Irak'ta nasıl bir rejim?..

2 Mayıs 2003

Savaşı - nispeten - kolayca kazanan ABD'nin şimdi barışı kazanmakta zorlanacağını bizzat Amerikalılar da söylüyor. Nitekim bu yeni dönemde ABD'nin önünde üç hedef var: Birincisi, ülkede barış ve güvenliği sağlamak. İkincisi, yıkılan Irak'ın altyapısını ve ekonomisini yeniden canlandırmak. Üçüncüsü de, Irak'ı siyasal alanda yeniden yapılandırmak. Yani Saddam rejiminin yerine, ulusu birleştirecek, demokratik bir yönetim kurmak...Belki de bu üç misyonun en zor olanı da bu sonuncusudur.***BU ağır misyonu üstlenen General Jay Garner, işe başlarken ABD'nin Irak'a herhangi bir yönetim şekli "empoze etmek" niyetinde olmadığını, buna Iraklıların karar vereceğini söyledi.Yerinde bir söz. Ama ne ölçüde bağlayıcı? Irak halkının önemli bir kesimi (son günlerde sokaklara dökülen kitlelerin istediği gibi) ülkede İslami bir düzen kurulmasını talep ederse, Washington buna razı olacak mı?Iraklıları Saddam'dan "kurtarmak" ve özgürlüğe, demokrasiye kavuşturmak için bu savaşa giriştiğini ilan eden Bush yönetimi, işte şimdi böyle bir açmaz karşısında. Bir yandan Garner gibi, "Iraklılar ne isterse öyle olsun" diyenler var; öte yandan Savunma Bakanı Rumsfeld gibi de "İran tipi bir rejimin Irak'ta

Yazının Devamı

Irak'ta nasıl bir rejim?..

2 Mayıs 2003


<#comment>     BAŞKAN Bush'un Türkiye saatiyle bu sabahın erken bir saatinde Körfez'den dönen bir uçak gemisinden ulusuna hitap ederek, - "askeri operasyonlar" anlamında - Irak savaşının sona erdiğini resmen ilan etmesi bekleniyor. Başkan'ın bu konuşmasında vurgulayacağı bildirilen diğer bir nokta da, şu andan itibaren Irak'ın yeniden yapılandırılması aşamasına girilmekte olduğudur.
     Savaşı - nispeten - kolayca kazanan ABD'nin şimdi barışı kazanmakta zorlanacağını bizzat Amerikalılar da söylüyor. Nitekim bu yeni dönemde ABD'nin önünde üç hedef var: Birincisi, ülkede barış ve güvenliği sağlamak. İkincisi, yıkılan Irak'ın altyapısını ve ekonomisini yeniden canlandırmak. Üçüncüsü de, Irak'ı siyasal alanda yeniden yapılandırmak. Yani Saddam rejiminin yerine, ulusu birleştirecek, demokratik bir yönetim kurmak...
     Belki de bu üç misyonun en zor olanı da bu sonuncusudur.
     ***
     BU ağır misyonu üstlenen General Jay Garner, işe başlarken ABD'nin Irak'a herhangi bir yönetim şekli "empoze etmek" niyetinde olmadığını, buna Iraklıların karar vereceğini söyledi.

Yazının Devamı

Kıbrıs baharı...

30 Nisan 2003

Gerçekten bu, adadaki Türk ve Rum halklarına - ve de liderlerine - "ne iyi oldu da yıllardan beri bir duvar gibi dikilen Yeşil Hat açıldı" dedirten, tarihi bir gelişme...İlk kez Kıbrıs'la ilgili bir karar, "herkesi" birden memnun ediyor: Türk'ü de, Rum'u da; Ankara'yı da, Atina'yı da; BM'yi de, ABD'yi de, AB'yi de... Her eğilimdeki politikacıları da, toplumun her kesimindeki insanları da... "Karşı taraf"a hangi nedenle olursa olsun geçenleri de, onlar sayesinde para kazanan esnafı da...Yıllardan beri diplomatların yapamadığını şimdi halk başarıyor. "Halk diplomasisi" üstün geliyor...***BU gidiş - gelişler çok şey kanıtladı: Türk kesiminde insanların sefil olmadıklarını, Rumlara karşı düşmanlık beslemediklerini... Aynı şekilde, Rumların da Türkleri katletmek niyetinde olmadıklarını, vaktiyle Kuzey'den göç edenlerin iyi bir yaşam sürdüklerini ve ille de eski yerlerine dönmeyi düşünmediklerini...Kuşkusuz bu aşamada olayı "siyasileştirmeye" kalkışmak ve "işte iki devletin varlığı böylece tescil ediliyor" gibi sonuçlar çıkarmak doğru değil. Gene şimdiki "bahar havası"nın hemen yeni bir müzakere sürecine ve çözüme yol açacağını beklemek de yersiz.Yeşil Hattı açma kararında önemli rol

