleme yapılıyor mu? Kim yapıyor?
Doktor Levent Yazıcılar İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü’ne yazı yazarak gıda iş yerlerinde çalışan elemanların denetlenip denetlenmediğini soruyor...
Gelen yanıt şöyle:
“Gıda iş yerlerinin çalışanlarına portör yaptırıp yaptırmadığını denetleme yetkisi Tarım Bakanlığı’ndadır.”
Levent Yazıcılar bu defa Tarım İl Müdürlüğü’ne yazı yazarak portör testi denetlemelerini yapıp yapmadıklarını soruyor.. Cevap:

Yazının Devamı

Çooook gizlidir!

14 Kasım 2010

TRT’ye program yapan AKP yanlısı gazetecilerin maaşlarını TRT iki yıllık ısrarlı talepler sonucu ancak yayımladı. ABD’den yazan okurumuz diyor ki:
“Bir süredir ABD’nin Minnesota eyaletinde yaşıyorum. Buradaki sisteme göre eyalete bağlı herhangi bir kuruluşta çalışan insanın maaşını öğrenmek için girebileceğiniz bir internet sitesi var. İsmini yazıyorsunuz, maaşını öğreniyorsunuz. İnsanların eyaletin vergilerle topladığı paralarının nerelere, kimlere ve ne kadar ödendiğini öğrenmesi için geliştirilmiş bir sistem bu. Ve dikkat çekmek gerekiyor ki, kişisel bilgi içerdiği için öğrenci ödev sonuçlarının duvarlara asılmasının bile yasak olduğu bir ülkede yapılıyor bu, yani kişisel bilgilerin gizliliği konusunda bizden kat kat daha hassaslar. Devlette istihdam olmuş insanların maaşları kişisel bilgi değil, şeffaflık adına aksine herkesin öğrenebileceği bir bilgidir burdaki anlayışa göre...”

Güzel TRT!Meslektaşımız evinde bir yandan çalışıyor bir yandan da TRT’nin müzik kanalını dinliyormuş. Birara spikerden şöyle bir anons duymuş.
“Sevgili izleyiciler, kurban bayramınızı peşin peşin kutluyor, hepinize iyi alışverişler diliyoruz. Programımıza şimdi de Teoman’dan dinleyeceğimiz güzel

Yazının Devamı

Aykut’a destek...

13 Kasım 2010

Adı Aykut Keskin’miş. Zonguldak Meslek Lisesi’nde okurken ailevi ve ekonomik nedenlerle geçen yıl okulunu bırakmak zorunda kalmış. Ailesi parçalanıp dağılınca zihinsel engelli ağabeyi ile 600 lira emekli maaşla geçinmeye çalışan dedesinin yanına sığınmış... Ayakkabı boyacılığı yaparak ona katkıda bulunmaya çalışıyormuş... Günde ortalama 10 - 15 lira kazanıyormuş.
Türkiye Aykut’u 10 Kasım günü saat 9’u beş geçe boyacı sandığının önünde Atatürk için saygı duruşunda bulunurken... Bir gün sonra gazetelerde yayınlanan iki karelik o müthiş fotoğrafıyla tanıdı. En büyük hayalinin okuluna yeniden dönmek olduğunu da oradan öğrendi.
CHP Zonguldak İl Başkanı Osman Yayla dün bu konuda mutlu bir haber verdı:
“Olayı öğrenir öğrenmez gençlik kollarımıza talimat verdim. Aykut Keskin’i bulun, kendisiyle görüşün. Ne gibi sorun ve istekleri olduğunu dinleyin ve sonuçtan beni haberdar edin, dedim. Bugün ya da yarın bana durumu bildirecekler ve biz de bu kardeşimiz için ne gerekiyorsa onu yapacağız.”

Kılıçdaroğlu, “Erdoğan’ın ilköğretimdeki türbanla ilgili sessizliği vahim” demiş.Dikkat buyrun kendileri artık kamu ve lisede türbana karşı olduklarını pek seslendirmiyor.Pozitif muhalefet uğruna

Yazının Devamı