Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Başbakan Erdoğan, 2004 yılı MGK kararı ve bazı fişleme kararlarını Taraf gazetesinde yayımlayan Mehmet Baransu’yu “vatan haini” ilan etti... Yargıyı göreve davet etti.
Gizli belgelerin basına sızdırılması bütün ülkelerde suç sayılır. Ancak demokrat ülkelerde bu gibi durumlarda sızdıran kişiler takibe uğrar... Gazetecilerin suçlandığı hemen hiç vaki değildir.
Emekli diplomat Onur Öymen örnekler veriyor:
“Wikileaks örgütü 2010 yılında Amerikan Hükümeti’nin dış temsilcilikleriyle gizli yazışmalarından oluşan 250,000’den fazla belgeyi New York Times, Le Monde, The Guardian, El Pais gibi gazeteler aracılığıyla dünyaya duyurdu.
ABD, Wikileaks ve onun sorumlusu Julian Assange hakkında adli işlem başlattı. Belgeleri Wikileaks’e sızdıran Amerikan askeri Chelsea Manning 35 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Ama bu belgeleri yayımlayan gazeteci ve gazeteler hakkında ne ABD ne Avrupa’da yargı yoluna başvurulduğu asla duyulmadı.
Aynı şekilde Amerikan Ulusal Güvenlik Ajansı NSA’nın eski görevlisi Edward Snowden, yabancı ülkelerin devlet adamlarının telefon konuşmalarını da içeren 200,000 gizli belgeyi basına açıkladı. Amerikalılar Rusya’dan Snowden’in iadesini istediler ama onun verdiği bilgileri yayınlayan gazeteler ve Der Spiegel gibi dergiler hakkında hiçbir ülkede yargı yoluna başvurulduğu duyulmadı.”
Türkiye’de ise her şey tersine; iktidar sızdıranı aramak yerine yazanı suçluyor...

Haberin Devamı

Baransu’nun ilki...

Taraf gazetesinde MGK kararı ve bazı MİT belgelerini yayınladığı için Başbakan tarafından “vatan haini” ilan edilen Mehmet Baransu’nun ilk şöhrete kavuştuğu olay malum; Balyoz belgeleriydi...
Balyoz davası iddianamesinin 49. sayfasında bu belgelerin gizliliği şöyle vurgulanıyor:
“Balyoz Harekat Planı ve ekleri Başsavcılığımıza teslim edilen CD’lerden 11, 16 ve 17. CD lerde bulunmaktadır. Diğer CD’lerin tamamına yakını ise 1. Ordu Komutanlığı’na ait plan seminerine konu yapılan Egemen harekat planını da içeren ve gizli nitelikteki bir kısım askeri durum ve değerlendirmeleri ve planları içeren CD’lerdir...”
Gizli askeri planları ve ekindeki sahte belgeleri önce yayınlayan sonra savcılığa teslim eden Baransu hakkında ne bir soruşturma açıldı... Ne bu CD’leri nereden bulduğu soruldu. Ne de mahkemede tanık olarak dinlenmesi talebi kabul edildi... Aksine yargı tarafından korumaya alındı. Yandaş medyada adeta kahraman ilan edildi.
Ancak olayın ucu AKP’ye dokununca aynı işlem “vatan hainliği” oldu.
Başbakan olayla ilgili yargıyı göreve davet ettiği gibi bu görevi yapmadıkları takdirde yargı mensuplarının sorumlu olacaklarını bildirdi. Böylece yargıyı da açıkça tehdit etti... Daha önce söylemiştik... Bu iktidar döneminde yasalara aykırı davrananlar değil iktidara ve onun çıkarlarına aykırı davrananlar suçlu sayılmaktadır...
Bir kabile yönetimi yaşıyoruz adeta. Kabile reisi ne derse o...

Haberin Devamı

ERGENE

Başbakan hafta sonu Trakya’da açılış yapmak bahanesiyle yerel seçim propagandası yaptı. Ergene’nin kirliliği nedeniyle CHP’li belediyelere çattı. Gezi eylemcilerine seslendi:
“Dürüst olsalar bu noktada gerçekten aklıselim sahibi olsalar, Ergene’yi Meriç’i gezerler. Buradaki bu hali görüp sonra da biz ne yapıyoruz derler.”
Taksim’de Gezicileri dinlemeyen Başbakan Ergene’de dinleyecek mi? Yoksa bir de orada gazlamak mı istiyor? Bu hükümetin bir Çevre Bakanlığı yok mu? O ne iş yapar? Ergene’ye uğramaz mı?
Ergene’yi kirletenlerin hiç kabahati yok mu? Sanırız yok... Çünkü Başbakan kirlilik kaynağı tesislerle ilgili tek söz etmedi. Kirliliğin sorumlusunun arıtma tesisi yapmayan, çevre yasalarına uymayan fabrikalar ile onları denetlemeyen çevre müdürlükleri olduğunu unuttu!

Haberin Devamı

Erdoğan “Üniversiteyi zamanında bitiremeyen atılacak” diyor!
Bu durumda hem okuyup, hem çalışmak zorunda olan öğrenciler için okumak hayal olacak!
***
BDP’den sonra MHP’nin İstanbul adayı Gezi’ci çıkmış. Her parti ayrı bir Gezi’ci aday çıkaracağına
Geziciler birleşip bir aday çıkarsaydı ya!

Akif Kökçe

Gökalp

Önceki günkü sütunumuzda Ziya Gökalp’ten “Kürt asıllı” diye söz etmiştik. Okurlarımız bunu yadsıyan çeşitli kaynaklar gönderdi. Gökalp’in kızı Türkan Hanım, 2 Ekim 1995 tarihli Milliyet gazetesinde babasının Buhara’dan gelen bir Türk aileye mensup olduğunu ifade ediyor. Ziya Gökalp’in de benzer beyanları var. Türkan Hanım ağabeyi Ziya’nın Milli Mücadele’de Atatürk’ü desteklediği için Kürt diye nitelendiğini anlatıyor ve ekliyor: “Kürt olmak da ayıp değildir, eğer Kürt olsaydık bunu da iftiharla söylerdik”...

-Erdoğan Trakya’da ayaküstü üniversite eğitimini de düzenledi:
“Kardeşim 6 yılda bitireceksen bitir, 7 - 8 - 9 yıl sınırsız böyle bir şey olur mu?”
Böylece örneğin tıp öğrencisi sınıfta kaldığı anda atılır. Çünkü TIP fakültesi zaten 6 yıl malum...