Yazının Devamı

Kıbrıs baharı...

30 Nisan 2003


<#comment>     KIBRIS'tan son günlerde TV ekranlarına yansıyan görüntüler, 3 yıl önce Türk - Yunan ilişkilerinde yaşanan "bahar havası"nı anımsatıyor.
     Gerçekten bu, adadaki Türk ve Rum halklarına - ve de liderlerine - "ne iyi oldu da yıllardan beri bir duvar gibi dikilen Yeşil Hat açıldı" dedirten, tarihi bir gelişme...
     İlk kez Kıbrıs'la ilgili bir karar, "herkesi" birden memnun ediyor: Türk'ü de, Rum'u da; Ankara'yı da, Atina'yı da; BM'yi de, ABD'yi de, AB'yi de... Her eğilimdeki politikacıları da, toplumun her kesimindeki insanları da... "Karşı taraf"a hangi nedenle olursa olsun geçenleri de, onlar sayesinde para kazanan esnafı da...
     Yıllardan beri diplomatların yapamadığını şimdi halk başarıyor. "Halk diplomasisi" üstün geliyor...
     ***
     BU gidiş - gelişler çok şey kanıtladı: Türk kesiminde insanların sefil olmadıklarını, Rumlara karşı düşmanlık beslemediklerini... Aynı şekilde, Rumların da Türkleri katletmek niyetinde olmadıklarını, vaktiyle Kuzey'den göç edenlerin iyi bir yaşam sürdüklerini ve ille de eski

Yazının Devamı

Herkes hazır mı?

29 Nisan 2003

Şarık Tara'nın bu periyodik buluşmaları şu sırada yeniden canlandırmak ihtiyacını hissetmesinin nedeni şu: Son aylarda özellikle Irak krizi Türkiye'nin gündeminin başına oturdu. AB işi geri plana itildi. Brüksel'den belirsizlik işaretleri gelirken, Ankara da kararsızlık içinde, sanki eski heyecanını kaybetmiş görünüyor. Oysa ki, Türkiye gerçekten AB ile bütünleşmeye niyetli ise, konuya yeniden sarılıp önümüzdeki haftalarda ve aylarda yoğun bir çaba göstermek durumundadır. Bunda AB Genel Sekreterliği kadar, devletin diğer kurumlarına, hükümete, parlamentoya ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor.***ASLINDA son günlerde bu çabalara ivme kazandırması gereken bazı cesaret verici işaretler geldi.Bunların başında AB Komisyonu'ndan Günter Verheugen'in, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 2005'in ortalarında başlayabileceği, üyeliğin de 2011 - 12'de gerçekleşebileceği yönündeki açıklamasıdır. Komisyonun en yetkili ağzından böyle "bağlayıcı" bir söz duymak gerçekten önemli.Ancak bunun için Türkiye'nin bu yıl içinde siyasi reformları Meclis'ten geçirmesi ve Kıbrıs konusunda ilerleme sağlayacak adımlar atması gerekir.Sungar ve Acet'in verdiği bilgiler, Genel Sekreterliğin reformlar

Yazının Devamı

Herkes hazır mı?

