Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Allah fakire eşeğini kaybettirip buldurur, onu öyle sevindirirmiş...
Yurtsverler de aynı durumda...
Düzmece iddialar, sahte kanıtlar, yalancı tanıklarla yıllarca hapis yatırıldılar.
Şimdi tahliye ediliyorlar diye seviniyoruz...
Başta meslektaşımız Tuncay Özkan olmak üzere dün tahliye olan tanıdık tanımadık Ergenekon mahkûmlarına hoş geldin diyoruz.
Ergenekon sanıkları birer ikişier salıverilirken...
Balyoz mahkûmları hapis hayatına devam ediyor...
İlaveten dünden itiberen 1. Askeri Casusluk davası sanıkları da tutuklanmaya başladı.
Davası Yargıtay’da kesinleşen Balyoz ve Askeri Casusluk davası sanıklarının durumu ne olacak?
Bakın Tayyip Erdoğan ne diyor birkaç gün önce:
“Balyoz davasını alelacele hallettiler. Ergenekon’da halen gerekçeli karar hazırlanmadı. Burada bir katakulli olduğu çok açık. Bu davalarda haksızlığa uğrayan insanlar var. Çok ciddi sayıda tutuklu insan var. Bütün bu davalarda intikam hissiyle hareket ettiler....”
Özel Yetkili Mahkemeler’in katakulli yaptığını Başbakan da kabul ettiğine göre...
Hükümetin bu davalarla ilgili yeniden yargılama kararı çıkarması gerekmez mi?
Bundan sonra ne olabileceği hakkında Avukat Serkan Günel diyor ki:
“Balyoz davasını görüşen mahkeme henüz dosyaları ağır cezaya devretmedi. Dosyaların hangi mahkemeye devredeceğini HSYK kararlaştıracak. Biz de o mahkemeye yeniden yargılama için başvurumuzu yapacağız”
Türkiye’nin en büyük yarası haksız yere hapis yatırılan insanlardır... Bir an önce özgürlük...

Haberin Devamı

Tehlikeli sular...

Başbakan Cemaat için genelde şu deyimleri kullanıyor:
“Taşeron, casus, ajan...”
Kendisine yönelik saldırılar için verdiği adres de şu:
“Dış mihrak”
Anlaşılan ona göre Cemaat bir “dış mihrak”ın taşeronu, casusu, ajanıdır...
Peki o dış mihrak kimdir? Nedir?
Adı neden verilmemektedir?
Bir çekinme mi söz konusu?
Cemaat alt edildiğinde o dış mihrak da alt edilecek mi?
Acaba Erdoğan o dış mihrakla nasıl bir hesaplaşma düşünüyor?
Bu sorular herhalde AKP çevrelerini de düşündürmektedir...
AKP şimdi sık sık CHP’yi Cemaat ile ittifak yapmakla suçluyor.
CHP’ninki geçici taktik mi, yoksa gerçekten Cemaat’le uzun dönemli bir işbirliği mi düşünüyor?
Bilemeyiz...
Umarız birinci şık söz konusudur...
CHP, Cemaat’ten medet umuyorsa bu durum parti için hüzün verici bir gelişme olur.

Haberin Devamı

YOLDAŞ

Haluk Şahin dostumuz YURT gazetesindeki köşesinde bir Brejnev fıkrası aktarıyor.
Sovyetler Birliği döneminde Moskova’ya giden bir turist, otel odasında televizyonu açıp, dört kanallı devlet televizyonunda seyredilecek program aramaya başlamış:
Birinci kanalda karşısına nutuk atan Brejnev çıkmış; kanalı değiştirmiş, ikinciye geçmiş, orada da aynı şey, üçüncüye geçmiş orada da. Çaresiz dördüncüye geçmiş ve o kanalda karşısına çıkan spikerin şu sözlerini duymuş:
“Ne o, yoldaş; ötekileri beğenmedin mi yoksa?”...
Bizde aynı şahsı günde üç öğün 20 kanalda birden izliyorsunuz...
Beğenip beğenmediğinizi soran da yok...

Abdullah Gül “Berkin’in babası” aramış! Buraya kadar iyi! Bir de Gezi’de gençleri yaralayan ve izleri bulunamayan suçlu polisleri arasalar...
***

Haberin Devamı

Geç gelen adalete maalesef adalet diyemeyeceğiz... demiş Tuncay Özkan. Haklı.
Akif Kökçe

ERGİN

Geçen cuma günkü yazımızın bir yerinde şöyle bir söz geçiyordu:
“Yıl 2005 - 2006 olabilir... O sıralar Milliyet, Hürriyet dahil hemen tüm gazeteler Başbakan Erdoğan’ı yağlayıp yıkıyor. Gazetelerde muhalif yazı hemen hemen yok...”
Sedat Ergin alınmış: “O yıllarda Milliyet’in Genel Yayın Yönetmeni bendim, böyle bir ifadeyi kabul etmem mümkün değil” dedi telefonda... Kendi döneminde düzgün gazetecilik yapıldığını birçok kritik habere yer verildiğini söyledi. İfadesini kayda geçiyoruz. Konuyu ilerde daha geniş tartışırız...

8 Mart dayağı

Diyarbakır belediye başkan adayı Gültan Kışanak’ın bir anısını Nazım Alpman aktarıyor...
“Batman’da bir kadın yanıma geldi ve şöyle dedi:
- Kocam beni dövdü.
- Ne zaman, niye, nerede?
- Evde çamaşır yıkıyordum, 8 Mart Kadın Yürüyüşü’ne gitmediğim için dövdü!”