Nükhet Everi

UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne girmek basit bir şey değil. Bu yolda ilerleyen Ballıca Mağarası şimdiye kadar tespit edilen tüm mağara oluşumlarına sahip olmasıyla çok büyük önem taşıyor.

Tokat Ballıca Mağarası’nın UNESCO Geçici Dünya Mirası Listesi’ne alınmasıyla birlikte turizm çeşitliliği açısından dünyanın en önemli ülkelerinden biri olan Türkiye’de mağara turizmi de önem kazanacak gibi görünüyor. 1995 yılında turizme açılan Tokat’taki Ballıca Mağarası’nın şimdilik ziyarete açık olan 680 metre uzunluğundaki 8 salonu yıllardır bölgeye gelen turistlerin ilgisini çekiyor. Ziyarete açılan salonlar arasında damlataşlar, fosiller, sütunlar, çöküntü ve mantarlı salonlarıyla nefes kesen Ballıca Mağarası’nı eşsiz ve tek kılan özelliklerinden biri de içinde barındırdığı Soğan Sarkıtları. Deniz seviyesinden 1085 metre yükseklikte bulunan Ballıca Mağarası’nın bir başka özelliği KOAH hastalığına iyi gelen bol oksijenli havası.

Eko turizminin bir parçası

Gelelim şimdi başta sözünü ettiğim mağara turizmi konusuna. Mağara oluşumları açısından en zengin ülkelerden biri olan ve 40 bin civarında mağaranın bulunduğu Türkiye’de mağara araştırmaları 1964 yılında başlatıldı. Günümüze kadar yerli ve

23 Nisan Hristiyan dünyasında Aziz George günüdür. Aziz George’un hikayesini anlatmadan önce sizi Katalonya’ya götüreyim.

Mutlaka duymuşsunuzdur 23 Nisan Büyükada’da Aya Yorgi günüdür. Herkes o gün akın akın Büyük ada’nın tepesindeki kiliseye yürür. Aya Yorgi Aziz George’dur. Aziz George (oradaki adıyla Sant Jordi) Monserrat Bakiresi’nin yanı sıra Katalonya’nın kurucu azizi olarak bilinir.23 Nisan Aziz George’un ölüm günüdür, yani şehit olduğu gün ve dünyada tüm George isimli insanların da isim günüdür. Bugün Katalonya’da ve dünyadaki tüm Katalan topluluklarında yıllık kültürel olaylardan biri haline gelmiştir. Katalonya’nın Sevgililer Günü’dür 23 Nisan. Kitap ve güller günü diye de anılır. Herkes sokaklara dökülür. Aşıklar, arkadaşlar, aile bireyleri birbirlerine kitap ve güller verirler. Tüm Katalonya koca bir sokak festivaline dönüşür. Her yer kitap ve gül satan tezgahlarla dolar.

Aziz George Hristiyan dünyasında tüm kilise ve mezheplerin tanıdığı evrensel azizlerdendir. Roma döneminde MS 303’te ölmüş olan Hıristiyan inancında Romalı bir askerdir, aslında Kapadokyalı bir şövalyedir. Efsanesi de şöyledir:

Batı Anadolu’da antik çağlarda Likya olarak adlandırılan bölgede dev bir

Son yıllarda rengarenk stilleriyle moda tutkunlarının radarına giren Coachella değişik sergiler, heykeller ve enstalasyonlarla farklı sanat dallarına da ev sahipliği yapıyor.

Nisan ayı dünyanın dört bir yanında yaz sonuna kadar sürecek festivallerin başlama zamanı. Şu sıralar dünyanın gündeminde festivaller arasında ilk sıralarda anılan Coachella müzik ve sanat festivali var. Bu festivali elbette duymuşsunuzdur. Her ne kadar Türkiye’de birkaç yıldan beri oldukça popüler olmuş, herkesin mutlaka gitmek istediği bir festival olsa da aslında dünyada yirmi yıldır tanınan ve çok popüler olan, çölün orta yerinde bulunan bir vadide yapılan geleneksel bir festival.

