AKP ve CHP başvurulardaki gecikme sonucu kimi illerde seçime katılamıyor... DYP, ANAP, GP, MHP gibi partiler de öyle... Seçime bütün illerde katılan tek bir parti var: Türkiye Komünist Partisi... İlginçtir; TKPnin başkan ve meclis adaylarının yüzde 40ını da kadınlar oluşturuyor. Adaylar arasında çalışan veya emekli işçiler yüzde 30... Teknik eleman, mühendis, mimar, grafiker ve bilgisayarcılar: yüzde 20... Eğitimciler: yüzde 7... Avukatlar: yüzde 7... Tiyatrocu, ressam, müzisyen. yazarlar: yüzde 6... Hekim, diş hekimi eczacı ve biyologlar: yüzde 5lik bir oran oluşturuyor... Tayyip Erdoğan, "Kıbrıs için yaygara koparanlara halkımız gülüp geçiyor" demiş. Demek ki halkımız oturdu, Annan Planını inceledi ve benimsedi. Haldun Ertemle Londra - İstanbul hattında söyleşiyoruz. Söz TCDDnin trenlerdeki içki yasağına gelince Haldun:- AB ülkelerindeki trenlerde de içki yasağı vardır, demez mi?- Yapma yahu nasıl olur?Gevrek gevrek gülüyor:- Ama sadece makinistlere... Lailanın Ankarada şube açtığını duymuş... İçini çekiyor:- Hey gidi Türkiye... Turgut Özal öncesi Ankara bürokratı Sakarya Caddesinde efkâr dağıtırdı... Artık Lailada efkâr dağıtıyor... ABde içki yasağı... Saygı, sevgi,
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
AKP ve CHP başvurulardaki gecikme sonucu kimi illerde seçime katılamıyor... DYP, ANAP, GP, MHP gibi partiler de öyle... Seçime bütün illerde katılan tek bir parti var: Türkiye Komünist Partisi... İlginçtir; TKP'nin başkan ve meclis adaylarının yüzde 40'ını da kadınlar oluşturuyor. Adaylar arasında çalışan veya emekli işçiler yüzde 30... Teknik eleman, mühendis, mimar, grafiker ve bilgisayarcılar: yüzde 20... Eğitimciler: yüzde 7... Avukatlar: yüzde 7... Tiyatrocu, ressam, müzisyen. yazarlar: yüzde 6... Hekim, diş hekimi eczacı ve biyologlar: yüzde 5'lik bir oran oluşturuyor...
Tayyip Erdoğan, "Kıbrıs için yaygara koparanlara halkımız gülüp geçiyor" demiş. Demek ki halkımız oturdu, Annan Planı'nı inceledi ve benimsedi.
Haldun Ertem'le Londra - İstanbul hattında söyleşiyoruz. Söz TCDD'nin trenlerdeki içki yasağına gelince Haldun:
- Annan Planı bir imha planıdır... Kıbrıs Türkünü 10 yılda eritecektir.- Biz görüşmelere Türkiyenin "olmazsa olmaz"larını Annan Planına dahil etmek umuduyla başladık. Ancak vaatler boş çıktı... (Hükümet Denktaşı New Yorka - ABD söz verdi, Rumlara baskı yapacak - vaadiyle kandırıp göndermişti.)" - Rumlar taleplerimizi reddediyorlar. Bunda kayıpları yok. Çünkü anlaşılamayan noktaları Kofi Annan Rumları memnun edecek şekilde dolduracaktır.- Annan Planı KKTCde yüz bin kişiyi yerinden edecektir... Bu insanların zararlarının giderilmesi için hiçbir şey yapılmamaktadır. Biz bunu söylediğimizde (hükümet) sadece "Bu işi 1 Mayısa kadar bitirin" demektedir.- Bu kadar kapsamlı bir anlaşmanın 1 Mayısa kadar bitirilmesine olanak yoktur. Mutlaka yıl sonuna kadar süre verilmelidir.- Eğer bu tıkanıklık aşılmazsa ben görüşmelerden çekileceğim ve halkıma dönerek referandumda Annan Planına hayır demeye çağıracağım..***Verkurtulcular, Türk halkının Annan Planının tuzak olduğunu anlamaması için çok çalıştı, başarılı da oldu, Türkiyeyi o tuzağa soktu. Bakalım şimdi nolacak? Üç hafta önce "Türkiye bir adım öne geçti, New Yorkta zafer kazandık, bu iş bitti" diye ortalığı bayram yerine çevirenler ve onlara
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Üç hafta önce "Türkiye bir adım öne geçti, New York'ta zafer kazandık, bu iş bitti" diye ortalığı bayram yerine çevirenler ve onlara inananlar dün Rauf Denktaş'ı herhalde dinlediler... KKTC Cumhurbaşkanı'nın hiç de bayram yapar havası yoktu. Kan ağlıyordu. Durumu şöyle özetledi:
- Annan Planı bir imha planıdır... Kıbrıs Türkü'nü 10 yılda eritecektir.
- Biz görüşmelere Türkiye'nin "olmazsa olmaz"larını Annan Planı'na dahil etmek umuduyla başladık. Ancak vaatler boş çıktı... (Hükümet Denktaş'ı New York'a - ABD söz verdi, Rumlara baskı yapacak - vaadiyle kandırıp göndermişti.)"
- Rumlar taleplerimizi reddediyorlar. Bunda kayıpları yok. Çünkü anlaşılamayan noktaları Kofi Annan Rumları memnun edecek şekilde dolduracaktır.
