Hep söylerim, babalar ve kızları arasındaki ilişki, dünyanın en özel ilişkisidir. Her baba, kızının kahramanı, koruyucusudur.
Her baba, kızının hayat boyu arayacağı güvenin ve sevginin, ilginin ilham kaynağıdır. Önce kına gecesi baskını sonra da düğün fotoğrafları geldi Ali Ağaoğlu’nun kızının. Bugüne kadar binlerce Ali Ağaoğlu fotoğrafı gördüm. İtici bulduklarım da oldu, kayıtsız kaldıklarım da.Ancak kızının kına gecesi ve düğünündeki Ağaoğlu fotoğrafları bana en şirin, en gerçek gelenler oldu. Annesine sarılırken, kolunda kızı yürürken, kızına sarılırken, çok alışkın olduğumuz gülüşündeki hüznü saklayamamış iş adamı.
Baba-kız ilişkisi bu...
Ne ağalık bırakır adamda, ne de küçük dağları ben yarattım havası.
DÖNDÜ, YAŞADI MI SİZCE?
Döndü; 28 yaşında, biri altı, diğeri üç yaşında iki çocuk annesi, eşinden ayrı yaşayan bir kadındı. Evlere temizliğe giderek geçinmeye çalışıyordu. İşe giderken, çocuklarını evde bırakıyor, başlarına bir şey gelmesin diye de kapıyı üzerlerine kilitliyordu.
Kocasından şiddet görmüş bir kadındı. Hatta ikinci çocuğuna hamile olduğu dönemde bile dayak yemişti. Şiddete dayanamayıp ölmeyi denedi; uçurumdan atladı ama yaralı kurtuldu.
Sonra ağır bir dayak daha...
Cuma sabahı, DEAŞ’ın kaçırdığı iki askerimizle ilgili yürüttüğü dehşet propagandasının hedefi olarak uyandık hepimiz.
Bu yöntemi ilk kullanan terör örgütü PKK’dır aslında.
Karakol ve üs bölgelerine yapılan baskınları, yolda tuzak kurularak havaya uçurdukları askeri araçlarımızın görüntülerini daha DEAŞ’ın var olmadığı zamanlarda da yayınlıyorlardı çeşitli sosyal medya platformlarında.
Kendi sitelerinde de, karakolları nasıl bastıklarını, terör eylemlerini nasıl gerçekleştirdik-lerini anlattıkları ‘Gerilla anıları’ bölümü var.
Birbirleriyle savaşmaları, her ikisinin de alçak bir terör örgütü olduğunu ve hepimizi dehşete düşürmeye çalıştıkları gerçeğini değiştirmiyor.
TIRNAK İÇİ YILMAZ ÖZDİL
“Bizim gençlerimiz, bunların memleketini kurtarmak için orada vuruşacak, şehit düşecek...”
Türkiye, Fırat Kalkanı operasyonunu, Suriye topraklarını kurtarmak için mi yapıyor? Bunu söyleyen tek bir kişi var mı?
ID X ya da tam adıyla Investigation Discovery müthiş bir kanaldır. Hem suç dosyalarını anlatan içeriği, hem Amerikan adalet sisteminin ne kadar sorunlu olduğunu göstermesi açısından hem de televizyonculuk adına canlandırma, kurgu ve tanıtım başarılarıyla dikkat çekicidir.
Buraya kadar hepsi iyi ama işin özen kısmında ciddi sıkıntılar yaşanıyor bir süredir. Sıkıntı dediğim bir sürü canlandırmada, tek tük de olsa sigara içen insanlarla karşılaşıyordum. Salı gecesi ‘A Crime to Remember’ serisindeki hemen her sahnede birden fazla insan sigara içerken ekrana getirildi. Önce ekrandaki sigara görüntüsü olan yerleri mozaikle kapatmanın doğruluğunu tartışmalı bulduğumu yazayım. Bence mozaikli sigara görüntüsü daha fazla dikkat çekiyor ama derdim o değil.
Eğer bir yasak varsa, doğru ya da yanlış bu herkes için uygulanır. Büyük kanallar hata yaptığında cezayı basıp, diğerlerini görmezden gelerek iş yapılmaz. ID X, içerik olarak çocukların izleyebileceği bir kanal değil. Söylediğim gibi, mozaik uygulamasının işe yaradığı konusunda da ikna olmuş değilim. Ancak bir ülkede yasaklar ya herkes için uygulanır ya da uygulanmaz. Çifte standart ekrandaki sigaradan bile daha tehlikelidir.
3 MİLYON
İngiltere Başbakanı Theresa May’in giydiği deri pantolonun önce fiyatını öğrendik.
Tam 995 sterlin yani 4 bin 380 TL ödemiş o pantolona İngiltere Başbakanı.
Rakam orası için bile yüksek, o yüzden de fazlasıyla eleştirildi Theresa May.
İşin o kısmı beni alakadar etmiyor ama bu pantolonun, İstanbul, Güngören’de üretilmiş olması fazlasıyla alakadar ediyor.
‘Niye?’ diyeceksiniz zira bu pantolon, İngiliz modacı Amanda Wakaley’in imzasını taşıyor.
Geçen Aralık’ta yol durumu verirken Dolmabahçe’den, Boğaziçi Köprüsü’ne giden yol derdik...
