Dora Bakoyannis

9 Aralık 2010

Yunanistan’ın ilk kadın Dışişleri Bakanı... Atina’nın ilk seçilmiş kadın Belediye Başkanı... Komşunun en güçlü kadını Dora Bakoyannis şimdi de ilk kadın siyasi parti lideri olarak karşımızda. Babıali Toplantıları’nda önceki akşam konuk olarak onu dinliyoruz... Kısa bir konuşmadan sonra soruları yanıtlıyor.
Bayan Dora, “Demokratik İttifak” partisini kuralı henüz iki hafta olmuştu. İlk ziyaretini Kıbrıs’a yapmıştı, ikincisini İstanbul’a...
Parti kurucuları arasında bulunan İlhan Ahmet yanındaydı.
Türk - Yunan dostluğuna çok sık vurgu yaptı. Türkiye’nin AB üyeliğini destekliyordu. Kıbrıs’ta iki devletli çözüme karşıydı. Soru üzerine izleyecekleri politikaları anlattı.:
- Ekonomide kapitalist, sosyal alanlarda sol politikalar izleyeceğiz...
Yunan işadamları ülke dışında başarılı ülke içinde başarısızdı. Bürokrasiyi ortadan kaldırarak Yunan işadamlarını gelişmenin öncüsü haline getireceklerdi.
Yunanistan’ı krizden nasıl çıkaracakları soruldu...

Yazının Devamı

Kurultay öncesi

8 Aralık 2010

Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığıyla CHP’de hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı! Örneğin grup toplantılarında parti politikaları da tartışılacak, genel başkan gruba girerken alkışlanmayacak, kimse ayağa kalkmayacak, bu tür şovlara son verilecekti.
Değişen bir şey olmadı. Şov aynen devam...
Genel Başkan demokrat bir çıkış da yapmış:
- Çarşaf liste demokrasinin gereğidir, diyerek olumlu bir işaret vermişti.
O sözünü de tutmadı. Kurultay’da blok liste yapacağını ifade ediyor.
Yani Parti Meclisi üyelerini tek tek kendisi belirleyecek...
Bu arada AKP’li medya ve yazarlar Kılıçdaroğlu’na ısrarla şu tavsiyede bulunuyor:

Yazının Devamı

Balyoz davası

7 Aralık 2010

Hükümet Balyoz davasında yargılandıkları halde terfi ettirildikleri için 2 general ile 1 amirali görevden aldı. Generallerin itirazına rağmen askeri mahkeme yürütmeyi durdurmadı.
Peki Balyoz davası ne alemde?
16 Aralık’ta başlayacak duruşmalar öncesi orada da çok ilginç gelişmeler var...
Davayla ilgili en kritik planlar 11 No’lu CD içinde bulunuyor...
Camilerin bombalanacağı, Çarşaf, Suga, Sakal gibi planlar ile el konulacak dernekler, hastaneler, ilaç şirketleri hep bu CD içinde.
Tübitak raporunda bu CD’nin 5 Mart 2003 tarihinde hazırlandığı belirtiliyor.
Ancak Çetin Doğan’ın damadı Dani Rodrik ve kızı Pınar Doğan, CD’nin 2003 yılında değil, en erken 2009 yılında hazırlandığını belgeliyorlar, (http://cdogangercekler.wordpress.com).

Yazının Devamı

Heyecanlı hafta

5 Aralık 2010

Bol miktarda heyecan, heyelan ve hezeyan dolu bir haftayı daha geride bıraktık...
Wikileaks dalgaları onca dünya ülkesi arasında önce bizi vurdu.
Kimi gazeteler “Haberdir” deyu “Başbakan’ın İsviçre’de 8 ayrı hesabı var” yazışmasını manşete taşıdılar.
Başbakan onlara “alçaklar” diye bağırdı...
Kendisi hakkında “1 milyar doları var” diyen gazetecinin gittiği (ve bu yolda ısrar edenlerin gideceği) mahalli de hatırlattı:
“Silivri hapishanesi...”
O yüzden kimi yazar “İnanmam İsviçre’de parası olduğuna” diye Başbakan’ı akladı.

Yazının Devamı

Wiki bilançosu...

4 Aralık 2010

Wikileaks belgeleri kimlere yaradı - kimleri yaraladı? Bu bilanço yapılırken Başbakan Erdoğan da zarar görenler safında gösteriliyor. Şu ana kadar yayımlanan belgeler, ABD’nin Erdoğan’a gözdağı verdiği şeklinde de yorumlanıyor...
Erdoğan’ın Batı ile 8 yıllık dansına şöyle bir göz atarsak.. AKP lideri bu süre içinde ABD ve AB’den gelen istek ve önerilere karşı oldukça ikramcı davrandı. ABD’nin Kürt planlarıyla uyum sağladı. Ermenistan kapısının açılması, Patrikhane ile ilgili sorunlar, Ege sorunları gibi konularda ABD ve AB’yi üzmedi. İleri adımlar attı. Kıbrıs sorununda Denktaş’ı bırakıp Talat’la yürüdü. TSK’nın siyasetteki etkisini silmek için kendi ordusuna karşı savaş bile verdi...
Ancak bu tavizleri verirken kendisi de Ortadoğu’da kendi politikasını uyguladı. Hamas, İran, Sudan, Suriye gibi radikal rejimlerle çok yakın ilişkiler kurarken İsrail’e karşı da aşırı sert bir çizgi tutturdu. Batı’da verdiği tavizlere karşılık Doğu’da kendi politikasının kabul göreceği, bu dengenin kendisine prim sağlayarak yürüyeceği kanısındaydı. Ne var ki Ortadoğu politikası İran’a fazla yakın, İsrail’e fazla uzak bir şekil alıp eksen kaymasına doğru ilerleyince yüzler asıldı. Bıçaklar çekildi.