- Annan Planı KKTC'de yüz bin kişiyi yerinden edecektir... Bu insanların zararlarının giderilmesi için hiçbir şey yapılmamaktadır. Biz bunu söylediğimizde (hükümet) sadece "Bu işi 1 Mayıs'a kadar bitirin" demektedir.
"Sigara içilmeyen bölüme içki servisi de yapmayın"... Bu yazılı olmayan emir restoranlarda müşteri ile personel arasında tartışma başlattı... Kimi görevliler tartışmaların uzamaması için müşterilerin isteğini yerine getirmeye başladı. Ve ne oldu biliyor musunuz? İki ayrı seferde, sigara içilmeyen bölümdeki müşteriye içki verdikleri gerekçesiyle 6 lokanta görevlisi pasif göreve alındı. Aylıkları düşürüldü. Bu bilgiyi veren Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Genel Başkanı Fehmi Kutan telefonda dedi ki:- Başbakan kendi yaşam biçimimizi başkalarına dayatmayacağız demişti... Ne oldu?***Yukardaki küçük olay aslında genel gidişatın bir yansıması...AKP iktidarı bir yandan ABye girmeyi çok istermiş gibi davranıyor. Öte yandan başta eğitim olmak üzere tüm alanlarda "İslamlaştırma projesi" uyguluyor. AB ve ABD bu dönüşümü destekliyor. İslam modeli yerleşince Türkiye kendiliğinden ABnin dışına düşecektir. AB halkları o kılıkta bir Türkiyeyi üyeliğe kabul etmeyecektir... Türkiye Batının bekçi kulübesinde aç ama sadık bir fedai olarak efendileri için çarpışacaktır. Rota budur. Doğuya giderek Batıya varılamayacağını bir an önce görmemiz dileğiyle... Tren restoranlarında bir bölüm sigara
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Tren restoranlarında bir bölüm sigara içmeyenlere ayrılmıştı... TCDD'nin yeni yönetimi tren personeline el altından emir verdi:
"Sigara içilmeyen bölüme içki servisi de yapmayın"...
Bu yazılı olmayan emir restoranlarda müşteri ile personel arasında tartışma başlattı... Kimi görevliler tartışmaların uzamaması için müşterilerin isteğini yerine getirmeye başladı. Ve ne oldu biliyor musunuz? İki ayrı seferde, sigara içilmeyen bölümdeki müşteriye içki verdikleri gerekçesiyle 6 lokanta görevlisi pasif göreve alındı. Aylıkları düşürüldü. Bu bilgiyi veren Birleşik Taşımacılık Sendikası (BTS) Genel Başkanı Fehmi Kutan telefonda dedi ki:
- Başbakan kendi yaşam biçimimizi başkalarına dayatmayacağız demişti... Ne oldu?
***
- Eşimin konumundan dolayı hem davacı hem davalı olduk... Kararımın temel nedeni yargı kararlarının tartışılmasına fırsat vermemek... Ne yazık ki bu dava siyasallaştırılmıştır... İyi de... Abdullah Gül 15 aydır hükümette görev yapıyor, bu davanın sürmesi 15 aydır eleştiriliyor, Gül ailesi hiç oralı olmuyordu...Çok değil daha birkaç ay önce Türk Dışişleri Bakanlığı Leyla Şahinin davasındaki ek savunmayı geri çekti. Devlet olarak kendini zayıflattı, Hayrünnisa Hanımı güçlendirdi... Daha yakın bir geçmişte, Avrupa Komisyonu İlerleme Raporu açıklandığında, türbana hiç değinilmemesini Abdullah Gül acı bir dille eleştirmişti... Peki ne oldu da bunca ısrardan sonra dava aniden geri çekildi?Yoksa bizim kulağımıza gelen haber Gül Ailesinin kulağına da mı gitti! O haber şu:"AİHMde, Hayrünnisa Hanımın davasına benzer bir davada türban yasağının insan haklarını ihlal etmediği yolunda karar oluştu, önümüzdeki günlerde açıklanacak"Acaba Hayrünnisa Hanım, davayı kaybedeceği anlaşıldığı için mi şikayetini geri çekti? Yakında gerçeği anlayacağız... Doğrusu büyük sürpriz.. Hatta şok! Dışişleri Bakanı Abdullah Gül ün eşi Hayrünnisa Hanım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine açtığı Türkiye aleyhindeki
<#comment>#comment>
<#comment>#comment>
Doğrusu büyük sürpriz.. Hatta şok! Dışişleri Bakanı Abdullah Gül' ün eşi Hayrünnisa Hanım Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne açtığı Türkiye aleyhindeki türban davasını geri çekti. Sebebini şöyle izah ediyor:
- Eşimin konumundan dolayı hem davacı hem davalı olduk... Kararımın temel nedeni yargı kararlarının tartışılmasına fırsat vermemek... Ne yazık ki bu dava siyasallaştırılmıştır...
İyi de... Abdullah Gül 15 aydır hükümette görev yapıyor, bu davanın sürmesi 15 aydır eleştiriliyor, Gül ailesi hiç oralı olmuyordu...
Çok değil daha birkaç ay önce Türk Dışişleri Bakanlığı Leyla Şahin'in davasındaki ek savunmayı geri çekti. Devlet olarak kendini zayıflattı, Hayrünnisa Hanım'ı güçlendirdi... Daha yakın bir geçmişte, Avrupa Komisyonu İlerleme Raporu açıklandığında, türbana hiç değinilmemesini Abdullah Gül acı bir dille eleştirmişti... Peki ne oldu da bunca ısrardan sonra dava aniden geri çekildi?
Yoksa bizim kulağımıza gelen haber Gül Ailesinin kulağına da mı gitti! O haber şu: