Stres kırığı

5 Mayıs 2018

Kimse kimseyi kandırmasın. Taraftar baskısı olmasa da, gelecek kaygısı bulunmasa da, ligin sonuna doğru Medipol Başakşehirli futbolcuların üzerindeki baskı o kadar artmış ki... Bu Demir Grup Sivas maçında açıkça ortaya çıktı.
Her şey ev sahibi adına çok iyi başlamıştı. Karşılarında lokum yumuşaklığında bir rakip, Abdullah Avcı’nın dediklerini yapan bir takım vardı. Adebayor ile Mahmut’un olmaması hiç mi hiç sorun oluşturmuyordu. Geldiğinden beri bir maç kazandıran Arda kenarda, özgürlük bulan İrfan Can sahadaydı.
Atağa kalktığında Emre’yi savunmaya yönlendirip 3-4-3 oynayan Başakşehir, savunmada ise 4-5-1’e çekiliyordu. Top rakibin ayağına geldiğinde Çin ordusu gibi saldırıyor, gol aradığında da kanatları aktif kullanabiliyordu.
Şu hikmete bakın ki, soldaki Elia, sağdan ortalayıp Bajic’e attırdığı gol, Başakşehir’i ateşleyeceği yerde futbolcuların stresini artırdı, egoları tavan yaptı. Mossoro belki de futbolculuk kariyerinin en gereksiz hamlesini yaptı, bir dakikada iki kartla arkadaşlarına ve takımına en büyük ihaneti yaptı.
10 kişi kalıp, galibiyeti koruyabilmek gerçekten kolay değildi. Üstelik karşında Sivasspor gibi topa iyi komuta eden bir takım varken... İlk 45

Yazının Devamı

Şampiyonluk yolu

21 Nisan 2018

Hırs, istek, arzunun bir arada bulunduğu Medipol Başakşehir, acaba beşte beş yapabilecek miydi? Kağıt üzerinde bunu başarabilecek görüntüsü olsa da, bir karşılaşma oynanmadan kazanılamazdı.

5 basamaklı bir merdivenin daha eşiğinde takılmak yakışır mıydı böyle şampiyonluk adayına? Ama doğrusu, ikinci yarının hemen başındaki görüntüsü, daha doğrusu silüeti, Başakşehir’in puan kaybedeceği havasını verdi.

İlk yarı mı? Gol dışındaki 1.5 pozisyon bile futbol menüsüne tat katmadı. İki takım da birbirine ayak uydurunca bu soğuk havada Fatih Terim Stadı’na gelenler için 45 dakika zul oldu.

İkinci yarının başlangıcında Kayserispor akılcı, istekli, ilk yarıya göre daha kaliteliydi. Nitekim bunun karşılığını da Deniz Türüç’ün ortasında Umut ile aldı. Alparslan zaman zaman beklentileri karşılasa da, dün Clichy’nin yokluğunu hissettirdi. Riske edilmeyen Fransız’ın olmayışı, belli ki Başakşehir açısından büyük kayıptı.

Ligin sonu yaklaştı, Adebayor frene bastı. Rakiplerin oyun stilini ezberlemesinden mi yoksa Togolu golcünün beslenmemesinden mi bilinmez, Adebayor uzun süredir suskun, yoksun, durgun... Son dakika Elia’ya yaptığı asist ise onun adına bir artı oldu.

Savunma hattındaki dikkat eksikliği,

Yazının Devamı

Kalite değil realite

7 Nisan 2018

Birinci sınıf takımların ikinci kalite mücadelesiydi sanki...
Halbuki, şampiyonluk için oynayan, hatta bu sonuçla ve maç fazlasıyla liderliğe oturan Medipol Başakşehir bir yanda, Erol Bulut ile takdir gören Evkur Yeni Malatyaspor da diğer taraftaydı.
İlk yarıda golün dışında aman aman bir pozisyon görülmezken, iki taraf da cılız şutlarla birbirini yokladı. Ancak Visca’nın pozisyon üretme mahareti dün de kendini gösterdi. Attığı usta işi top, Elia’nın önüne öyle bir geldi ki, sanki geometrik hesaplamalarla adrese gönderilmişti. Hesapla-kitapla Ertaç’ın ulaşamayacağı noktadan geçir ve son haftaların gol ustası Elia ile buluştur... Bravo doğrusu...
Ev sahibinde Arda’ya yer bulma düşüncesi mi, yoksa Akhisar maçının ikinci yarısındaki takım portresi mi Mahmut Tekdemir’i stopere çekti, bunu en iyi tabii ki Abdullah Avcı bilir. Ancak kazanan her zaman haklı olduğuna göre Avcı’ya da “Neden?” demek de gereksiz...
Malatyasporlular ise çizgisini hiç bozmadan, askeri bir disiplin içinde nöbetini tuttu! Çünkü Başakşehir karşısında haddini bilmek her şeyden önemliydi. Bunu da en iyi bilen Erol Bulut’tu. Gilberto’nun girişiyle forveti ikiledi ama nafile...
İkinci yarıyı ne siz sorun ne ben

Yazının Devamı

Avcı’nın satrancı

2 Nisan 2018

Medipol Başakşehir’i yenmek istiyorsan, yakaladım mı atacaksın. Hele 1-0 öne geçmişsen, daha da dikkatli olacaksın.
Teleset Mobilya Akhisarspor açısından böyle bir durum vardı. Net pozisyonlar, atılamayan toplar ve karşılığı sıfır puan! Hele ilk devrenin son dakikasında Seleznov’un pozisyonu, kırılma anı olarak gösterilebilirdi.
Başakşehir mi? Bildiğimiz gibi işte... Sezonun ikinci yarısında nasılsa öyle... Çok iyi değiller, rakiplerinden saygı görüyorlar ve galibiyet konusunda işi biliyorlar.
İki önemli beki yokmuş, Mossoro sahada değilmiş hikaye... Belki basmakalıp oluyor ama “Sistem takımı” olmanın verdiği avantaj bu işte... Uğur ile Alparslan’ı özlemiştik. Hatta unutmuştuk da! Ama onlar futbolu unutmamışlar. İki golün asistleri iki “yedek” güçten geldi. Hatta Alparslan gol bile atabilirdi de...
Adebayor belki de ilk kez bu kadar verimsiz ve bitkindi. Sahanın en kötü isimleri arasına girerdi. Ancak kötüler arasında görülen en belirgin isim Yaşar Kemal Uğurlu idi. Hayır, hayır... Başakşehir’in ikinci golünde topun aut çizgisinin dışından çevrildiğini söylemeyeceğim. Ancak Emre Belözoğlu ile girdiği diyalog, bütün disiplinini aldı götürdü. Resmen kendisini bitirdi!
Başakşehi

Yazının Devamı

Bakkal amca helvayı yaptı!

10 Mart 2018

Maraton, 42 kilometrelik uzun mesafeli bir koşu... Bu uzun süreçte nefesini iyi ayarlayamadın mı tıknefes olur, yaya kalırsın.
Lig maratonu da 34 maçlık bir seri... Burada da mesafeyi iyi ayarlamak, tempoyu tutturmak elzem...
Şampiyonluk adayı Başakşehir, haftalardır öyle-böyle götürdüğü sürat koşusunda Alanya’da yolda kaldı. Aslında perşembenin gelişi çarşambadan belliydi. Göztepe maçındaki tutunuşun onu kurtarmayacağı besbelliydi.
Silik futbolun panzehiri; kurtarıcı Adebayor, tecrübe sosuyla oyunun kalitesini artıran bir Emre Belözoğlu falan, filan... Bunların hepsi kabul de, Başakşehir’in savunma zaaflarına ne demeli... Alanya’da golcüsüz kalmasını veya o meşhur yıldızının olmamasını mazeret olarak öne sürmek mümkün mü?
Epureanu ne yaptı? Bu maçta takımını on kişi oynatmasına mı kızmalı, gelecek hafta Beşiktaş karşısında takımını yalnız bırakmasına mı?
Caiçara biraz çabaladı ama Fernandes’in karşısında olması en büyük handikaptı. Efecan, sağ kulvardan yüklendi, Clichy iyice tekledi.
İlk yarıdaki arızanın pozisyon üretiminde olduğunu düşünen Abdullah Avcı, Mossoro’yu kenara alarak dörtlü orta saha, ikili forvete döndü. Ancak Mevlüt öylesine kötüydü ki, bırakın gol atmayı,

Yazının Devamı

Böyle mi olacaktı?

4 Mart 2018

Bir maçta çok pozisyon bulup atamazsınız. Ya da gol girişiminiz olmaz, atamazsınız. Veya, ortada giden bir maçı şans golüyle kazanırsınız.
Bunların hepsi, futbolun içinde olan, topun yuvarlak olduğunu hatırlatan enstantaneler... Ancak Başakşehir-Göztepe mücadelesinde öyle bir ilk gol var ki; insan, “Böyle mi olacaktı?” demekten kendini alamıyor.
Son dönemde hakemlerle yatıp, hakemlerle kalkıyoruz ya, maalesef bu gol de Ali Palabıyık’ın hanesine yazıldı. Kerim Frei, kendini o kadar kolay attı ki; Emre serbest vuruş için topun başına geçtiğinde, “İnşallah bu gol olmaz” demekten kendimi alamamıştım. Taç çizgisinin yanındaki bir yanlış faulün nelere malolduğu bir kez daha görüldü.
Ama ne fayda... Epureanu’nun kafası, Göztepelilerin kafasını attırdı. Pozisyonda başrolde olan Sabri Sarıoğlu itirazdan sarı kart gördü, cezalı duruma düştü; ne gam...

