Hiç endişelenmeyin... Bunların iç kamuoyunu uyutmaya yönelik çıkışlar olduğunu ABD de biliyor... CHP Milletvekili Onur Öymen:- Şimdiye kadar aklınız neredeydi, diyor hükümete, Talabani ve Barzani Amerikaya resti çekti, eğer Kerküke göçen Kürtlere oy hakkı verilmezse seçimlere girmeyiz dedi. Dediğini kabul ettirdi. Siz Türkiye olarak elinizdeki güçleri ortaya koyabilir, bu duruma engel olabilirdiniz. Hiçbir manivelayı kullanamadınız. Adam PKKyı himaye ediyor sizden kararlı bir tepki çıkmıyor. Bundan cesaret alıp bir de gelip İncirliki istiyor. Bu hükümetle Türkiye hep kaybetmeye mahkûmdur... Başbakan Erdoğan, Kerkükle ilgili sert demeçler veriyor... Adını vermeden ABDyi suçluyor. Adeta meydan okuyor... Acaba ABD alınır mı? Hülya Avşar, "Erkekler arada bir eşlerini aldatsın ama çaktırmasın" demiş. Kadınlar çaktıklarını çaktırmasalar olmaz mı? Kâğıthane Belediyesi, Polisan boya firması ile bir anlaşma imzaladı. Önümüzdeki yaz boyunca ana arterlerdeki 30 bin konutun dış cepheleri boyanacak. Boyasız ev kalmayacak. Belediye konutlara özel fiyatlı boya sağlayacak. Evini boyamamakta direnen olursa belediye boyayacak ve yüzde 20 zamlı ücret tahsil edecek. Polisan firması okullara da yine
Okurumuza mezhebi doğrudan değil, dolaylı sorulmuş, onu düzeltelim önce. Gelelim durumla ilgili Adalet Bakanı Cemil Çiçekin yaptığı açıklamaya...Bakan Çiçek, telefonda söze, yargıçlık sınavını yapan jürinin yargıçlardan oluştuğunu anlatarak başladı. Hukuk fakültelerinde eğitim düzeyinin geçmiş yıllara göre hayli düştüğünü anımsattı. Alınan eleman sayısının 320de kalmasının, diğer adayların yeterli bulunmamasından kaynaklandığını ekledi. Yazılı sınavda üçüncü olan kişinin neden alınmadığını sorduk...Bakan Çiçek, yazılı sınavın test usulü yapıldığını, adayı tam yansıtmadığını, gerçek yetenek durumunun mülakatta ortaya çıktığını söyledi.Nisanda yeniden sınav vardı. Bugün yeteneksiz olan, nisan sınavına kadar nasıl yetenek sahibi olacaktı?Bakan Çiçek, adayların aradaki süreci çalışarak değerlendirebileceklerini ekledi...Gönül, gerçeklerin Sayın Bakanın anlattığı gibi olmasını istiyor. Ancak bunca kadrolaşma söylentisi, bunca torpil dedikodusu varken, insanların sınavlarda adil davranıldığını düşünmeleri kolay mı? Hukuk mezunu genç okurumuz, yargıçlık sınavına girmiş, yazılıyı kazanmış, mülakat sonucu işe 400 kişi alınacağı halde 320 kişinin alınmasında bir usulsüzlük görmüş,
- Kalıcı anlaşma olmadan buradan tek asker dahi gitmeyecektir...Demokrasiyi ancak asker sesi duyunca anımsayan zevat homurdanıyor:- Bu ülkede hükümet yok mu? Bırakın bunları siyasiler söylesin. Asker neden kendini hükümetin yerine koyuyor?CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymenin dünkü sözleri, bu sorulara da cevap niteliğinde:- Bu konuda tavır alması gereken organ hükümettir. Ancak hükümet bu konuda tavır almadığı için TSK konuşmak zorunda kalıyor...Hükümet tavır almak bir yana, taviz sinyali veriyor.Atinada yayımlanan "Etnos" gazetesi, iki hafta önce Erdoğanın Davosta asker tavizi vereceğini yazdı, hükümetten (görebildiğimiz kadarıyla) bu haberlere ilişkin bir yalanlama çıkmadı...Orgeneral Büyükanıtın sözleri, aynı zamanda Başbakan Erdoğana Davos öncesi uyarıdır. Onun Davosta yapacağı pazarlıkta Kıbrısla ilgili asker çekme sözü vermesinin önünü kesmeye yöneliktir.Genelkurmay İkinci Başkanı Orgeneral İlker Başbuğun, dün Kıbrısı AB ile ilişkilerde engel görenlere yönelik uyarısı da önemlidir.Kıbrısı vermek Türkiye için bir "verme süreci" nin başlangıcı olur. Memleketin sağı solu teker teker elden çıkar. Asker bunu biliyor. Bilmeyenlere hatırlatmak istiyor. Kara Kuvvetleri
