Hem ziyaret hem ticaretten öte...

7 Ocak 2004

Genç Suriye liderinin bu gezisini mümkün kılan, son 4 - 5 yılda (Türkiyenin sert uyarı ile "baba" Esadın Öcalanı sınırdışı etmesi sonunda) iki ülke arasında yeni bir anlayışın ve yakınlaşmanın gerçekleşmesidir.Beşar Esadın Ankaradaki görüşmeleri - ve imzalayacağı ekonomik anlaşmalar - kuşkusuz bu yakınlaşmayı taçlandıracak, ikili ilişkilere yeni bir ivme kazandıracaktır.***ANCAK bu ziyaretin önemini, ikili ilişkiler bakımından olduğu kadar, bölgesel ve hatta uluslararası olası etkileri açısından da değerlendirmek lazım.Başkan Esadın, Mehmet Ali Biranda verdiği demeçte bu bağlamda kullandığı şu ifade, Suriye yönetiminin Ankaradaki görüşmelere "hem ziyaret, hem ticaret"ten de öte, daha uzun vadeli ve daha geniş bir perspektif ile baktığını gösteriyor: "Türk - Suriye ilişkilerini iki ülkenin ulusal sınırları içine sıkıştırmak istemiyorum. Daha bölgesel, belki de ileride uluslararası bakmak gerekiyor"...Bu bakış açısı, aslında Ankaranınkinden hiç farklı değil. Türkiye de, Suriye ile kurulmakta olan diyaloğun ve işbirliğinin Türk diplomasisine yeni bölgesel ve uluslararası açılımlar için önemli bir fırsat yarattığı kanısındadır.***SURİYE yönetimi, kendi çıkarları açısından önemli

Yazının Devamı

'Hem ziyaret hem ticaret'ten öte...

7 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
SURİYE Devlet Başkanı Beşar el - Esad'ın ziyaretini, sadece bunun 57 yıldan beri komşu ülkenin bir liderinin Türkiye'ye ilk kez gelişini simgelemesi açısından ele almamız dahi, olayın büyük önemini kavramamıza yeter. Diğer bir deyişle, ziyaretin kendisi, bunca yıl çeşitli nedenlerden süregelen soğukluktan ve gerginlikten sonra, ilişkilerin nereden nereye geldiğini açıkça gözlerin önüne seriyor.
Genç Suriye liderinin bu gezisini mümkün kılan, son 4 - 5 yılda (Türkiye'nin sert uyarı ile "baba" Esad'ın Öcalan'ı sınırdışı etmesi sonunda) iki ülke arasında yeni bir anlayışın ve yakınlaşmanın gerçekleşmesidir.
Beşar Esad'ın Ankara'daki görüşmeleri - ve imzalayacağı ekonomik anlaşmalar - kuşkusuz bu yakınlaşmayı taçlandıracak, ikili ilişkilere yeni bir ivme kazandıracaktır.
***
ANCAK bu ziyaretin önemini, ikili ilişkiler bakımından olduğu kadar, bölgesel ve hatta uluslararası olası etkileri açısından da değerlendirmek lazım.

Yazının Devamı

Bilin bakalım, 2004te ne olacak?

