Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı



NEW York ve Washington'daki 11 Eylül terör faciasından iki yıl sonra ABD hala terörizmin gölgesinde yaşıyor.
Yalnız ABD mi? Endonezya'dan Suudi Arabistan'a, Hindistan'dan Rusya'ya kadar, bütün dünya siyasi amaçlı şiddet eylemlerinin tehdidi altında.
Terör birçok ülke için yeni bir olay değil. Ancak son yıllarda giderek yayılan ve tırmanan terörizmin 11 Eylül 2001'de ABD'yi vurması, sadece Amerikalıları değil, bütün dünyayı sarstı. Üç önemli nedenden: Birincisi, saldırının şekli ve şiddeti bundan önceki tüm terör eylemlerini gölgede bırakacak boyutlara ulaştı. İkincisi, şimdiye kadar herhangi bir saldırıya maruz kalmamış olan ABD, bizzat kendi topraklarında ilk kez hedef oldu. Üçüncüsü, süper devletteki büyük sarsıntı, hızla dalga dalga bütün dünyaya yayıldı...
***
11 Eylül dramının ABD'de bu iki yıl içinde yarattığı başlıca sonuçları şöyle özetleyebiliriz:

  • Amerikan halkı hala terör kabusu içinde yaşıyor. Güvenlik kaygıları Amerikalıların yaşam şeklini bile değiştirdi... Bu arada 11 Eylül olayı birdenbire ABD'de bir "vatanperverlik" veya milliyetçilik akımı yarattı. Bu bazı çevrelerde aşırı ölçülere ulaşıyor ve "yabancı" sayılan tüm unsurlara karşı şüpheci veya hasmane davranışlara da yol açıyor.
  • 11 Eylül'den sonra ABD'nin dünyaya bakışı ve dış politikası da değişmeye başladı. Bu ortamda oluşan "Bush Doktrini" ile Washington "tek yanlı" ve "önleyici" askeri eylemlere - dünyanın neresinde olursa olsun - başvurma hakkını kendinde gördü. Başkan Bush "teröre karşı savaş" sloganı ile - ve de "El Kaide"yi ve Talaban'ı saf dışı etmek amacı ile - Afganistan'ı işgal etti. Başta farklı gerekçeler öne sürmekle beraber, Bush son konuşmasında Irak'taki askeri varlığını da terörle mücadele ile irtibatlandırdı. Washington başka ülkelere karşı yönelttiği suçlamalarında ve tehditlerinde gene aynı gerekçeleri kullanıyor.
  • Bugün terör 2 yıl öncesine oranla daha azgın halde, dünyanın çeşitli yerlerinde boy gösteriyor. "El Kaide" tehdidi devam ediyor, Bin Ladin de (herhalde) yaşıyor. Tabii ABD'nin 11 Eylül'den sonra hareketsiz kalması beklenemezdi. (Teröre hedef olan hiçbir ülke eli kolu bağlı kalamaz)... Ama bu olayda ABD gibi dev bir ülkenin, bir avuç terörist ile baş edemediği görülüyor. Bu da, "asimetrik" denilen yeni savaş türünde askeri, teknolojik ve ekonomik alanlarda "üstün güç"ün dahi terörizmi yenmekte çok zorlandığını ortaya koyuyor...
    ***
    TERÖR 11 Eylül'den sonra gerçek bir uluslararası nitelik almıştır ki, bu ABD için olduğu kadar tüm dünya için de ciddi bir tehdit oluşturuyor. Bu durum karşısında hedef olan veya olabilecek ülkelerin kendilerini koruyacak önlemler alması, doğal hakları.
    Ama şu da bir gerçek ki, terörizmle mücadele sırf askeri anlamda bir "savaş"la yürütülemez ve sadece bu yoldan başarıya ulaşılamaz. Teröre yol açan çeşitli faktörleri iyi değerlendirmek, bu nedenleri ortadan kaldıracak siyasal, ekonomik, sosyal çözüm yollarını aramak da lazım.
    Tabii bu alanda alınacak önlemlerin derhal sonuç vermesi beklenemez. Bunun için zaman ister. Eğer bu zaman halkların desteği de sağlanarak iyi kullanılırsa, terörist gruplarının marjinal hale getirilmesi, yani herkesin kabusu olan tehdidin asgari düzeye indirilmesi mümkün olabilir.
    11 Eylül faciasından alınması gereken en önemli derslerden biri bu olsa gerek...