Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



Karayollarındaki kazalar ve aşırı hızla ilgili tartışmaya okurlarımız da katıldılar. Almanya'dan yazan okurlarımız otomobil sanayiinin hatırına hızın bu ülkede serbest olduğunu, tavsiye edilen hızın 120 - 130 km. olduğunu kaydettiler. Amerika'dan yazan okurlarımız ABD'de hız sınırının genel olarak 65 mil (yaklaşık 100 km.) olduğunu bildirdiler...
Trafikten Sorumlu Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Abdullah Bolcu'nun verdiği bilgi ise şöyleydi:
"Otoyollarımızda hız sınırı vardır. Bu, otomobiller için 110, kamyonlar için 100 kilometredir. Yüzde 10 tolerans sınırıyla bu rakamlar otomobiller için 132, kamyonlar için 110 kilometredir. Otoyollarda görev yapan ekiplerimiz tehlike oluşturmaması düşüncesiyle hız sınırını aşanları otoyollarda durdurmazlar, çevirmeler turnike çıkışlarında yapılır, ceza oralarda kesilir. Otoyollar diğer yollara göre çok daha güvenlidir. Toplam kazaların sadece yüzde 20'sinin otoyollarda meydana gelmesi bunun göstergesidir."
Okurlarımızın ortak düşüncesi ise otoyollarımızda hız kontrolünün gereğince yapılmadığı...

Zamane yöneticileri, değil tüyü bitmemiş yetimin hakkını, ellerine geçse yetimin kendisini çiğ çiğ yiyecekler.


Anketlere bakarsanız AKP seçimlerde oyların en az yüzde 50'sini toparlayacak, sandıkları silip süpürecek...
Ne var ki buna en başta AKP liderleri inanmıyor gibi...
Eğer Başbakan buna inansa mitinglerde iki buçuk pankarta ateş püskürür mü?
Kafayı kendisine yönelik iki buçuk eleştiriye takar mı?
Türban, imam hatip gibi klasik propagandalara yeniden sarılır mı?
Demek ki, oylar pek çantada keklik görünmüyor...

Başbakan seçim gezilerinde kendisinden talepte bulunan vatandaşları azarlıyor...
Yüzde 34 oyla bu durumda, eğer AKP oyları yüzde 50'ye çıkarsa dayak yemeye de hazır olalım...


Dışişleri Bakanı Gül, "Bizden memnun olmayan gitsin Ecevit'e oy versin" demiş.
Ecevit de geçenlerde, "Şaka yapmıyorum, 1. parti olabiliriz" gibi bir şeyler söylemişti...


Irak'ın ne kitle imha silahı vardı ne terörle ilgisi... Amerika bunu bile bile İngiltere ile birlikte saldırıp işgal etti Irak'ı... İspanya da lojistik hizmete soyundu... Irak'ta binlerce masum insan petrol ve İsrail aşkına katledildi...
Irak'ta terör Amerikan işgaline tepki olarak gelişti. Avrupa'da önce Türkiye'yi, sonra İspanya'yı vurdu... Yine masum insanlara oldu olanlar...
Teröre karşı savaş adı altında terör ve acı üretiliyor. Üstelik El Kaide'nin sorumluluğu kesinleşirse Avrupa'nın Müslümanlara tepkisi artacak, bundan Türkiye'nin AB umutları da etkilenecektir...

CHP İstanbul Belediye Başkan adayı Sefa Sirmen'in imajı üzerinde iki gölge var... Bir Yuvacık Barajı olayı... İkincisi malvarlığı...
Sefa Sirmen'e geçen akşam bu iki konuyu sorma fırsatı bulduk...
Yuvacık Barajı ihalesini o göreve gelmeden DSİ'nin yaptığını, inşaatın kontrolü ve kredi işlemlerini DSİ ile Hazine'nin yürüttüğünü anlattı:
- Tayyip Erdoğan döneminde İstanbul Belediyesi söz verdiği miktarda suyu almış olsa bugün Yuvacık Barajı sorun olmayacaktı, dedi...
Sirmen'e göre eğer İstanbul Belediyesi sözünde dursa İstanbullu bugün musluk suyunun tonuna 1 doların altında fiyat ödeyecek, üstelik suyu içebilecektik. Şu anda ise bir ton suya 2 dolar ödemekte ancak içememekteyiz...
Sefa Sirmen 1989'da İzmit Belediye Başkanı seçildiğini, 2002 yılı sonuna kadar bu görevde kaldığını, malvarlığının artmayıp azaldığını, nesi varsa ailesinden kendisine intikal ettiğini anlattı...
Sirmen seçimde iddialı...
En büyük rakibi olan AKP'li Kadir Topbaş'ın Beyoğlu Belediye Başkanlığı'nda akılda kalan bir başarı göstermediğini söylüyor, Anakentin sorunlarının altından kalkamayacağını düşünüyor...
Acaba hükümette başka bir partinin bulunması işini zorlaştırmayacak mı?
- Ben Kocaeli'nde 13 yıl boyunca hep başka partilerin iktidarında çalıştım, diyor, bu durum başarımı hiç engellemedi...
Üç dönem üst üste: 1989'da yüzde 29, 1994'te yüzde 32, 1999'da yüzde 43.8 oyla göreve seçilmiş. Seçimlerde katiyen iktidar desteği görmemiş...
Başbakan Tayyip Erdoğan'ın posterlerinin Kadir Topbaş'tan daha büyük ve daha çok oluşunu komik buluyor. Kadir Topbaş'ı "emanetçi" olarak niteliyor. Tayyip Erdoğan'ın "İstanbul'a âşığım" sloganını beğeniyor ve ekliyor;
- Eğer gerçekten âşıksa bana oy verecek demektir...
Medya neden Kadir Topbaş'ın malvarlığını açıklamamasını dert edinmiyor? Sefa Sirmen'in bir merakı da bu...