Ev sahibi aslında, özellikle de ilk yarıda, o bilindik görüntüsünden uzak, topa hükmeden, rakibe kendini kabul ettiren çizgide değildi. Hele savunma önde kurulduğundan, araya atılan birkaç top Medipol Başakşehir’in yüreğini ağzına getirmişti. Demba Ba durumu idare ederken, Castro da arkadaşına uyunca, 35 plaka sağa çekti!

Yazının Devamı

Kim kazandı, kim kaybetti?

5 Şubat 2018

Galatasaray, Fenerbahçe ve Beşiktaş’ı ortak bir paydada buluşturabilen (!) Atiker Konyaspor, lider Başakşehir’i durdurabilir miydi?

Yeşil-beyazlıların başına geldiğinden bu yana sadece iki galibiyet bulabilen Mehmet Özdilek, Abdullah Avcı’nın bu yükselişine “dur” diyebilir miydi?

Beşiktaş ve Fenerbahçe’nin puan kayıplarının ardından, şampiyonluk yolunda büyük önem yüklenen bu karşılaşmaya ev sahibi hızlı başladı. Ya da başlamış gibi göründü! Belki de lider böyle istedi. Konyaspor’u oynatacak, cesaretlendirecek, savunmasını orta sahaya yaklaştırarak fırsat bulacaktı.

Tıpkı 36. dakikada olduğu gibi! Emre’nin harika pasıyla buluşan Adebayor, iki Konyasporlunun arasından bir yılan gibi sızdı, yeşil-beyazlılara sadece ona eşlik etmek kaldı.

Başakşehir’in ilk yarıda öyle ön plana çıkan ismi pek yoktu ancak devreye girmesi beklenen Napoleoni, İrfan Can, Mahmut Tekdemir gibi isimler biraz daha tutuktu.

Konyaspor’da Jahovic iştahlı başladı, isabetsiz şutları onu oyundan düşürdü. Çıkıncaya kadar Milosevic, sahanın en iyileri arasındaydı. Pozitif futboluna Bourabia da eşlik etti. Ömer Ali bunlara göre bir tık geride görünürken, sonradan oyuna giren Orkan Çınar ve Fofana’nın takımlarına katkıları

Yazının Devamı

Her şey Şampiyonlar Ligi için!

3 Kasım 2017

Eğer Medipol Başakşehir, UEFA Avrupa Ligi’nde devam etmek istese emin olun böyle olmazdı. Belli ki Abdullah Avcı ve kulüp, Şampiyonlar Ligi’ni daha çok istiyor. Hem de doğrudan gitmek için çaba göstereceğini iki Hoffenheim maçında da kadro olarak ortaya koydu.
Fatih Terim Stadı’ndaki 11’e bakıldığında zaten Avcı bazı şifreler veriyor. Attamah ısınırken sakatlanmasa, ligdekinin aynı savunma ile sahaya çıkacaktı. Dolayısıyla, “Elimde kalan sadece bu” diye bas bas bağırıyor. Bu durumda bile Clichy stoper oynadı, çünkü kulübede iyi-kötü, güzel-çirkin herhangi bir stoperi yoktu. Bu durum ligde turuncu-lacivertlileri etkiler mi?Etkiler.
Nitekim Başakşehir dün bundan oldukça fazla etkilendi. Hoffenheim golünde olsun, diğer pozisyonlarda olsun, defans çok adam kaçırdı, yük Mert Günok’a kaldı. İlk yarı boyunca Mert iyi işler çıkardı.
Hoffenheim’da da eksikler vardı, onlar da yıldızlarını aradı ancak Başakşehir hiç mi hiç zorlamadı. Son bölümdeki değişiklikler olmasa inanın sabaha kadar oynansa gol olmazdı.
Abdullah Avcı’nın sahaya sürdüğü yedekler, daha çok sıra bekler. Tunay, İrfan, Gökhan, Alparslan, neden kenarda durduklarını sanırım bu maçta bir kez daha anlamış olmalı…
Mevlüt

Yazının Devamı