Kaliforniya’da Palm Springs’in doğusunda bulunan Indio’da adını aldığı Coachella Vadisi’nde her yıl nisan ayında iki hafta sonu yani toplam altı gün süren süren bu festival bu hafta sonu ve 19-21 Nisan tarihlerinde yapılıyor. Her türden müziğin temsilcisi bu festivalde sahne alıyor. Yıllardır efsane isimlerin yanı sıra pek çok yeni isim de bu festivalde. Bu yılki festivalin ünlü isimleri Childish Gambino, Ariana Grande ve Tame Impala. Coachella aslında bir müzik ve sanat festivali. Bu nedenle bu festival süresince değişik sanat

Cazibe noktaları öncelikle Petra Antik Kenti ve Wadi Rum olan Ürdün’de başkent Amman’a da zaman ayırın. Şehrin tarihi noktalarını gezin.

Yıllar önce Ürdün dendiğinde akla Suriye-Lübnan-Ürdün turları dışında bir şey gelmezdi. Çünkü o zamanlar bu üç ülkeyi birleştiren ve bir haftaya sığdıran geziler dışında Ürdün’e gitme imkânı pek yoktu. Yıllar içinde turizm çeşitleri değişti, insanların gezi anlayışı ve arayışları da farklılaştı. Özellikle de Suriye’nin yıllardır artık ziyaret edilememesi, Lübnan’ın kendi başına bambaşka bir destinasyon oluşu Ürdün’ün keşfine sebep oldu Türk gezginleri tarafından. Diğer Ortadoğu ülkeleri gibi büyük şehirleri ve başkentiyle ses getirmiyor Ürdün. Cazibe noktaları öncelikle Petra Antik Kenti ve Wadi Rum. Benim önerim bu iki noktaya mutlaka Lut Gölü ve Akabe’nin de eklenmesi gezilerde. 1985 yılında UNESCO Dünya Mirası Listesi’ne alınan Petra Antik Kenti aslında şansı 2007 yılında Dünyanın Yedi Yeni Harikası Listesi’ne girmesiyle yakaladı ve turizm gözdesi konumuna geldi.

M.Ö. 400’lerde Nebati Arapların kurduğu daha sonra da Roma İmparatorluğu’nun eline geçen ve Hristiyanlık dönemlerine uzanan tarihiyle Petra Antik Kenti’nin ayakta kalmasının bir sebebi

Rengârenk tezgahları, yarışmaları ve yemek atölyeleriyle Alaçatı Ot Festivali 10’uncu yılını kutluyor. Fethiye’nin Yeşilüzümlü köyünde 11’incisi düzenlenecek Kuzugöbeği Mantarı Festivali de nisan ayında öne çıkanlar arasında.

Festival turizmi son yıllarda Türkiye’de yükselen bir trend. Bahar aylarının gelmesi ve doğanın canlanmasıyla Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde yapılan festivallerin de zamanı geldi. İsterseniz öncelikle festival kavramını ve turizmdeki yerini inceleyelim sonra da önümüzdeki en yakın festivallere bir bakalım: Festivaller tarih boyunca tüm toplumlarda görülen bir gelenek olduğundan aslında yeni bir fenomen değildir. Latincedeki festum sözcüğünden gelen festival kavramı “halk eğlencesi, sevinç, şenlik” ve “tanrılar onuruna işi bırakmak” gibi iki ayrı anlama sahiptir. Eski çağlardan bu yana her toplumda düzenlenen festivaller insanlar arasındaki ilişkileri kuvvetlendirmesi, neşelendirmesi, bilgi alışverişinde bulunulması ve içinde bulunduğu toplulukla bir arada olmayı sağlaması açısından toplum yaşamında önemli bir rol oynar. Festivaller kültür, şehir ve turizm coğrafyasının önemli bir parçasıdır.

Tek seferlik ya da belirli aralıklarla tekrarlanan, konusu, programı

Lüksü sade ve doğal olanla birleştiren glamping konseptinin peşinden gidenleri outdoor aktiviteleriyle dolu doğayla baş başa bir tatil bekliyor.

Doğayla iç içe olmak, otelde değil de çadırda konaklamak istiyor ama kamp hayatının zorlukları gözünüzü korkutuyorsa “Glamping” tam da size göre. Avrupa’da ortaya çıkan bu akım “glamorous” (büyüleyici) ve “camping” (kamp yapmak) sözcüklerinden türemiş. Lüksü sade ve doğal olanla birleştiren glamping konseptinin bulunduğu yerlerde çeşitli outdoor etkinlikleri yapma imkânınız da var. Bu yeni tatil anlayışı Türkiye’de de revaçta.

