Meral Tamer

Meral Tamer

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Obama’nın yeni Enerji Bakanı Steven Chu, Nobel ödüllü bir fizik profesörü. Veysel Berk ise Boğaziçi Üniversitesi’ni bitirdikten sonra MIT’de eğitimine devam ederken Chu tarafından “ayartılan” genç bir fizikçimiz.
Chu 2007’de akademik hayattayken Berk’i, kolera mikroplarının vücutta nasıl hareket ettiklerini tespit edip durdurmayı öngören bir proje için Kaliforniya’ya çağırıyor. Berk’in, teklifi kabul edip etmeme konusunda tereddüt ettiğini görünce de “Veysel senden öğreneceğim çok şey var” diyor. Bu cümle Berk’i etkiliyor ve Boston’dan Kaliforniya’ya taşınıyor. Ve “bu benim mağaram” diye fotoğraflarını gösterdiği yüksek bir binanın 3. bodrum katındaki 15 metrekarelik odada Chu ile birlikte yeni hayatına başlıyor...

Kolera mikropları...
Veysel Berk, Ali Üstündağ’ın Türkiye’de bu yıl dördüncüsünü düzenlediği TEDxReset konferansındaki birbirinden değerli 37 konuşmacıdan biriydi. Cengiz Ultav, Gizem Altın Nance, Osman Ulagay, Bedia Ceylan Güzelce, Volkan Özgüz, Agah Uğur, Levent Erden ve burada adını sayamadığım diğerleri... Kritik Kavşaklar başlıklı konferansta pek çoğunun hayatındaki kritik kavşaklar, nefes kesiciydi.
Ben sizlere aktarmak için şu anda 32 yaşında olan Veysel’in öyküsünü seçtim. Chu ile Berk, yerin 3 kat dibinde kolera mikroplarının vücudumuzda nasıl ilerlediklerini inceliyorlar. Veysel bize de gösterdi; mikroplar (tıpkı insanlar gibi) kendilerine duvarlar örüp evler yaparak, evlerinin dışını kalelerle örerek kendilerini koruyorlar, vücutta hızla yayılabilmek içinde adeta yollar inşa ediyorlar.
Berk yıllarca “mağaram” dediği, dışarıdan ses geçirmeyen, 1 ton ağırlığındaki çelik kapılı bu odaya sabahın 9.00’unda girip kimi günler gece yarılarına kadar çalışıyor. Amaçları, o duvarları delip, yolları bozup mikropların vücuda yayılmasını engellemek.

Sanal duvar
Dördüncü yılın sonunda bir bahar günü Veysel’in canı o kadar sıkılıyor ki, küçücük mağarasında mikroskobun başından kalkıp bilgisayarının başına geçiyor ve irtibat halinde bulunduğu çevrelere “keşke bizim binanın ön tarafında, ortak kullanıma açık kocaman bir sanal duvar olsa da, hepimiz ortak yazı yazsak” diye bir mail atıyor. Sen misin bu maili atan... Birkaç dakika sonra Berkeley’den Andrew Isaacs adlı bir profesör kendisini arıyor ve 2 saat sonra Napa Valley’deki Starbucks’lardan birinde buluşmayı teklif ediyor.
Veysel önce o kadar yol gidilir mi diye düşünse de, Prof. Isaacs onu ikna ediyor. 2 saat sonra buluştuklarında ise hiç lafı uzatmadan bu fikre yatırım yapmak istediğini söylüyor ve Berk’in önüne bir sözleşme koyuyor. Wallit işte böyle doğuyor.

Çöp adamlarla...
Bu harika olayın son bölümünü Berk’in ağzındın aktarmak istiyorum: “Tamam fikir var da, ortada birkaç satırlık bir proje açıklaması bile yok. Adamlar neye yatırım yapacak? Hemen bu işlerden anlayan bir arkadaşımı aradım. 2 saat sonra Türkiye’ye gidiyormuş; bana birkaç çöp adam çiziktirip yollamış ki hiçbir şey anlaşılmıyor. 10 yaşındaki oğlum Yunus, bu çöp adamların daha iyisini çizer. Yunus’a detayları anlattım, ‘Sana 30 dolar vereyim 2 saatte bana çöp adamlarla bu projeyi anlatan 2 dakikalık bir sunum hazırla. Ne yapılacağını kendi sesinle anlat, arkasına da dilediğin müziği döşe’ dedim. Oğlum 30 doları alacak diye havalara uçtu ve şu sunumu hazırladı...”
Gerçekten de 10 yaşındaki çocuğun çizgileri, sesi ve çöp adamlarıyla hazırlanmış kısacık bir sunum izledik. Ve bu sunumla Berk, Silikon Vadisi’ndeki yatırımcılardan 2 haftada 1 milyon dolar toplamış.