Başbakan, Moskovada hediye edilen kolye ve broşu iade ederken, 1500 dolar değerinde olduğu bildirilen ipek halı, Başbakanlık demirbaşına kaydediliyor.Zihinlerde ister istemez kimi sorular uyanıyor...Yabancı devlet temsilcilerince armağan edilen hediyeler, Başbakanlık demirbaşına kaydedilir. Zira bu hediyeler, Başbakanın temsil ettiği makama verilmiştir. Resmi değeri vardır. Bir Türk halı satıcısının, Başbakanın eşine armağan ettiği halının, Başbakanlık demirbaşında işi nedir?Başbakanın eşinin Başbakanlık adına hediye kabul etmeye yetkisi var mıdır?Bundan sonra ne olacak? Vatandaşlar Başbakanın eşine hediye verebilecek, o da bu hediyeleri Başbakanlık envanterine kaydetmek suretiyle kabul edecek mi?Çok sakıncalı bir yol değil mi? Yeri gelmişken bir merak; Başbakana geçen yıl Güney Korede hediye edilen ve biri şu anda Emine Erdoğan tarafından kullanılmakta olan Hyundai marka 2 limuzin Başbakanlık envanterine kaydedildi mi?Başbakanlık çok önemli bir kurum. Siyaset ve demokrasinin sağlığı için bu kurumun üzerine konan tozu bile sorgulamak zorundayız... Başbakanın eşi Emine Erdoğan, Moskovada Türk Ticaret Merkezindeki Büşra halı mağazasında bir ipek halı beğeniyor. Satın almak istiyor.
Kapitalist düzende, değer yargıları ne yazık ki para pul üzerine kuruluyor.İnsanoğlu daha çok servete sahip oldukça daha mutlu olacağını sanıyor...Erich Frommun güzel bir kitabı vardır: "Sahip olmak ya da olmak"...Orada sorulur:"Bir insan bütün dünyayı kazansa ama kendi benliğini çürümeye terk etse eline ne geçecektir?Önemli olan, daha çok mala, mülke, şöhrete "sahip olmak" değil, sadece "olmak"tır. Yani olgunlaşmak, özgürleşmek, benliğini yüce insancıl değerlerle zenginleştirmek... Karl Marx şöyle diyor:"Ne kadar azsan, yaşamını ne kadar az görkemli kurmuşsan, o kadar çok şeyin vardır demektir ve görkemsiz yaşamın o denli büyüktür."Kuran olsun, Doğu felsefesi olsun, aynı görkemsiz hayatı öğütler insanlara.Goethenin şiiriyle noktalayalım:"Biliyorum ki ben Ruhumdan akıp gelmek isteyendüşünceler dışındaHiçbir şeye sahip değilimBiliyorum ki ben tatlı bir sevgiyi, küçük bir sevinci tattığım anlar dışındaHiçbir şeye sahip değilim..."Gerçek zenginlik, daha güzel nasıl tanımlanır?.. Başbakan Erdoğan, Moskova ziyaretinde eşine armağan edilen gerdanlık ve broşu, "değeri hediye ölçülerini aştığı" gerekçesiyle sonunda geri verdi. Bu basit gerçeğin hediyenin verildiği anda değil, aradan bir
