Başkan Dursun Özbek iyi niyetle Galatasaray’ı düzlüğe çıkarmak istese de şu anki görüntü kulübün daha kötüye gittiğini gösteriyor. Camia fokur fokur kaynıyor. Kaça bölünmüş orasını bilemiyorum. Taraftar isyanlarda. Şu an başkana destek verenlerin sayısı gün geçtikçe azalıyor.
Önce şunu belirtmek gerekiyor... Galatasaray çok büyük bir kulüp, çok büyük bir camia... 25 milyon taraftarı var. Türkiye’de dört yıldızı takan, UEFA kupasını kazanan tek takım. Başkan Özbek, bu yönetimle kulübü ne kadar daha idare edebilir ya da düzlüğe çıkarabilir? Samimiyetimle söylüyorum. Bundan sonra çok zor. 25 Mart’ta mali kongre var. Orada tenkitler olsa da sorun çıkmaz, ibra olunur. Ama başkanın bu yönetimle Galatasaray’ı idare edemeyeceğini, mayıs ayında iyi bir yönetimle kulübü seçime götüreceğini açıklaması lazım.
Galatasaraylı o kadar büyük iş adamları, CEO’lar, konsoloslar, siyasetçiler var ki neden bunlar yönetime alınmıyor. Hakan Üstünberk, bu konularda dahi, neden yönetimde yok. Ünal Aysal ile görüşülüp neden basketbol şubesinin tamamı kendisine verilmiyor. Daha bunun gibi bir sürü ağır kişiler var. Bu insanlar göreve çağrılmıyor. Galatasaray’da şu an bir yapı var. Seçim kazanmak
Galatasaraylı futbolcular kendileriyle ne kadar övünseler azdır! Futbol tarihimizde ilk defa şubat ayında neredeyse lig bitti. Dün gece Türk Telekom Arena’ya 40 bin taraftar gelmiş. Coşku müthiş. Sarı-kırmızılılar kazanırsa şampiyonluk yarışının içinde olacaklar, lige heyecan gelecek. En azından lig insanların ilgisini daha fazla çekecek.
Ama maalesef diyorum... Bu kadro yapısıyla teknik direktör kim olursa olsun daha fazlasını yapamazlar. Galatasaray’ın scout ekibi var. Yıllardır Süper Lig’in en çok transfer yapan takımı sarı-kırmızılılar. Ama bakıyorsunuz bu transferlerin çoğu ya vasat, bu kulüpte futbol oynayacak kalitede değil ya da yaşları ilerlemiş, performansları düşmüş, heyecanları bitmiş.
Genç, iyi oyuncular var. Ama onların da pişmesi lazım. Bu yüzden Galatasaray bir türlü toparlanamıyor, iyi futbol oynayamıyor.
Dün gece Teknik Direktör Tudor... O da takımını tanımıyor. Üçlü defans ile çıktı. Yasin bir kenarda, Carole öteki kenarda... Hoca nasıl bir futbolcuya bu kadar tahammül eder. Yasin geldiği günden beri problemler yaşıyor. Yedi gol de atsa, dokuz gol de atsa vasat bir futbolcu. Tudor, 75 dakika bu Yasin’e tahammül etti. De Jong gibi de Türkiye’de bir sürü futbolcu
Pazartesi gecesi öyle bir derbi oynanacak ki Galatasaray kazanırsa şampiyonluk yarışının içine hem kendi girecek hem de Fenerbahçe... Beşiktaş şu anda Türkiye’nin en iyi futbol oynayan takımı. Takımda kardeşlik, arkadaşlık en üst seviyede. Kulüpte huzur var, çekişme yok... Camia Başkan Fikret Orman ile bütünleşmiş.
TT Arena’ya uzun seneler sonra 2 bin 750 siyah-beyazlı taraftar gelecek. İbreler, Beşiktaş’ı favori olarak gösterse de Galatasaray kazanmaya mecbur olduğu bir maç oynayacak.
Sarı-kırmızılı takımın sorunu bir türlü futbolda istikrarı yakalayamıyorlar. Defans en sıkıntılı yer. Nasıl oynayacaklar. Yine Semih-Chedjou mu, yoksa Chedjou-Ahmet mi ya da Hakan mı? Hangisi oynarsa oynasın burada problem büyük. İkinci sıkıntı orta sahada... Selçuk, De Jong, Tolga ve Josue bir türlü istikrarı sağlayamayan bir orta saha. Kanatlar Bruma ya da Yasin, beklerine yardım edecekler mi? Sneijder, yine takımın her şeyi olacak. Sahaya koyacağı performans Galatasaray’ın derbideki kaderini çizecek. Podolski ve Eren’i Sneijder topla buluşturabilecek mi? Tabii ki herkesin futbolu çok önemli.
