Bunun çeşitli nedenlerinden biri - ve belki de şimdi en önemlisi - Amerikan siyasetinin "ağır topları"nın Iraka yönelik bir savaşa karşı çıkmasıdır. ABD Kongresinin güçlü seslerinin ardından Kissinger, Brzezinsky, Scowcroft, Gen. Clark gibi etkin isimler de, yönetime yeni bir Irak serüvenine girişmemesini tavsiye ediyorlar.Savunma analisti Robert Levinenin "Herald Tribune"deki yazısında belirttiği gibi, Başkan özellikle kasım ayında yapılacak Kongre seçimleri arifesinde, bu uyarıları dikkate almak zorunluğunu duyuyor. Bu nedenle - kim ne derse desin - işi biraz daha ağırdan almak eğiliminde görünüyor.Eğer gerçek bu ise, Türkiye de - 3 Kasım seçimlerine giderken - rahat bir nefes alabilecektir. Bir Türk yetkilisinin deyişi ile "dileğimiz ve beklentimiz bu yönde"...* * *BUSH yönetiminin Saddam rejimini devirmek için askeri müdahale dışında başka yollar aradığı da biliniyor. Diğer bir deyişle, Başkan Bağdatta bir rejim değişikliği için tüm opsiyonları zorlamaya niyetli. Ama bunları denerken de, askeri müdahale seçeneğini Bağdat üzerinde bir Damokles kılıcı gibi kullanmaya da kararlı...Ne var ki, Saddam da ABDnin karşılaştığı zorlukları kendi lehinde bir koz olarak kullanmaktan geri kalmıyor: Washingtonun Irakı vurmak konusunda tereddütleri gerek müttefiklerinden ve bölge ülkelerinden, gerekse şimdi kendi içinden gelen tepkiler nedeni ile artıyor... ABDnin Irak muhalif gruplarını ortak bir eylem için seferber etme çabaları pek başarılı olamıyor. (Önceki gün Berlindeki "kontrolsüz" Iraklı muhaliflerin Irak elçiliğini işgal etmesi gibi saldırıların yarardan çok zarar getireceği açık)... Bu arada Rusyanın Bağdat ile ilişkilerini geliştirme konusundaki çabaları da, Saddamı cesaretlendiriyor (Rusyanın Irakla 5 yıllık 40 milyar dolarlık bir ticaret anlaşması imzalamaya karar vermesi önemli bir gelişmedir)...* * *TÜRKİYE açısından savaşın önlenmesi, bildiğimiz çeşitli nedenlerden büyük önem taşıyor. Ancak Türkiye için Irak meselesinin ciddi bir başka boyutu var: Kuzey Iraktaki durum.ABD Irakı vursa da vurmasa da, bu sorun, Ankarayı çok yakından meşgul etmeye devam edecektir.Geçenlerde belirttiğimiz gibi, Ankaranın gözünde Kuzey Iraktaki iki grup arasındaki dengeler değişmiş, eskiden kendisine daha yakın olan Mesut Barzani bazı "sivri çıkışlar" ile Türkiyeyi karşısına almayı göze alırken, vaktiyle Ankaraya kafa tutan Celal Talabani ise daha dostça bir tavır almaya başlamıştır.Barzaninin yarının Irakı ile ilgili hazırladığı anayasa taslağında Irak Kürdistanına vermek istediği federal - hatta yarı bağımsız - statü ve bu arada "kendi başına buyruk davranışları", Türk yetkililerini çok rahatsız etmiştir. Halen devam etmekte olan bu "sinir savaşı"nın sona ermesi için bir fırsat var: Haftaya Barzaninin yardımcısı Hoşyar Zabari Ankaraya gelecek. Türk yetkililer, kendisine Türkiyenin hassasiyetlerini anlatacak ve gereken uyarıları yapacak.Barzani yönetimi, Irakın ve özellikle Kuzey bölgesinin şekillenmesinde Türkiyenin rolünü herhalde biliyordur. Diğer bir deyişle Barzani Türkiyenin desteğini kaybetme lüksüne sahip olmadığını anlamak durumundadır. Bunu kendisine yardımcıları gibi, bölgenin esas oyuncusu olan ABDnin hatırlatmasında büyük yarar vardır... skohen@milliyet.com.tr ABDnin yakınlarda Irakı vurması olasılığı şimdi daha zayıf görünüyor. Washingtondaki "şahinler"in en kısa zamanda askeri müdahale lehindeki sert sözlerine rağmen, son işaretler Başkan Bushun bu konudaki kararını ancak önümüzdeki yılın başlarında verebileceğini gösteriyor.