- Şimdi arkadaşlar, diyelim ki muhalefet tek bir isim üzerinde anlaşamadı, Sayın Baykalın karşısına iki aday çıktı. Bu durumda kim kazanır?- (Hep bir ağızdan) Baykaaalll. - Peki, muhalefet tek bir aday, örneğin Sayın Sarıgül üzerinde anlaştı. Bu durumda Sarıgül mü, Baykal mı kazanır?- (Hep bir ağızdan) Baykaaalll. - Mücadele benimle Sayın Baykal arasında geçerse?- (Hep bir ağızdan) Baykaaalll. - Peki, Sayın Baykal karşısında benim mi şansım daha fazla olur, yoksa Sarıgülün mü? - (Hep bir ağızdan) Siziiinnn. Zülfü Livanelinin neşesi biraz olsun yerine gelmişti ki, gazeteciler yine hep bir ağızdan cümlelerini tamamladılar.- Ama gene Baykal kazanııırrr.Livaneli, bu yanıtlar karşısında ne diyeceğini düşünüyordu, bir meslektaşımızın uyarısı geldi!- Arkadaşlar, bu durumda yemek paralarını biz ödeyeceğiz demektir, hadi eller cebe!.. CHP Genel Başkan adaylarından Zülfü Livaneli, dün Ankaralı gazetecilere bir yemek verdi. Bol kahkahalı geçen yemekte, Livaneli soruları yanıtladığı gibi kendisi de sorular sordu. İşte onun soruları ve gazetecilerin yanıtları: İstanbulda, tsunami için düzenlenen konsere ilgi gösterilmemiş. Felaket için düzenlenen konserde, göbek atılmayacağı için öyle
YÖK, rektör adaylığı için Prof. Yavuz Alangoyayı desteklemiş, ilk üçe giren Prof. Nur Serteri düşürüp beşinci sıradaki Alangoyayı onun yerine getirmişti. Sezer, YÖKün oyununa prim vermedi.YÖK, bu oyunuyla kendi itibarını ve tarafsızlığını zedeledi..Cumhurbaşkanı Sezer, üniversitenin yaptığı tercihe uydu. Peki üniversite doğru tercih yaptı mı? Öğretim üyeleri, üniversiteyi düzeltecek olan isme mi, yoksa üniversiteyi yerinde saydıracak ama hocaların üniversite dışı işlerini kolaylaştıracak kişiye mi oy verdiler? Prof. Parlakın kimi fakültelere türbanı serbest bırakma sözü vererek arayı açtığı doğru mu? Bu soruların yanıtını önümüzdeki günlerde alacağız... Cumhurbaşkanı A. Necdet Sezer, İÜ Rektörlüğüne Prof. Mesut Parlakı atadı. Hayırlı olsun. Samsunun Çarşamba ilçesinde, Başbakan Erdoğana "yumurta topuk" ayakkabı hediye edilmiş. Hediye işi sonunda ayağa düştü... ENKA Proje Grubundan Orhan Özerhanın bir sitemi var... Başbakanın Moskova seferinde, Boyner Mağazasının da içinde bulunduğu Mega Mall Khimki Projesini gerçekleştiren ENKA çalışanlarının anılmamasını üzüntüyle karşılamış... Götürülen kalabalık işadamı kafilesinde ENKAdan bir temsilci bulunmamasına da sitem ediyor. İktidar,
"Ankaradaki evlendirme dairelerinden birinde bir nikâh kıyılmış. Evlenen çiftlerden birinin adı Pazar, soyadı Güzeli imiş. Diğerininkinin soyadını anımsamıyorum, adının Necati olduğunu söylediler. İşin daha tuhafı Pazar Güzeli erkekmiş, Necati de kadın.Geçenlerde, işletme ve finans konularında yayın yapan aylık bir dergiye göz gezdiriyordum. Demiryolları üzerine bir makale dikkatimi çekti, yazarının adına baktım: Prof. Muhteşem Kaynak. Derginin yayın kurulu üyelerinden birinin de ismi çok ilginçti: Prof. Bilin Neyaptı." Soyadı "Karadana" olan dostumuzla tuhaf isim ve soyadlarını konuşuyoruz. Kendisi soyadından rahatsız değil, değiştirmeyi düşünmüyor. Hobilerinden biri ilginç isim ve soyadlarını araştırmakmış, anlatıyor: Bir devlet memuru, bir yıl içinde 6 defa terfi eder mi?İşte size Guinness rekorlar kitabına girecek bir terfi örneği.Bekir Erdem, geçen yıla kadar TRTde sıradan bir prodüktördü. Şenol Demirözün genel müdür olmasıyla birlikte önce program Müdürü oldu... Peşinden: Ankara Televizyonu Müdür Yardımcısı... Ankara Televizyonu Müdürü.... TV Daire Başkan Yardımcısı... TV Daire Başkanı... Genel Müdür Yardımcısı... Memuriyet tarihinin bu en başarılı elemanını kutluyoruz...