Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Şarık Tara'nın bu periyodik buluşmaları şu sırada yeniden canlandırmak ihtiyacını hissetmesinin nedeni şu: Son aylarda özellikle Irak krizi Türkiye'nin gündeminin başına oturdu. AB işi geri plana itildi. Brüksel'den belirsizlik işaretleri gelirken, Ankara da kararsızlık içinde, sanki eski heyecanını kaybetmiş görünüyor. Oysa ki, Türkiye gerçekten AB ile bütünleşmeye niyetli ise, konuya yeniden sarılıp önümüzdeki haftalarda ve aylarda yoğun bir çaba göstermek durumundadır. Bunda AB Genel Sekreterliği kadar, devletin diğer kurumlarına, hükümete, parlamentoya ve sivil toplum kuruluşlarına büyük görev düşüyor.***ASLINDA son günlerde bu çabalara ivme kazandırması gereken bazı cesaret verici işaretler geldi.Bunların başında AB Komisyonu'ndan Günter Verheugen'in, Türkiye ile üyelik müzakerelerinin 2005'in ortalarında başlayabileceği, üyeliğin de 2011 - 12'de gerçekleşebileceği yönündeki açıklamasıdır. Komisyonun en yetkili ağzından böyle "bağlayıcı" bir söz duymak gerçekten önemli.Ancak bunun için Türkiye'nin bu yıl içinde siyasi reformları Meclis'ten geçirmesi ve Kıbrıs konusunda ilerleme sağlayacak adımlar atması gerekir.Sungar ve Acet'in verdiği bilgiler, Genel Sekreterliğin reformlar yönünde hızlı bir çalışma içinde olduğunu gösteriyor. Yasalarda Kopenhag kriterleri doğrultusunda köklü değişiklikler getirecek olan "6. reform paketi" hazırlandı ve Adalet Bakanlığı'na verildi. Milli Güvenlik Kurulu'nun yetkileri gibi, "hassas konular"ı da içeren bu paketin, bir yasa önerisi haline getirilip yakında Meclis'e sunulması bekleniyor.Genel Sekreterlik AB'nin Katılım Ortaklığı Belgesi'ni esas alarak şimdi Ulusal Program üzerinde çalışıyor. Eğer hükümet bu programı da haziran ayında çıkartabilirse, AB'nin ekimde yayımlayacağı İlerleme Raporu, Türkiye'nin lehinde olabilir ve böylece 2004'e güçlü bir pozisyonda girilebilir.***VERHEUGEN'in Türkiye'nin üyeliği konusunda son söylediklerine sevinmemiz doğal; ama bunu hak etmek için gerekeni yapmak da şart.Toplantıda İKV'nin eski Başkanı Meral Gezgin Eriş'in belirttiği gibi, "Ankara çok acele etmeli, 2004'ün son tarih (deadline) olduğunun bilincine varmalıdır." Üstelik 2004 AB için de "zor bir yıl" olacak: Komisyon üyeleri değişecek, Avrupa Parlamentosu seçimleri yapılacak, yeni 10 ülke ile AB 25 üyeli bir topluluk olacak... Bu nedenle Türkiye'nin müzakere sürecinin başlamasını sağlamak için 2003'te içte reformları yürürlüğe koyarken, Kıbrıs'ta çözüm için harekete geçmesi gerekiyor.Çoğu zaman, "AB Türkiye'yi almaya hazır mı" diye sorulur. AB içinde buna hazır olan da var, olmayan da... Aynı şey Türkiye için de sorulabilir: Ankara üyelik için gerekeni yapmaya hazır mı? Doğrusu buna hazır olan da var, olmayan da... skohen@milliyet.com.tr İŞADAMI Şarık Tara 3 yıl önce başlattığı bir geleneği, bir süre ara verdikten sonra yeniden sürdürerek, AB konusunda bir "beyin fırtınası" toplantısı düzenledi. Kırka yakın diplomat, işadamı, akademisyen ve yazarın katıldığı toplantının bu kez konuk konuşmacıları, AB Genel Sekreteri Büyükelçi Murat Sungar ve yardımcısı Büyükelçi Ahmet Acet idi.