CLUB AMAZON – DATÇA

Bundan 35 yıl önce Datça’nın Bördübet beldesinde glamping konseptini hayata geçiren bir öncü aslında. Huzurlu Akdeniz ortamında Butik Van, Çingene Arabası, Taş Oda, Mini Bungalov, Teras Oda veya Küp Oda gibi doğaya uygun şekilde hazırlanmış ilginç tasarımlı orijinal odalarda konaklayabilir ve kanolarla plaja ulaşıp mükemmel bir doğa tatili geçirebilirsiniz.

AVALON STEPPES - KAYAKÖY

Glamping trendinin Türkiye’deki bir başka öncüsü. Çeşitli outdoor aktivitesini yapabileceğiniz Fethiye Kayaköy’de doğa içinde her türlü ihtiyacınızın sağlandığı Osmanlı ve İngiliz tarzı muhteşem oba çadırlarıyla doğayla

Havalar yavaş yavaş güzelleşmeye başlarken kendinizi evden dışarı atıp doğa yürüyüşleri yapmaya ne dersiniz? Türkçede doğa yürüyüşü deyip geçeriz ama çok sık karşılaşılan iki tabiri atlarız genelde ya da yanlış kullanırız: Hiking ve trekking

Hiking doğanın içinde önceden belirlenmiş patikalarda günübirlik yapılan bir yürüyüştür. Trekking ise daha uzun ve zor parkurları kapsar ve bu etkinliğin olmazsa olmazı çadırda konaklamadır. Hangisini tercih ederseniz edin sırt çantasından ayakkabıya yürüyüşte gerekli olan tüm ekipmanların doğru seçilmiş olması da hayati önem taşır. Türkiye genelinde çok sayıda doğa yürüyüşüne uygun rota var. Biz bugün İstanbul’a yakın bazı trekking ve hiking rotalarına bakalım isterseniz.

Ballıkayalar Kanyonu: Kocaeli’nin Gebze ilçesinin Tavşanlı köyündeki bu kanyon, antrenmanlı olanlar için keyifli bir rota. Şelaleler, kayalık bölümleri ve göletiyle zorluk derecesi çok yüksek olmayan ama gene de bazı bölümlerinde dikkatli olunması gereken bir parkur.

Yedigöller: Bolu il sınırları içindeki bu doğa harikası, göllerden dağlara pek çok keyifli parkuru barındırıyor. Parkurların zorluk derecesi oldukça düşük olduğundan herkesin rahatlıkla katılabileceği yürüyüşler

İrlanda’nın başkenti Dublin bugünlerde 5 gün sürecek, herkesin ve her yerin yeşil renge bürüneceği, çeşitli ödüller almış bir festivale hazırlanıyor.

Aziz Patrick Günü İrlanda’nın ve İrlandalıların gurur vesilesi bir gündür ve bu özel gün 1996’dan beri beş güne yayılan bir festivalle taçlandırılır. Aziz Patrick 4. ve 5. yüzyıllar arasında yaşamış bir Hristiyan din adamıydı ve Hristiyanlığın dünyada yayıldığı bu dönemlerde İrlandalıları Hristiyanlaştırmıştı. Bu nedenle kendisi İrlandalılar için çok önemlidir. Hristiyan dünyasında azizlerin öldükleri/şehit oldukları günler onların günü olarak kabul edilir, isim günü olarak kutlanır ve kilisede de özel bir ayinle tüm azizler kendine ait olan günde anılırlar. Aziz Patrick’in öldüğü gün 17 Mart’tır. Bu özel gün İrlanda’da tatil günüdür. Tabii dünyanın pek çok başka yoğun İrlandalı nüfusu olan ülkesinde de aynen İrlanda’da olduğu gibi kutlamalar yapılır. Her yer yeşile bürünür, herkes yeşil giyer. Her yerde geçit törenleri düzenlenir. Bir festival havasında kutlanan bu gün resmi tatil olduğu için her yer kapalıdır ama Dublin’de tüm publar açıktır.

Unutulmaz bir deneyim

Aziz Patrick Festivali’nin amacı, ilk günden bu yana, festivalin