Para bol ama para yok feryadı kafa karıştırıyor

24 Haziran 2001

İçinde bulunduğumuz koşullarda tek bir hafta boyunca yaşanan gelişmelere bakıp şu ya da bu yönde kesin hükümlere varmak doğru değil ama herkes o kadar tedirgin ki dolar birkaç gün üstüste yükselse taksi şoförleri hemen "iyi yerden duydum abi, dolar birkaç ay sonra 2 milyon lira olacakmış", demeye başlıyorlar. Olumsuz habere ilgi Piyasalarda çalkantı sürerken çeşitli kesimlerden kimselerle yaptığım temaslarda edindiğim izlenim, insanlardaki kafa karışıklığının ve kaygıların çok boyutlu olduğunu ortaya koyuyor. "Dalgalı kur" rejimine henüz intibak edememenin ötesinde, hükümete güvensizlik ve yeni bir krizle karşılaşma korkusu belirliyor insanların davranışlarını ve olumsuz haberler çok daha kolay "satın alınıyor" bu ortamda. Örneğin takasın başarıyla gerçekleşmesi, ekonominin geleceğinin güvence altına alınması açısından büyük önem taşıyan yasaların çıkması, dış ticaretteki gelişmelerin olası bir cari işlemler fazlasının ilk işaretlerini vermesi fazla etkili olamıyor da doların birkaç gün üst üste yükselmesi, Fazilet Partisi'nin kapatılmasıyla ilgili senaryolar, bir bakanın aykırı bir sözü hemen yeni bir kriz sinyali olarak algılanabiliyor. Para bol mu, kıt mı? "Para" denen çok

Yazının Devamı

Para bol ama ‘para yok’ feryadı kafa karıştırıyor

24 Haziran 2001


<#comment>İçinde bulunduğumuz koşullarda tek bir hafta boyunca yaşanan gelişmelere bakıp şu ya da bu yönde kesin hükümlere varmak doğru değil ama herkes o kadar tedirgin ki dolar birkaç gün üstüste yükselse taksi şoförleri hemen "iyi yerden duydum abi, dolar birkaç ay sonra 2 milyon lira olacakmış", demeye başlıyorlar.

Piyasalarda çalkantı sürerken çeşitli kesimlerden kimselerle yaptığım temaslarda edindiğim izlenim, insanlardaki kafa karışıklığının ve kaygıların çok boyutlu olduğunu ortaya koyuyor. "Dalgalı kur" rejimine henüz intibak edememenin ötesinde, hükümete güvensizlik ve yeni bir krizle karşılaşma korkusu belirliyor insanların davranışlarını ve olumsuz haberler çok daha kolay "satın alınıyor" bu ortamda. Örneğin takasın başarıyla gerçekleşmesi, ekonominin geleceğinin güvence altına alınması açısından büyük önem taşıyan yasaların çıkması, dış ticaretteki gelişmelerin olası bir cari işlemler fazlasının ilk işaretlerini vermesi fazla etkili olamıyor da doların birkaç gün üst üste yükselmesi, Fazilet Partisi'nin kapatılmasıyla ilgili senaryolar, bir bakanın aykırı bir sözü hemen yeni bir kriz sinyali olarak algılanabiliyor.

Ancak hemen belirteyim ki

Yazının Devamı

Dornbusch mu haklı, Demirel mi?

18 Haziran 2001


<#comment>Radikal gazetesindeki yazılarını ilgiyle izlediğim Mahfi Eğilmez'in geçen hafta yayımlanan "Aşağılık Kompleksi" başlıklı yazısını okuyup geçemedim. Özellikle Mahfi Eğilmez gibi birçok konuda görüşlerini paylaştığım bir dostumun böyle bir yazı yazmış olması hayli düşündürdü beni ve sonunda bu konuyu yazılı olarak tartışmanın yararlı olabileceği kanısına vararak bu yazıyı yazdım.
Mahfi Eğilmez, 12 Haziran tarihli Radikal'de yayımlanan yazısında Türkiye hakkında yalan yanlış değerlendirmeler yapan yabancı uzmanların görüşlerine bizim fazla değer vermemizi eleştiriyor, bu tür değerlendirmelere örnek olarak da, Amerika'nın önde gelen ekonomistlerinden sayılan Rudiger Dornbusch'un CNBC - e Türkiye forumuna uydu aracılığıyla katılarak yaptığı konuşmayı gösteriyordu. Eğilmez'e göre Dornbusch tam anlamıyla saçmalamıştı o konuşmasında ve bu konuşmayı ciddiye almak için "aşağılık kompleksine" sahip olmak gerekiyordu.