29 Nisan 2003


<#comment>     İŞADAMI Şarık Tara 3 yıl önce başlattığı bir geleneği, bir süre ara verdikten sonra yeniden sürdürerek, AB konusunda bir "beyin fırtınası" toplantısı düzenledi. Kırka yakın diplomat, işadamı, akademisyen ve yazarın katıldığı toplantının bu kez konuk konuşmacıları, AB Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar ve yardımcısı Büyükelçi Ahmet Acet idi.
     Şarık Tara'nın bu periyodik buluşmaları şu sırada yeniden canlandırmak ihtiyacını hissetmesinin nedeni şu: Son aylarda özellikle Irak krizi Türkiye'nin gündeminin başına oturdu. AB işi geri plana itildi. Brüksel'den belirsizlik işaretleri gelirken, Ankara da kararsızlık içinde, sanki eski heyecanını kaybetmiş görünüyor. Oysa ki, Türkiye gerçekten AB ile bütünleşmeye niyetli ise, konuya yeniden sarılıp önümüzdeki haftalarda ve aylarda yoğun bir çaba göstermek durumundadır. Bunda AB Genel Sekreterliği kadar, devletin diğer kurumlarına, hükümete, parlamentoya ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor.
     ***
     ASLINDA son günlerde bu çabalara ivme kazandırması gereken bazı cesaret verici işaretler geldi.
  &

Yazının Devamı

Irak'la iş yapmanın yolu ABD'den geçiyor...

26 Nisan 2003

Bu inisiyatifin başını çekenlerden biri de DEİK'e bağlı Türk - Amerikan İş Konseyi'dir. 1980'den beri faaliyette bulunan bu kuruluşun amacı Türkiye ile ABD arasında halen iki yönlü olarak 6.5 milyar doları bulan ticaret hacmini hızla büyütmektir.Ancak konsey Irak'taki son gelişmeler karşısında, Türk ve Amerikan işadamları arasında işbirliği için yepyeni bir alanın ortaya çıktığını görerek çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmaya başlamıştır.***TÜRK - Amerikan İş Konseyi Başkanı Dr. Vural Akışık, köşe yazarları ile düzenlediği bir sohbette, ilk müjdesini verdi: 5 Mayıs'ta Washington'da yapılacak olan Irak'ın yeniden yapılanması ile ilgili uluslararası bir toplantıya Türk müteahhitleri katılacak. Bu, konseyin koalisyona dahil çeşitli ülkelerin de bulunacağı bu toplantıyı düzenleyen Amerikan yetkilileri ile yaptığı temasların bir sonucu. Ayrıca gene konseyin inisiyatifi ile, daha önce Afganistan için yapıldığı gibi, Irak için de ABD firmalarının da dahil olduğu bir ortak inşaat komitesi, yakında Türkiye'de toplanacak...Dr. Akışık ve diğer konsey yetkilileri, mevcut bazı güçlüklere ve kısıtlamalara rağmen, Türkiye'nin Irak'ın yeniden yapılanmasında önemli bir yer alabileceğinden emin

Yazının Devamı

Irak'la iş yapmanın yolu ABD'den geçiyor...

26 Nisan 2003


<#comment>     TÜRK iş çevreleri, Irak'ın yeniden yapılanması sürecinde oluşacak yeni ticari ve ekonomik olanaklarından hatırı sayılır bir pay almak için kollarını sıvamış bulunuyor.
     Bu inisiyatifin başını çekenlerden biri de DEİK'e bağlı Türk - Amerikan İş Konseyi'dir. 1980'den beri faaliyette bulunan bu kuruluşun amacı Türkiye ile ABD arasında halen iki yönlü olarak 6.5 milyar doları bulan ticaret hacmini hızla büyütmektir.
     Ancak konsey Irak'taki son gelişmeler karşısında, Türk ve Amerikan işadamları arasında işbirliği için yepyeni bir alanın ortaya çıktığını görerek çalışmalarını bu yönde yoğunlaştırmaya başlamıştır.
     ***
     TÜRK - Amerikan İş Konseyi Başkanı Dr. Vural Akışık, köşe yazarları ile düzenlediği bir sohbette, ilk müjdesini verdi: 5 Mayıs'ta Washington'da yapılacak olan Irak'ın yeniden yapılanması ile ilgili uluslararası bir toplantıya Türk müteahhitleri katılacak. Bu, konseyin koalisyona dahil çeşitli ülkelerin de bulunacağı bu toplantıyı düzenleyen Amerikan yetkilileri ile yaptığı temasların bir sonucu. Ayrıca gene konseyin

Yazının Devamı