Halk Bankası Genel Müdürü Erdin Arı, dün bir açıklama yaparak TBMM Başkanvekili Uluç Gürkan'ın kendisi hakkındaki eleştirilerine yanıt verdi. Erdinç Arı, Mesa- Nurol'u koruduğu ve Emlak Konut'a bu konuda baskı yaptığı iddialarına karşılık dedi ki:
"TBMM Başkanlığı Emlak Konut aleyhine Ankara 3'üncü Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 998 / 543 ile 2.7 trilyon tutarında tazminat davası açılmıştır.
Emlak Konut'un Bankamızdan açılan davayla ilgili olarak hukuki yardım talebi üzerine Bankamız Ankara Hukuk teşkilatından üç avukat bu davayı Emlak Konut adına izlemekle görevlendirilmiştir.
İddiaların aksine avukatlarımız 4 Kasım 1998 tarihli dilekçeyle bu davanın Mesa - Nurol ortak girişimine ihbar edilmesini talep etmişlerdir. Zira Emlak Konut bu davadan dolayı bir tazminata mahkum olur ise, Mesa - Nurol'a rücu edeceğini mahkemeye iletmişlerdir.
Bu talep mahkemece kabul edilip Mesa - Nurol'a gerekli tebligatın yapıldığı mahkeme zaptından da anlaşılmaktadır.
&nb
Birkaç gün önce, Meclis'teki skandaldan söz ederken, bu rezalette tek suçlunun Mustafa Kalemli olmadığını söylemiş, yolsuzluğu araştırmak için kurulan Komisyon'un raporunda, "Mesa - Nurol ortaklığı Genel Kurul Salonu koltuklarının sökümü işini 3 milyon 900 bin dolara (500 milyar lira) almış, işi Tepe İnşaat'a 5 milyar 300 milyon liraya yaptırmıştır" denildiğini aktararak, Mesa - Nurol hakkında da niçin dava açılmadığını sormuştuk.
Sorumuza yanıt bu yolsuzluğu ilk ortaya çıkaranlardan TBMM Başkan Vekili Uluç Gürkan' dan geldi. Gürkan, dedi ki;
"Meclis olarak bizim, Mesa - Nurol'dan direkt şikayetçi olmamız hukuken mümkün değil. Bizim muhatabımız bu inşaatı Meclis adına Mesa - Nurol'a yaptıran Emlak Konut'tur. Dolayısıyla Mesa - Nurol'dan hukuken şikayetçi olma hakkına Emlak Konut sahiptir.
Biz, Emlak Konut aleyhine davamızı açtık. Emlak Konut bu davayı kaybederse, bize ödeyeceği tazminatı almak için Mesa - Nurol'a dava açabilir ve açmalıdır. Ama gördüğüm kadarıyla Emlak Konut'un böyle birşey yapması pek mümkün
Sevgili Barış'la yıllarca komşu oturduk Moda'da... O pozitif enerji yüklü kişiliğinden, dostluğundan, zarafetinden ilham aldık. Ne kadar sevildiğini yakından izledik. Herkesle barışık, herkesle dosttu o... Özellikle çocuklar ve gençlerle... Çuval çuval mektubu gelirdi. Her sabah kapıdan çıktığında karşımızdaki Kadıköy Kız Lisesi'nin pencerelerinden öğrenciler salkım salkım sarkarak çığlıklar atardı.
Bir gece yarısı taksiyle eve dönüyoruz. Teypte Barış'ın şarkıları çalıyor. Ama daha önce hiç duymadığımız şarkılar. Şoförle söyleştik:
- Söyleyen Barış değil mi?
- Evet abi...
- Bu şarkıları daha önce hiç duymamıştım...
- Abi bunlar Barış'ın ilk şarkıları...
- Sende ne arıyor bunlar?
Bıçkın delikanlının biri...Berber dükkanından içeriye kafasını uzatmış, o sırada müşterisinin saçını kesmekte olan berbere;
-Usta, demiş, traş olacağım, sırada bekleyen var mı acaba?
Usta, başını kaldırmış, eliyle 2 işaretini yapmış:
-İki kişi var. İki saat sonra gelirsen yaparım traşını.
Delikanlı, "Tamam, oldu ustam" demiş ama gidiş o gidiş... İki gün ortalıkta yok. İki gün sonra aynı berberin kapısında görünmüş:
-Usta, traş olacağım, sırada bekleyen var mı?
Bu kez, 3 işareti yapmış usta...