Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı


AB Kıbrıs adı altında adanın Rum kesimini üye olarak kabul etmekten vazgeçiyor mu?
Türk basınındaki başlıklara bakılırsa, AB bu yolda. AB diplomatları, böyle bir eğilimden ve hatta Güney Kıbrıs’ın 2004’te üye olacak ülkeler listesinin dışında tutulması olasılığından söz ediyorlar.
Bizim nüansların veya ayrıntıların büyük önem taşıdığı diplomasi haberlerini yüzeysel biçimde değerlendirme ve abartma huyumuz var. Kıbrıs’ın üyeliği konusunda basınımızda çıkan haberler (ki bu daha çok Reuter ajansının bir İngiliz diplomatına atfen aktardığı değerlendirmeye dayanıyor), bizce prematüre bir memnunluk yaratmıştır.
Gerçekten bu aşamada "Rum kesiminin AB üyeliğinin yattığını" söylemek için zaman henüz erken. Brüksel’deki muhabirlerin yazılarında işaret edildiği gibi, bazı diplomatlar böyle bir "eğilimin belirmekte olduğunu" söylüyorlar. Reuter muhabiri, konuştuğu kaynağın buna bir sebep olarak da, Türkiye’de seçim öncesinde, AB karşıtlarının eline koz vermemeyi gösterdiğini bildiriyor ki, böyle bir değerlendirmenin gerçeğe ne kadar uyduğunu da sormak lazım.
***
EVET, AB çevrelerinde Kıbrıs’ı şimdi bölünmüş hali ile üye yapmanın sakıncalarını ve risklerini görmeye başlayanlar var. AB bünyesinde bu artık açıkça tartışılıyor da.
Tabii bu önemli bir gelişme. Çünkü şimdiye kadar AB’nin resmi pozisyonu, çözüm olsun olmasın, Kıbrıs’ın (yani sadece Rum kesiminin) üye olarak kabul edileceği merkezinde idi. Reuter’in haberinden sonra Kıbrıs Rum (ve de Yunan) yetkilileri telaşlandı ve Brüksel’den açıklama istedi. AB makamlarının onlara aktardığı "resmi" yanıt, "eski pozisyonun değişmediği" şeklindedir.
Belli ki, şu sırada AB’de bu konuda kafalar karışık. Daha netleşmesi için birkaç hafta beklemek gerekecek. Kıbrıs’la ilgili İlerleme Raporu 9 Ekim’de açıklanacak. Gerçi raporun ana hatları hazır ve bunda Kıbrıs’ın (Rum kesiminin) üyelik için gerekli kriterlerin hepsine uyduğu belirtiliyor. Bu rapor 23 - 24 Ekim’de Brüksel’deki zirvede tartışılacak. Ama esas karar aralık ayında, Kopenhag zirvesinde verilecek.
Kuşkusuz nihai kararda sadece AB kriterleri değil, siyasal faktörler de dikkate alınacak. Yani Kıbrıs’ın bölünmüş hali ile üye yapılmasının açabileceği tehlikeli sonuçların belirleyici bir etkisi olacak.
***
AB’nin bu noktaya gelindiğinde çok sıkışacağı açık. Bir yandan Kıbrıs’a üyelik konusunda verilen söz ve Yunanistan’ın bu söz tutulmadığı takdirde AB’nin tüm "genişleme" politikasını engellemesi (yani diğer 9 ülkenin üyeliğini veto etmesi) olasılığı... Diğer yandan da adanın bölünmüş şekli ile üye olmasının yaratacağı gerginlikler ve de üyelik müzakereleri için tarih bekleyen (ve Irak krizi nedeni ile jeostratejik önemi daha da artan) Türkiye’yi kızdırmak ve uzaklaştırmak tehlikesi...
Bir Avrupalı diplomatın deyişi ile bu "AB’nin şimdiye kadar karşılaştığı en büyük açmazlardan biri" oluyor. Herhalde AB diplomasisi bu işin içinden çıkmak için, her zamanki gibi bir "orta yol" arayacak...
***
BU, AB’nin problemi. Türkiye ve KKTC ne yapmalı?
Türk tarafı bir yandan çözüm olmadığı takdirde de Güney Kıbrıs’a üyelik avantajının verilmesinden çıkacak sonuçlar üzerinde dikkatleri çekerken, bir yandan da çözümü veya uzlaşmayı hızlandıracak girişimlerini sürdürmelidir. AB karar anında, Türk tarafının çözüm için gerekeni yaptığını ve olumsuzluğun sorumlusu olmadığını görebilmelidir.
Güney Kıbrıs’ın tek başına AB üyeliği işte o zaman "yatar"...