Yazının Devamı

Wiki trafiği...

3 Aralık 2010

Wikileaks belgelerini yayımlayan dünyadaki 5 yayın organından biri olan New York Times gazetesi, belgeleri yayımlamadan önce Amerikan hükümetine yollayarak fikirlerini soruyor. Beyaz Saray, yayınında sakınca gördüğü bölümleri işaret ediyor. Beyaz Saray’ın çıkarılmasını istediği bölümler bu yoldan Wikileaks’e ulaştırılıyor. Wikileaks’in NYT’den gelen tavsiyelere ne kadar uyduğunu bilmemize imkân yok. Bildiğimiz tek şey belgelerin şu veya bu ölçüde Beyaz Saray süzgecinden geçmiş olduğu... Nitekim NYT’nin yayımladığı bazı belgelerin altında uyarı var: Bu tam metin değildir, diyor. Birçok isim (x) işaretiyle kaydedilmiş. Belli ki sansürden geçmiş. Okurumuz Müfit Şen ABD’nin kollandığına dikkati çekiyor:
- Yayımlanan belgeler içinde bir tane dahi olsa Top Secret kripto yok.
CIA’nın örtülü çalışmaları, darbe tezgâhları vs. de yok.
Bugüne kadar yayımlanan belgelerin en büyük ortak özelliği nedir?
İsrail aleyhinde belge bulunmaması...
ABD dahil tüm ülkelerin şu veya bu ölçüde aleyhine olabilecek bilgiler varken İsrail’in tam bir koruma altında olduğu görülüyor. CHP’li Onur Öymen:
- Türkiye’yi, İran’ı, Arap ülkelerini güç durumda bırakan çok belge var. Ancak İsrail ile Barzani

Yazının Devamı

Sorumlu ABD...

2 Aralık 2010

Demokrasi, binlerce kez söylendiği gibi, açıklık ve şeffaflık rejimidir. Bir Başbakan hakkında “İsviçre’de 8 ayrı hesabı var” diye dünya çapında bir iddia ortaya atılmışsa elbet basın ve siyasetçiler konuyu açıklamasını isteyecek, o da konuya açıklık getirecektir. Nitekim Başbakan dün beklenen açıklamayı yaptı, İsviçre bankalarında kuruşu dahi olmadığını bildirdi... Güzel...
Ancak öfkesinin nedenini anlamadık.
Birileri Başbakan’a “İsviçre’de paran olmadığını ispatla” yollu çağrılar yapmışsa tepki göstermekte haklı. Kendisi bunu ispatlamak zorunda değil. Ancak genellikle “açıklama yapması” istendi ki, bunun neden tepki gördüğünü anlamadık.
Bu arada “Belediye başkanlığım döneminde 1 milyar doları var diyen şimdi Silivri’de” sözleri de dışardaki yazarlara yönelik zarif bir uyarı niteliğindeydi.
* * *
Başbakan’ın öfkelenmesi gereken adres ABD... Nitekim ABD’li diplomatlar hakkında yargı yoluna başvuracakları izlenimini verdi ki, elbet hakkıdır... Bu arada ABD Büyükelçisi de çağırılmalı, kendisine “Türkiye İran’a silah satıyor” gibi iddialar başta olmak üzere ülkemize yönelik sataşmalar konusundaki yargıların kayıtlarının kaynağı ve dayanağı sorulmalıdır... Yazışmalarda imzası

Yazının Devamı

İsviçre hesapları!

1 Aralık 2010

ABD Dışişleri Bakanlığı Wikileaks belgelerinin doğruluğunu kabul ediyor, Türkiye aleyhindeki yazışmalardan dolayı özür diliyor
Bizimkiler ise aynı Wikileaks’in ciddiyetini şüpheli buluyor!
Daha doğrusu Erdoğan lehinde yazılanları doğru, aleyhinde yazılanları kuşkulu buluyorlar.
Kim mi bu yiğitler?
Saygın kişiler hakkındaki asılsız dedikoduları “İnternete düştü” diye sayfalarına taşıyan gazeteler...
İmzasız mektuplarla açılan Ergenekon davalarını en ufak kuşku duymadan destekleyenler.
Ne var ki, iddialar görmezden gelerek gözden kaybedilecek cinsten değil.

Yazının Devamı