Yeni sezon Galatasaray için çok zor geçecek. Başkan Ünal Aysal, 3 senede 3 hoca değiştirdi. Başarılı giden yönetimini kongreye giderek revize etti. En acısı da 2 senede şampiyonluk yaşatmış, takımı Şampiyonlar Ligi’nde çeyrek finale götürmüş Fatih Terim ile yollarını ayırdı.
İyi bir görüntü yok
3 senede 50’nin üzerinde futbolcu alındı, gönderildi. Mevcut görüntüye bakıyorsunuz, ortada ne düzgün bir futbol takımı ne de başarılı bir yönetim var. Bütün yöneticiler birbirinin aleyhinde atıyor. Herkes bir şeylerin peşinde. İçlerinde Galatasaray’ı düşünen var mı diye sorarsanız, yok derim.
Futbol takımı lig için iyi bir görüntü vermedi. Şimdi yine transferler olacak. Devre arasında futbolculara ödenenlerle beraber 100 milyon lira sokağa atıldı. 60-70 milyon daha harcanacak. Böyle kulüp yönetilmez. Futboldan anlayan bir tane yönetici olduğuna inanmıyorum. Ünal Aysal’ın ciddi ciddi bu kötü görüntüyü bir an önce kaldırması lazım.
Ayırım yapılmasın
Süper Kupa maçının lig öncesi oynanması iyi oldu. Şimdi herkes aynaya bakmalı. Yöneticisi, futbolcusu, taraftarı yani futbolu kirleten hangi unsur varsa, bunları aramızdan uzaklaştırmalıyız. Tecrübeli bir federasyonumuz var. Bunu
Süper Kupa’yı Fenerbahçe penaltılarla da olsa hak etti. Oyunun 120 dakikasına baktığımız zaman daha çok pozisyona giren, kanatları iyi kullanan ve orta sahada iyi top çeviren hep Fenerbahçe idi.
Prandelli, Türk futbolunu daha tanımıyor. Futbolcularının gerçek performansını böyle oyunlar oynadıkça öğrenecek. Muslera gerçekten büyük bir kaleci. Maçın uzamasına, penaltılara kalmasını sağlayan o idi. Önündeki defans ise evlere şenlik. Semih’in daha dengeli olması lazım. Chedjou vücudunu nasıl kullanıyorsa, Semih de öyle kullanmalı. Kendini geliştiremezse Galatasaray her takıma pozisyon verir. Galatasaray Yönetimi, “Yabancı stoper alacağız” diyor. Sakın Chedjou’yu gönderip yabancı stoper almayın. Gayet başarılı. Dün gece de Melo ile Muslera’dan sonra iyilerdendi. Sol bek Telles, defansif anlamda çok başarısız. Arkasına çok rahat adam kaçırıyor. Hücum yönü iyi, defansif kısmı zayıf. Karabük’ten Trabzon’a giden İshak Doğan orada olsa Telles’ten daha başarılı olur.
Veysel, sağ kanadın bütününü kullanıyor. Dün neredeyse 20 kere çizgiden hücuma çıktı. Yaptığı ortalar ise başarısızdı. Ama defansif anlamda çok iyi. İlerleyen haftalarda güçlenirse katkısı daha da artar. Selçuk, şu anda
Galatasaray Kulübü, Fatih Terim’i göndererek çok büyük bir fırsat kaçırdı. Bugün Alex Ferguson veya Arsene Wenger ne ise Fatih Terim de kulübün vazgeçilmezi olabilirdi. Şu an sarı-kırmızılı ekip bölünmüş durumda. Herkesin aklı fikri Fatih Terim’de. Federasyon başkanının Terim’i milli takımın futbol direktörlüğüne getirerek yaptığı bu atılımı Galatasaraylı yöneticiler yapamaz mıydı? Her neyse... Allah rahmet eylesin, Turgan Ece’yi kaybettik. Florya’daki merasimde ilk gelen yine Terim oldu. Başkan Ünal Aysal, Galatasaray’ın geleceği için Fatih Terim’i keşke takımın başına getirebilse...