Bu sezon Rize maçında ilk defa 118 km koşan bir Cim-Bom vardı sahada. Tudor, TT Arena’da taraftar karşısına
Koca hafta Tudor heyecanı... Tudor gelecek, Galatasaray düzelecek. Hiç kimsenin aklına gelmiyor. Hangi futbolcularla takım düzelecek, şampiyonluk yarışını devam ettirecek? Bir Sneijder olmayınca, takımın içi boşalıyor, ruhunu kaybediyor. Hırvat teknik adam, ilk yarı pansuman yaptı. Takım olarak koştular, mücadele ettiler, rakibe sahanın her yerinde bastılar. Podolski’yle golü de buldular. İkinci gole teşebbüs bile etmediler. Rakip 18 içine giremiyorsun ki. Ne orta saha, ne de kanat oyuncuların... Presi görünce un gibi dağılıyorlar!
Hele ikinci yarı inanın utandım. Bir büyük takım nasıl böyle top oynar? Resmen 1-0’ın üzerine yatmaya kalktılar. Olmaz böyle şey. Galatasaray dün Rize’den 1 puan aldıysa şans sarı-kırmızılıların yanındaydı. İkinci yarı ev sahibi ekibin temposu, kanatlardan yaptıkları hücumlar... Bir tek eksikleri son vuruşlardı. Galibiyeti hak eden taraf kesinlikle Rize’ydi.
Bir Yasin’e bakıyorsun. Ya nasıl Galatasaray’da forma giyer. Rodrigues’in pişmesi lazım, 140 fırın ekmek yemesi gerek. Orta sahada De Jong kesici, sonradan giren Tolga o da kesici. Kaptan Selçuk’u korumaya alıyoruz, fazla eleştirmeyelim diyoruz. Ama Selçuk dükkanı kapamış. İlk 11’de oynamaması lazım.
İş
Keşke Igor Tudor daha medeni şartlarda Galatasaray’a gelseydi. Devre arası bu değişim gerçekleşmiş olsa kimse ağzını açamazdı. Yönetim hata yaptı, Riekerink’e güvendi. Taraftar isyan edince Tudor’u getirmeye mecbur kaldılar. Karabükspor Başkanı Ferudun Tankut ile Galatasaray Başkanı Dursun Özbek oturup anlaşabilirdi ama olmadı. Bu işi fazla uzatmamak lazım.
Türkiye’de böyle transfer ilk defa mı oluyor? Üç büyük kulüpten hangisi olursa olsun sıkıştığı zaman Anadolu kulüplerinin gözünün yaşına bakmaz. Burada kulüplerin ne yapması gerekir? Anadolu takımlarının teknik direktörler ya da futbolcularla sözleşme yaparken her türlü olasılığı düşünmesi gerekir. Karabükspor, Tudor için ‘150 bin euroya serbest kalır’ maddesi koyacağına, o rakamı 5 milyon euro olarak yazsaydı, hocası hiçbir yere kıpırdayamazdı.
Yöneticilik zor iş... Risk her şeyde var. Onlar da bu riski alamadılar. Şimdi Galatasaray’ı eleştiriyorlar. Ama artık geçmiş olsun...
Başkan Dursun Özbek, Tudor yerine başka bir hoca getiremez miydi? Şimdi sizlere soruyorum. Kendi çocuklarından birisini getirdiğini düşünelim. Bülent Korkmaz, Hasan Şaş, Raşit Çetiner gibi. Florya’da bir sürü teknik direktörü yiyen futbolcular üç haftada o
Galatasaray’ın fedakâr taraftarı bu soğukta TT Arena’ya gelerek takımını desteklemişler. Fazla uzatmayacağım; Galatasaray taraftarının ruhu, hırsı; futbol takımında yok.
20 bin kişi bağırıyor, coşku veriyor, takımda tık yok. Beşiktaş kaybetmiş, Medipol Başakşehir kaybetmiş, Fenerbahçe berabere kalmış, o kadar avantajlı bir hafta ki... Ama samimi olarak bir şey söyleyeyim; bu Galatasaray’dan fazla bir şey beklememek lazım. Oyuncu kalitesi, çizgisi yukarılarda değil.