Dornbusch'un saptaması
Önce şunu belirteyim ki, yabancı kuruluşların "uzman" sayarak ciddiye aldığı kişilerin Türkiye ile ilgili olarak yazdıkları raporların, yaptıkları değerlendirmelerin birçoğunu ben de yüzeysel ve saçma sapan buluyorum.

Yazının Devamı

Takas 'Mesih' olur mu?

17 Haziran 2001


<#comment>Önceki akşam Handel'in Mesih Orotoryosu'nu dinlemek üzere Aya İrini'ye girerken kapıda güleryüzle dostum Prof. Hurşit Güneş'le karşılaştım. Gazetemizin çiçeğe burnunda yazarı Prof. Güneş'in yüzü bir başka gülüyordu o akşam. Hazine'nin borç takası önerisine bankalardan gelen teklif toplamının 11 milyar dolara yaklaştığını tahmin eden Prof. Güneş, "Üçüncü bir kriz bekleyenler belki düş kırıklığına uğrayacak ama bu yıl kurtuldu", diyerek iyimserliğini dile getiriyordu.
Klasik müzik meraklısı ve Festival müdavimi bir hayli finansçı var aslında. Ben Hazine'nin takas önerisinin özellikle büyük bankalar tarafından olumlu karşılanacağının ilk işaretini de geçen hafta başında, gene Aya İrini'de, Venedik Barok topluluğunun büyüleyici konseri sonrasında almıştım. Müziğin büyüsü bile bazen güncel sorunları konuşmaktan alıkoyamıyor insanları. Önceki akşam da, hayli uzun olmasına karşın, Aya İrini'nin uydurma sandalyelerinin verdiği rahatsızlığı bile insana unutturan Handel'in Mesih'inin ilk bölümü sonunda verilen arada bazı bankacı dostlarla "takas"ı konuşmadan edemedik.

Faizler düşerse...
Hazinenin borç takası önerisine beklenenin üzerinde teklif gelmesinin

Yazının Devamı

Krizin ardında hastalık var

11 Haziran 2001


<#comment>
Profesör Rudi Dornbusch, ABD'nin önde gelen iktisatçılarından biri. Bildiğim kadarıyla, uluslararası finans kuruluşlarından bazılarına danışmanlık da yapan Dornbusch, zaman zaman uluslararası iş aleminin yakından izlediği dergi ve gazetelerde yazılar da yazıyor.
Ben değişik vesilelerle birkaç kez dinleme olanağını bulduğum ve bazı yazılarını okuduğum Prof. Dornbusch'un her yazdığına, her söylediğine hayran kaldığımı söyleyemem ama cuma günü katıldığım toplantıda, Türkiye ekonomisiyle ilgili olarak yaptığı saptamaları dinlerken bunların bugünkü durumumuzu doğru değerlendirmek açısından önemli olduğunu düşündüm.

İstanbul'da, Lütfi Kırdar Kongre Sarayı'nda yapılan CNBC - e forumuna uydu bağlantısıyla katılan Dornbusch'un Türkiye ekonomisiyle ilgili olarak yaptığı değerlendirmenin can alıcı cümlesi şuydu bence: "Türkiye'nin yeni bir ekonomiye ihtiyacı var; sizin ekonominizi ve siyasi sisteminizi yeniden yaratmanız gerekiyor."
"Türkiye'nin yeni bir ekonomiye ihtiyacı var" sözü ilk bakışta malumun ilanı gibi görünüyor ama bu gerçeğin ülkemizde tam anlamıyla kavrandığını sanmıyorum. Türkiye ekonomisinin artık alışmaya başladığı krizlerden birini