1 Ocak 2004

Sabahın mahmurluğu içinde unuttunuz ise, hatırlatayım: Size dünyada ve Türk dış politikasında neler olabileceğini sormuş, yanlarını işaretledikten sonra, bugün kaç puan tutturduğunuzu hesaplamanızı önermiştim.Benim aldığım sonuç şöyle: "Genel dünya" ile ilgili 10 sorunun 8ine doğru yanıt vermişim. "Türk dış politikası" konusundaki 5 sorunun 5ini de bilmişim...Ya sizin aldığınız sonuç nasıl?..Şimdi gelelim 2004 "test"ine. (Yanıtlayıp saklamayı unutmayın)...***• GENEL DÜNYA soruları:1. Irakta ne olacak?a) Yeni hükümet kurulacak.b) Halk ayaklanacak.c) ABD çekilecek.2. Saddamın akıbeti ne olacak?a) İdam edilecek.b) Yargılama sürecek.c) Ömür boyu hapse mahkum olacak.3. ABD seçimlerini kim kazanacak?a) Cumhuriyetçiler (Bush).b) Demokratlar.c) Bağımsız aday.4. ABD - AB ilişkileri nasıl gelişecek?a) Yeni sürtüşmeler olacak.b) Şimdiki gibi devam edecek.c) Tam uyum sağlanacak.5. ABde neler olacak?a) Anayasa anlaşmazlığı sürecek.b) Uzlaşma sağlanacak.c) Kriz çıkacak.6. "El Kaide" ne yapacak?a) Yer yer eylemlere girişecek.b) Büyük vuracak.c) Yok olacak.7. Filistinde ne olacak?a) İntifada şiddetlenecek.b) İsrail ile anlaşma olacak.c) Şimdiki durum sürecek.8. İran ile ilgili beklentiler?a)

Yazının Devamı

Bilin bakalım, 2004'te ne olacak?

1 Ocak 2004

<#comment>
<#comment>
GERİDE bıraktığımız 2003 yılının ilk gününde, size her yılbaşında sunduğum "test"i kesip saklamış mıydınız?
Sabahın mahmurluğu içinde unuttunuz ise, hatırlatayım: Size dünyada ve Türk dış politikasında neler olabileceğini sormuş, yanlarını işaretledikten sonra, bugün kaç puan tutturduğunuzu hesaplamanızı önermiştim.
Benim aldığım sonuç şöyle: "Genel dünya" ile ilgili 10 sorunun 8'ine doğru yanıt vermişim. "Türk dış politikası" konusundaki 5 sorunun 5'ini de bilmişim...
Ya sizin aldığınız sonuç nasıl?..
Şimdi gelelim 2004 "test"ine. (Yanıtlayıp saklamayı unutmayın)...

Yazının Devamı

Irak'a yeni bakış...

27 Aralık 2003

<#comment>
<#comment>
TÜRKİYE'nin Irak politikası bu ülkedeki yeni gerçekleri ne kadar dikkate alıyor? Diğer bir deyişle, Ankara Irak'ta federal bir sistemin kurulması olasılığı karşısında "güncelleştirilmiş bir politika" oluşturuyor mu, yoksa tavrını "eski çerçevesi" içinde sürdürmeyi mi yeğliyor?
Dışişleri Bakanı Abdullah Gül'ün konu ile ilgili son demeçleri, hükümetin Irak'ta federasyon yönündeki çalışmalardan ve Kürt liderlerinin beyanlarından "rahatsızlık" duyduğunu gösteriyor. Gül'e göre Ankara toprak ve siyasal bütünlüğü bozabilecek "tehlikeli gelişmeler" konusunda, gereken "uyarıları" da yapmış bulunuyor.
Türkiye'nin Irak politikasının öteden beri Irak'ın toprak bütünlüğünün ve üniter yapısının korunması esasına dayandığı biliniyor. Bu çerçevede Türkiye, Irak'ın bölünmesine ve hele Kuzey'de bağımsız bir Kürt devletinin kurulmasına karşı. Daha önce de Türk hükümetleri Kuzey Irak'ta böyle köklü bir değişikliğin "savaş nedeni" sayılacağını ilan etmişti. ABD'nin Irak'ı işgalinden önce de, Kuzey bölgesinde bazı "kırmızı çizgiler" çizilmişti...
***
ANCAK savaştan bu yana Irak'ta çok şey değişti ve dünkü yazımızda sözünü ettiğimiz yeni gerçekler ortaya çıktı. Bu

Yazının Devamı

Irak'ın yeni gerçeği...