Bir Wesley Sneijder oynamayınca takım allak bullak oluyor. Lukas Podolski’nin keyfi olacak, Bruma’nın keyfi olacak, Yasin Öztekin’in keyfi olacak, Galatasaray rakip kalede gol bulacak. Böyle bir futbol anlayışı yok. Herkes birbirini kandırıyor.
Defansa bakıyorsun, sezon başından beri yenen goller hep aynı... Kenar toplardan rahatlıkla rakibin stoperleri geliyor, kafayı vuruyor ve golü atıyor. Önce Semih Kaya’ya sormak lazım, sen kimden torpillisin? Sana kim forma veriyor, sen bu performansla Galatasaray’da nasıl oynayabilirsin?
Nigel De Jong; Selçuık İnan ve Sneijder’in olmadığı bir günde bir şeyler yapması gerekmez mi? Sadece top kesen oyuncuya Allah aşkına yılda 3 milyon euro verilir mi?
Bas bas bağırıyorlar, De Jong büyük
Galatasaray’da neler oluyor anlayamıyorum. Jan Olde Riekerink’in iyi bir teknik direktör olmadığını, Galatasaray gibi büyük bir kulübü taşıyamayacağını, her fırsatta söylüyoruz. Bunu yönetim de biliyor. Sezon başı hocayı değiştirmediler. Devre arası değiştirmediler. Şimdi de diyorlar ki, Kayseri ve Rize maçında kötü sonuç alınırsa Hollandalıyı göndereceğiz. Hayatımda böyle saçma bir şey duymadım.
Her şeyden önce Sneijder, De Jong, Bruma; Riekerink için ölüyorlar. Kazayla kendisini gönderip başka bir hoca getirilirse sarı-kırmızılılar bu üç ismi de kaybeder. Sorunlar daha da büyür. Hadi şimdi hiç olmasa Sneijder, Bruma ve De Jong bir şeyler yapmak için, ‘hocaları kalsın’ diye biraz mücadele ediyorlar.
Teknik adam gönderilip, yerine Bülent Korkmaz, Hasan Şaş veya Raşit Çetiner getirilirse inanın bu antrenörlerden hangisi gelse yazık olur. Başarılı olması mümkün değil... Düzen kurulmuş artık, bu düzeni kimse değiştiremez. Sezon, mevcut teknik direktörle tamamlanmalı...
Devamı gelecek mi?
Yeni sezon başladığında Fatih Terim mi, Abdullah Avcı mı kim olur bilemiyorum. Yeni gelen hoca, transferini yapar, ekibini hazırlık kampına götürür, yeni bir yapılanmaya imza atar. Ama şimdi
Abdullah Avcı, Galatasaray’dan korkmadığını sahaya sürdüğü kadro ile gösterdi. 6 önemli oyuncusuyla rotasyon yapmış. Buna rağmen Galatasaray’dan daha iyi oynadılar, daha çok pozisyona girdiler, net skorla da maçı kazandılar.
Neden utandım? Galatasaray, 3 senedir Türkiye Kupası’nı kazanıyor. Kazanabilir de kaybedebilir de. Ama sahaya çıkan, ruhunu, her şeyini ortaya koyar.
Maalesef Galatasaray’da birçok futbolcu sağlıklı yaşam futbolu oynuyor. Teknik direktörden bahsetmek bile istemiyorum. Abdullah Avcı 6 oyuncuyla rotasyon yapıp, seni şaşırtıyorsa sen de bir kanada Sinan Gümüş’ü koy, bir kanada Rodrigues’i. Eren Derdiyok’u santrfora koy, Martin Linnes’i sol beke koy.
Sen de Abdullah Avcı’nın kafasını karıştır. İnanın o kadar çok üzülüyorum ki bir teknik direktör kulübüne hiç mi bir şey vermez? Demek ki Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, kulüpte karar verecek birinci kişidir, o her şeyden memnun. Bir şey lazım bu takıma, ateşleyecek, şok yapacak, futbolcuların aklını başına getirecek. Bunu Riekerink yapamıyor. Hadi Wesley Sneijder oynadığında hemşehrisini kurtarmak için kendini yırtıyor, maç kazandırıyor. Sneijder de olmayınca sahada abuk sabuk bir Galatasaray görüyoruz. Orta sahaya