Yazının Devamı

Dornbusch : Ekonominizi yeniden yaratacaksınız

10 Haziran 2001



<#comment>Uluslararası Para Fonu IMF'nin Avrupa Direktörü Michael Deppler'in Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri dünkü gazetelerde genişçe yer buldu. CNBC - e ile Management Centre Türkiye'nin birlikte düzenlediği foruma uydu aracılığıyla katılan Deppler'i dinlerken ben ister istemez geçen yılın sonbaharını hatırladım. 2000 yılının sohbaharında da IMF'den Türkiye'ye nazik bir üslup içine yerleştirilmiş uyarılar geliyor, biz ise bunları görmezden ve duymazdan geliyorduk. Şimdi IMF'ye verdiğimiz yeni niyet mektubu ile birlikte uygulamaya başladığımız programın daha birinci ayı dolmadan IMF yetkilisi Deppler'in nazik uyarılar yapma gereğini duyması fevkalade önemli bence. "Bu program önceki programdan daha katı çünkü Türkiye şimdi çok daha kritik bir noktada, iç borç servisinde acil durumla karşı karşıya; bu nedenle bu programın harfiyen uygulanması şart ve programdaki her gecikmenin bir bedeli var" diyen Deppler'in sözlerini yeterince ciddiye almadığımız taktirde başımıza gelebilecekleri şimdiden görür gibiyim.

Dornbusch'un uyarısı
Foruma gene uygu aracılığıyla katılan ünlü ekonomist Rudi Dornbusch'un Türkiye ile ilgili değerlendirmeleri ise, konumu gereği

Yazının Devamı

Türkiye durumunu anlamış değil

4 Haziran 2001


<#comment>Son birkaç haftada dışarıdan ve içeriden Türkiye'yi izlerken en fazla dikkatimi çeken şey, küreselleşen dünyanın bir parçası olan Türkiye'nin içine düşmüş bulunduğu durumu kavrama konusunda gösterdiği direnç oldu. Geriye bakma ve tarihi tekerrürden ibaret sanma alışkanlığımız da hayli fazla olduğu için, halen yaşamakta olduğumuz krizi de, 1980 sonrasındaki diğer krizler gibi atlatıvereceğimizi düşünüyoruz çoğu kez. Politikacılarımız da yıllardan beri alıştıkları gibi politika yapmaya devam edebileceklerini sanarak ayak oyunlarını sürdürüyorlar.

Gerçek ve avunma
Bu kez tam anlamıyla "aslanın ağzından" alınan IMF desteği sağlandıktan sonra bu hava daha da yaygınlaştı galiba, Türkiye'nin IMF'den parayı kapıp birkaç seneyi kurtardığını, en azından bir manevra alanı kazandığını düşünen bazı bakanlarımız, üç liderin imzasıyla IMF'ye verilen niyet mektubunu orasından burasından delmenin kendilerine puan kazandırıp bir şey kaybettirmeyeceğini düşünerek her Allah'ın günü bir mini kriz yaratma oyununa girdiler. Daha önceki performansıyla bu tür davranışların adamı olmadığı izlenimini veren Yüksel Yalova'nın da bu kervana katılması ise, zaten çıldırma noktasında

Yazının Devamı

Ulusal onurumuzu nasıl koruruz?

14 Mayıs 2001


<#comment>Türkiye, üç ayda ikinci kez krize yakalanınca "kurtarıcı" olarak Kemal Derviş’e sarıldı. Son haftalarda bindiğim her takside, gittiğim her yerde, bulunduğum her ortamda hep aynı sorulara muhatap oluyorum: "Derviş ekonomimizi bu çıkmazdan kurtarabilecek mi? Bunu yapmasına fırsat verilecek mi?"
Dünya Bankası’ndaki görevini bırakıp, "Türkiye ekonomisini kurtarmaya" soyunan Derviş’in bu "kurtarma operasyonu"nun dış ayağını başarıyla sonuçlandırdığı söylenebilir. IMF Yönetim Kurulu’nun yarın vermesi beklenen resmi onaydan sonra IMF’den (ve ardından Dünya Bankası’ndan) Türkiye’ye hatırı sayılır miktarda bir kredinin gelmesi bekleniyor. Derviş’in programını eksiksiz uygular, istenen reformları eksiksiz yaparsak bunun arkasından özel dış kaynak akışının da devreye girmesi ve darboğazdan çıkış sürecinin başlaması beklenebilir.

Derviş kimin ajanı?
Ancak bu "kurtarma operasyonu"nun Türkiye’deki ayağının gerçekleşmesi, pek de kolay olmayacak galiba. Kolay olmayacak çünkü bunun gerçekleşmesi için gerekli olan "zihinsel değişim" ya da anlayış sıçraması henüz gerçekleşmiş değil ülkemizde. Gerekli reformların gerçekleştirilmesindeki zorluklar bir yana, bütün

Yazının Devamı