Mey İçki'nin Türkiye'de ürettiği şarapların şemsiye markası Kayra'nın kelime anlamı, sayılan birinden gelen iyilik, lütuf, ihsan.
TEKEL'in alkollü içecekler bölümünün özelleştirilmesiyle hayat bulan Mey İçki, daha sonra Amerikan Texas Pacific Group (TPG) tarafından satın alınınca kanatlanıp uçmaya başlamış. Boğazkere üzümünden rakı üretmekten Kalecik Karası'ndan roze şaraba gün geçmiyor ki Mey İçki'den yeni bir votka, rakı ya da şarap piyasaya girmesin.
TPG'nin dünyada sahip olduğu güçlü üretim ve pazarlama ağının da katkısıyla Mey İçki, sadece Türkiye'de değil Fransa, İtalya ve Kaliforniya'da da şarap üretiyor. Tabii her ülkede ürettiği şarabın markası farklı. Terra markasıyla Fransa'da ürettikleri şarap, yaklaşık 1 yıldır bizim marketlerde Fransız şarapları bölümünde satılıyor.
Şarapla uyumlu yemek
Geçenlerde Mey İçki'nin CEO'su Galip Yorgancıoğlu'nun daveti üzerine Taksim Sıraselviler'deki Kayra Şarap Akademisi'ni ziyaret ettik. Türkiye'de şarap kültürünü yaygınlaştırma hedefiyle kurulan akademi, hem tüketicilere hem de sektöre yönelik eğitim veriyor. Ayrıca şarap laboratuvarı, şarap kütüphanesi ve her ülkenin özel şaraplarıyla uyumlu mönülerin düzenleneceği bir lokantası da var. Şaraba yatırım yapmak isteyenler de buradan hizmet alabilecek.
Şarap Akademisi'nde biz önce 7 farklı şaraptan oluşan bir tadım seansına katıldık. Her şarabı yudumlarken, Kayra'nın Amerikalı şarap uzmanından, o üzümün bağlardan sofralara uzanan yolculuklarını dinledik. Lokanta henüz açık değil, ama Four Seasons'ın eski ünlü şefi Carlo Bernardini, bizim için değişik şaraplarla uyumlu enfes yemekler yapmıştı.
Koç’u nasıl kandırmış?
Dün, Koç Holding Şeref Başkanı Rahmi Koç'un iş hayatına başlamasının 50. yılının kutlandığı davetle ilgili haberleri gazetelerden okurken, Kayra Şarap Akademisi'nde geçirdiğimiz saatler aklıma geldi ve neredeeen nereyeee demeden edemedim.
Koç Müzesi'ndeki davette, Rahmi Bey'in yakınlarının anılarından oluşan kısa filmlerle Koç'a sürpriz yapılmış. Dün istisnasız bütün gazetelerde, Azize Taylan'ın Rahmi Bey'e yabancı şarap diye, nasıl Türk şarabı içirdiği yazıyordu. Okuyunca hayli şaşırdığımı itiraf etmeliyim. Ayrıca 2 kişi arasındaki bu özel anının kamuoyuyla neden paylaşıldığını da, doğrusu anlayabilmiş değilim.
Azize Taylan aynen şöyle diyor:
"Yıllar önce Rahmi bana 'Evde Fransız şarabı bulundur' dedi. Ben de babamın kilerde kalmış Alman şaraplarını bulup çıkardım. Rahmi bizim eve geldikçe onlardan çıkarır ikram ederdim. Sonunda o şaraplar tükendi. Ben de sakladığım boş şişelere Kavaklıdere şarabı koyup Rahmi'ye içirirdim. Farkına vardı mı bilmiyorum. Bana hiçbir şey demedi."
Hürriyet ve Radikal'in ekonomi müdürleri Vahap Munyar ve Ruhi Sanyer, gecenin sonunda Koç'a, "Yabancı şişede Türk şarabı içtiğinizin farkına vardınız mı?" diye soruyorlar. Rahmi Bey de "Azize'yi bozmamak için sesimi çıkarmazdım, ama şarapları çaktırmadan lavaboya döküyordum" diyor.
Peki ya Azize Hanım, Koç'un elinde dolu şarap bardağıyla lavaboya gidip, boş şarap bardağıyla döndüğünün nasıl farkına varamamış? Yoksa Koç, dolu şarap bardağını ceketinin iç cebine! mi saklamış?
Merak bu ya...