Bu Aralık’ta, 10 Aralık Şehitler Tepesi’nden, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’ne giden yol diyoruz.
Türkiye’de bir sürü caddenin, meydanın, üniversitenin adı değişti bu sene, başlarına şehitler ya da şehit adları geldi.
Belki Kayseri’de de bir durağın adı değişecek şimdi...
Hiç şüphesiz ki, 2016, Türkiye tarihinde, alçakların senesi olarak hatırlanacak...
DOLARIN YOKSA ÇÖPÜN VAR...
Her sene evlerden çöpe giden tekstil atığı 500 bin ton. Tekstil firmaları da yaklaşık 550 bin ton telef ürünü çöpe atınca, boşa giden tekstil ürünü 1 milyon tonu geçiyor.
Elektronik çöp üretiminde dünyada 17. sıradayız. Oysa o çöpün içinde demir, bakır, paladyum ve altın var. Geri dönüştürebilsek her sene 9 milyar doları bulan hurda ithalatımız azalacak.
Trafik ışıklarında kaç kez bir tinerciye camı daha da kirlettiği halde para vermek zorunda kaldınız? Siz istemeden yapılan bu iş, aslında bir çeşit gasp. Silah olarak tabanca ya da kesici bir alet değil, bakışlar ve genellikle tiner çekilir gibi yapılan bir torba kullanılıyor. Bir sürü insan, zorda kalsa kimsenin yardım etmeyeceğini bildiğinden, “1 TL için canımı tehlikeye atmaya değer mi?” endişesiyle veriyor o parayı.
Polis ve zabıta, bir süre ciddi biçimde mücadele etmişti. Yakalanan tinerci adliyeden polisten önce çıktığı için kanun güçlerinde eski iştah kalmadı. Ve en sonunda bir tinerci Nişantaşı’nda günün en kalabalık saatinde adam yaktı. Aralarında alacak-verecek meselesi vardı demesin kimse...
Görgü tanıklarının ifadelerinden anlıyoruz ki söz konusu madde bağımlısı, caddede tanımadığı bir sürü insana bulaşmış, küfür etmiş. İstanbul’un göbeğinde nasıl oluyor bu? Terör yüzünden şehrin ciddi bir turist kaybı var zaten. İstanbul bir de tinercilerin adam yaktığı şehir diye adlandırılmaya başlanırsa vay halimize... O yüzden meclis bu işe bir el atmalı ve polisle zabıtayı, “Boşuna mücadele ediyoruz” duygusundan kurtaracak yasa değişikliklerini yapmalı.
GOOGLE, UTANDIRMA BİZİ...
Goog
Geçen hafta ABD Genelkurmay Başkanı’yla beraber İncirlik’e ünlü isimler geldi. Gelenlerden biri, Scarlett Johansson diğeri de ‘Kaptan Amerika’ filminde rol alan Chris Evans’tı. Yanlarında da efsanevi NBA oyuncusu Ray Allen ve şarkıcı Craig Campbell vardı.
Askerlerine moral vermek adına geliştirdiği böyle bir gelenek var ABD’nin. Daha önce de Afganistan ve İncirlik’e Julia Roberts, George Clooney ve Brad Pitt gibi isimleri götürmüşlerdi. Cumartesi gecesi yaşanan terör saldırısının ardından bir sürü ünlü, sosyal medyada acıyı paylaşan mesajlar attı, polislerle çekilmiş fotoğraflarını paylaştı. Bunlar güzel ama yetmez...
Çevik Kuvvet’in merkezi Bayrampaşa’da. ABD’li yıldızlar gibi evden binlerce kilometre uzağa gitmeye falan da gerek yok.
Doğru olan, kalkıp Bayrampaşa’ya, hatta sabahın çok erken bir saatinde, polis memurları göreve çıkmadan gitmek. Gerçek moral ancak böyle verilir.
İSTANBUL’A WOODBURY GELİYOR
New York’a giden herkesin ballandıra ballandıra anlattığı bir yerdir Woodbury. Bağımsız villalardan oluşan bir alışveriş kasabası düşünün. Eğer 40 dakikalık otobüs ya da yarım saatlik bir araba yolculuğunu göze alırsanız, 5. Cadde’de 100 dolar olan marka bir ürünü orada bazen 50
Tarih, ‘acısını bile paylaşamayan ülke’ diye yazacak bizi...
Çocuklarımız değilse bile torunlarımız “Nasıl bu kadar kör olabildiniz?” diye soracak.
Kör değiliz oysa ama nefretimiz gözümüzü o kadar karartmıştı ki diye açıklamaya çalışsak da hiç anlamı olmayacak...
38 canını kaybetti bu ülke, bu yazı önünüze gelinceye kadar belki artacak bu bilanço.
Ne acı ki, ölenleri hiç umursamayan ama her ölümü kendi fikrini kabul ettirmek için kullananlar belirliyor gündemimizi...
Birisi çıkıp, “Tankları durdurduğunuz gibi bombalı araçları da durdursanız ya” diye yazıyor, birileri onu alkışlıyor birileri küfrediyor.
Bir diğeri çıkıp Yeni Anayasa’ya karşı olan herkes terör destekçisidir demeye getiriyor onu da birileri alkışlıyor, ona da birileri küfrediyor.
Fikirleri ak ve kara kadar farklı ama dilleri aynı.