İsmail Kartal
Ersun Yanal’ın Fenerbahçe’den gönderiliş tarzı birçok kişiyi rahatsız etmiş olabilir. Ama unutulmaması gereken bir şey var. Türkiye’de kulüp başkanları futbol takımlarının geleceğini ilk düşünen kişidir. Yanal ile Fenerbahçe lige başlamış olsaydı, aradaki kopukluk, diyalogsuzluk sarı-lacivertlilere çok büyük zararlar verecekti. Böyle sıkıntı yaşamamak için Aziz Yıldırım, Yanal’ı göndererek tedbir almıştır. İsmail Kartal’a herkes güvensin. Olyimpiakos ve Roma maçlarındaki oyuncuların gayreti, hırsı ve yardımlaşması ve kaleye dik gidişi Fenerbahçe’nin en az geçen sezon kadar
Galatasaray’ın, güçleneceği yerde tam tersi çok şeyler kaybettiğini üzülerek görüyorum. Geçen sezon bu takımın başında Fatih Terim vardı. Takımın havası, iş ciddiyeti, disiplini en üst seviyedeydi. Hazırlık kampları muhteşem geçiyordu. Kısacası artık bir marka olan Emirates Kupası’na Galatasaray, Napoli, Porto ve Arsenal katıldı. Kupayı kazanan takım da Galatasaray’dı. Bu sezon ise Mancini gitti, Prandelli geldi. Galatasaray ne yapmak istiyor, anlayamıyorum.
Türkiye’yi Şampiyonlar Ligi’nde temsil eden, dünya markası dediğimiz Galatasaray, hazırlık maçı yapabilecek takım bulamıyor. Bula bula Belçika 2. Ligi’nden RWS Bruxelles ile oynuyor. Stat rezalet. Organizasyon rezalet. Rakip, Galatasaray’ın test edebileceği bir takım değil. Bu organizasyonu kim yapıyor? Hadi diyelim ki Türk işçilerinin Belçika’ya gidişinin 50. yılını kutlama maçı. O zaman ya Anderlecht, ya da Standard Liege ile oynamalıydı. Hem de düzgün bir statda.
Burak Yılmaz’a tribünlerden küfür ettiler. Burak küfür edenlere saldırdı. Ya oradaki taraftarlar sahaya inip daha büyük bir olay yapsaydı. Gene tribünden meşaleler sahaya atıldı. Taraftarlar, taşkınlık çıkardı. Sözün kısası, dün akşam ki maç tam bir
Van Gaal, kimliğini, kişiliğini Hollanda Milli Takımı’na yansıtmış... Maçın penaltılara kalması Tanrı’nın Kosta Rika’ya bir lütfu sanki... Üç top direkten döndü. Kaleci Navas yüzde yüz gol diyebileceğimiz beş topu harika kurtarışlar yaparak Hollanda’yı tek başına durdurdu.
Böyle bir maçı ilk defa seyrettim. Van Gaal, o kadar iyi bir takım kurmuş ki, sahanın en yaşlısı 34 yaşındaki Kuyt... Oynadığı futbola bakıyorsunuz sanki 20 yaşında... Sneijder takımın beyni... Ayağından çıkan her top ya direkten dönüyor ya da arkadaşlarına gol pası oluyor... Robben ise turnuvanın en etkili forvet oyuncusu... Kesinlikle iki kişilik oynuyor... Yani bu takım elenseydi inanın turnuvanın heyecanı azalacaktı.
Van Gaal’den bahsetmeden geçemiyorum... Bitime iki dakika kala maçın penaltılara kalacağını anlıyor, birinci kaleci Cillessen’i dışarı alıyor, ikinci kaleci Krul’u oyuna alıyor... Ve Krul penaltı kurtararak takımını yarı finale taşıyor... Böyle hocaya hayran olmamak elde değil...
Hollanda, Arjantin’le yarı final maçı oynayacak. Arjantin’in bütün futbolu Messi üzerine kurulmuş... Hollanda ise takım futbolu oynuyor. Portakalların yumuşak karnı en formsuz oyuncularının Van Persie olması...
Almanya, bu turnuvanın herkes tarafından favorisi... Fakat oynadığı futbola baktığınız zaman bu yıldızlar topluluğu gerçek gücünü sahaya koyamıyor. 6 Bayern Münihli futbolcu takımın iskeleti... Bunlara bir de Chelseali, Arsenalli, Dordmundlu yıldızlar da takviye edilmiş... Ama oynadığı futbola bakıyoruz vasatı geçemiyor...