26 Aralık 2003

<#comment>
<#comment>
KUZEY Irak'taki Kürt yönetiminin "Irak Federal Cumhuriyeti Anayasası" ve "Kürdistan Anayasası" adı altında iki tasarıyı Irak Geçici Yönetim Konseyi'ne ve ABD'ye sunması, beklenmedik bir gelişme değil. Mesut Barzani ve Celal Talabani'nin kendi aralarında vardıkları mutabakat sonunda, bir süreden beri bu konuda çalışmaların yapıldığı biliniyordu. İki Kürt lideri de çeşitli demeçlerinde, Irak'a federal bir yapı vermek istediklerini de açıkça söylüyorlardı.
Merak edilen konu, bu hazırlıklarda nasıl bir federasyonun öngörüleceği idi. Irak muhabirimiz Namık Durukan'ın ele geçirdiği (ve dünkü Milliyet'te yayımlanan) iki tasarı, Irak'taki Kürt yönetiminin etnik temelde (Arap ve Kürt) iki kesimli, oldukça gevşek bir federasyon amaçladığını ortaya koyuyor. Bu sistem, Kürtleri kendi bölgelerinde hakim duruma getirdiği gibi, merkezi sistem içinde de onlara yönetimde etkin bir rol oynamak olanağını veriyor...
***
BU tasarının kabul edilip Irak'ın gelecekteki siyasal yapısını şekillendirmesi şansı nedir?
Bunun sadece bir "Kürt tasarısı" olduğunu unutmamalı. Buna tasarının Irak halkının diğer unsuru olarak saydığı Arap topluluğu ne der? Daha da önemlisi, Saddam

Yazının Devamı

Neden herkes hemfikir?

25 Aralık 2003

<#comment>
<#comment>
KKTC lideri Rauf Denktaş istediği kadar Annan planını bir "ahlaksız teklif" olarak nitelendirsin ve bunun müzakere edilemeyeceğini söylesin, gerçek şu ki dünya Kıbrıs sorununun çözümü için sadece bu planı geçerli sayıyor veya başka bir çıkış yolu görmüyor.
• Uluslararası camianın temsilcisi olarak kabul edilen Birleşmiş Milletler, (Güvelik Konseyi dahil) blok halinde Annan planının arkasında duruyor...
• Avrupa Birliği (gene blok halinde) bu planı sahiplenmiş durumda. O kadar ki, bu temelde gelecek mayısa kadar bir anlaşma sağlanamadığı takdirde, Kıbrıs adına Güney kesiminin üyeliğini kesinleştirecek ve Kuzey'i bunun dışında tutacak...
• ABD, Annan planının çözüm olarak esas alınması için devrede. Özel temsilci Thomas Weston bu amaçla ikna turlarını sürdürüyor...
• Rusya'nın, Çin'in, İslam ülkeleri dahil, Üçüncü Dünya'nın bu konuda sesi pek çıkmıyor; ama onlar da BM'nin girişimlerini destekliyor ve Annan planı çerçevesinde bir çözüm bekliyor...

Yazının Devamı

Libya örneği...

24 Aralık 2003

<#comment>
<#comment>
YILLAR boyunca devrimini kendine özgü yöntemlerle yürütmeye çalışan, bu arada ABD başta olmak üzere Batı'ya kafa tutan, uluslararası terörizme aktif destek veren ve ülkesini bir nükleer savaşa hazırlayan Libya lideri Muammer Kaddafi'nin, sonunda pes edeceğini kim tahmin edebilirdi?
Devrim liderinin, ülkesindeki tüm kitle imha silahları ve nükleer programlarına son vermeye, sınırlarını her türlü denetime açmaya ve ABD başta olmak üzere uluslararası camia ile işbirliği yapmaya karar verdiğine ilişkin açıklaması, gerçekten büyük bir süpriz oldu.
Dokuz ay süren gizli temaslardan sonra, Kaddafi eskisinden çok farklı (daha aklı başında ve gerçekçi) bir lider profili ile ortaya çıktı.
Tabii bu, bütün dünyayı sevindirecek ve rahatlatacak olan bir profil.
Ama şimdi bunun esas keyfini süren, onu yola getirmeyi başaran ABD ve İngiltere'dir.

Yazının Devamı