Burada sorun teknik direktör Löw’de... Sampdorialı Mustafi ile maça başlıyor... Mustafi’nin Almanya Milli Takımı forması giymesi için daha kırk fırın ekmek yemesi lazım. Almanya’nın ikinci golünü atan Mesut’un tekniği çok iyi ama fizik olarak 90 dakikayı kaldıracak gücü yok. Takımına katkısı da sınırlı oluyor. Gol yollarında Thomas Müller yalnızları oynuyor... Rakip stoperlerin markajından kurtulup gol atması da mucizelere kalıyor... Joachim Löw de bunları göremiyor...
Cezayir’e bakıyorsun, o kadar ekonomik bir kadrosu var ki, Almanya ile başa baş oynaması mümkün değil... Kalecileri M’Bolhi CSKA Moskova’da oynuyor, değeri 450 bin euro... Sahanın en iyisi diyebiliriz... Stoperler Belkalem, Watford’da oynuyor.... Değeri 1 milyon 250 bin euro... Halliche ise Academica takımında oynuyor, değeri 950 bin euro... En pahalı futbolcuları orta Feghouli,
Ahlaksız bir futbolcunun sorumsuzca yaptığı bir hareket milli takımını yerle bir etti. Bundan Muslera da nasibini aldı. Belki de turnuvanın en iyi kalecilerinden bir tanesi diye bahsedilecekti kendisinden... Yediği gollerde hatası olmamasına rağmen neticede o da elenen takımın kalecisi oldu.
Uruguay yıldızlar topluluğu... Futbolcularının çoğu Avrupa’nın büyük takımlarında oynuyor... En pahalı futbolcuları da Cavani... Paris Saint Germain’de oynuyor, değeri 65 milyon euro... Uruguay’ın gol yollarındaki en büyük silahı... Yanında ısırıkçı Suarez olduğu zaman çok etkili oluyorlar... Suarez olmayınca 35’lik Forlan, Uruguay’ın gol yollarındaki şansını sıfıra indiriyor.
Kolombiya hem genç, hem dinamik, hem de hırslı bir takım... Üzerine gelmeyen, gol yollarında etkisiz olan rakibini çok rahat yendi. Maç 2-0 olduktan sonra Kolombiya geriye çekildi... Uruguay’ın üç-dört tane etkili şutunu da günün başarılı ismi Ospina kurtardı.
Bu Kolombiya çok etkili ve iyi bir takım... Brezilya ile çeyrek final maçı oynayacaklar. Herhalde bir futbol resitali seyredeceğiz... Dün gece iki gol atan Rodriguez gol sayısını beşe çıkararak turnuvanın en büyük yıldız adaylarından biri oldu. Rodriguez,
ABD Teknik Direktörü Klinsmann, Löw’ün ustası... Löw uzun seneler Klinsmann’ın yanında yardımcı hoca olarak çalıştı. Sonunda çırak Almanya Milli Takımı Teknik Direktörü, usta ise ABD’nin çalıştırıcısı oldu. Klinsmann, Almanya’nın ekolünü futbolu yeni yeni tanıyıp sevmeye çalışan ABD’ye oynatmak istiyor...
Böyle bir maçın favorisi kesinlikle Almanya... Hatta biraz daha ileriye gideyim... Dünya Kupası’nı müzesine götürmeye en yakın takımlardan bir tanesi kesinlikle Almanya diyebilirim... Amerika böyle bir rakip karşısında gruptan ikinci olarak çıkıyorsa büyük bir başarı... Hocalarının da çok büyük bir katkısı var diyebiliriz... Portekiz’in, Gana’nın olduğu bir grupta ABD ikinci olarak turu yakaladıysa tabii bunda Almanya’nın da çok büyük payı var.
Bu pay nedir?
Portekiz’i 4-0 yenmeleri Amerika için büyük ikramiye oldu. Dün Almanya temposunu artırmadan, Amerika karşısında zorlanmadan rahat bir galibiyet aldı. Portekiz, Almanya karşısında farklı yenilmemiş olsaydı belki de grup ikincisi olacaktı.
Her neyse önemli değil...
Neticede iki Alman teknik direktörün istediği oldu. Almanya birinci, Amerika ikinci olarak gruptan çıktılar.
Almanya’nın müthiş bir kadrosu var...