Bizde ise, bu "sıcak haber" her nedense TV ekranlarına hem daha geç, hem de "ikincil" haber olarak yansıdı. Beş kişinin ölümüne, 13 kişinin yaralanmasına yol açan bu terör saldırısı, ertesi günkü gazetelerde de adeta "sıradan haber" muamelesi gördü.Açıkçası bu konuda bir özeleştiri yapmak durumundayız: Medyamızın olayın ilk 24 saatinde, burnumuzun dibindeki öylesine önemli ve dramatik bir olaya karşı bu kadar "mesafeli" davranmasının nedenini anlamak gerçekten zor. Telaş yaratıp yabancı turistleri kaçırmamak kaygısı mı? Saçma; çünkü o gün yukarıda saydığımız dünyanın sayılı medya organları, olayı bütün ayrıntıları (ve görüntüleri ile) aktardılar.* * *Aslında medyanın, Kuşadası'nda olup bitenleri zamanında doğru şekilde verseydi, ilgili makamlar da hızlı bilgi akışını sağlasaydı, bu konuda zihinlerde bazı soru işaretlerinin ve kuşkuların yer alması da önlenirdi.Şu anda bile, yanıt bekleyen bir dizi soru var: Örneğin, iki hafta önce PKK'nın kendi yayın organları aracılığı ile böyle saldırılara girişeceğine dair yaptığı "uyarılar" ne ölçüde dikkate alındı? Özellikle Çeşme'deki olaydan sonra bölgede yeterli güvenlik önlemi alındı mı? Halen bu bağlamda ne yapılıyor?Sorgulanması gereken diğer bir konu da saldırının kimin taraından düzenlendiğidir: PKK'nın kendisi veya bir kolu (TAK) mu? Yoksa El Kaide'ye balğı bir grup mu? Dış basına göre yabancı uzmanlar da bunu soruyorlar. Kuşadası'ndaki minibüste İngiliz turistlerinin bulunması, hedefin "İngiltere" olabileceği ihtimali üzerinde de duruluyor.Eğer bu vahşeti düzenleyenler PKK veya TAK ise, amaçları turizmi çökertip Türk ekonomisini sarsmak, kendi varlıklarını kanıtlamak, Türkiye'yi uluslararası platformda sıkıştırmak olabilir. Kuşkusuz bu emellerin Türkiye'yi yıldırması söz konusu değil. Teröristlerin bu yoldan bir yere varamayacaklarını şimdiye kadar öğrenmiş olmaları gerekir. * * *Avrupa ve genelde dünya medyasının "terör" ve "terörist" terimlerini kullanış tarzı, doğrusu zihinleri karıştırmaya devam ediyor.Örneğin Kuşadası'ndaki eylemden snora, bazı İngiliz gazeteleri olayı "terör" olarak nitelendirmekle beraber, dilleri bir türlü "terörist" demeye varmıyor. Genelde Avrupa gazeteleri, eylemciler için "militan"dan "saldırgan"a (veya PKK'dan söz ederken "gerilla"ya kadar) farklı terimler kullanıyor.Oysa, PKK, ABD gibi AB ülkeleri tarafından "terörist" örgütler listesinde yer alıyor. Bu örgütün mensupları "terörist" sayılmaz mı?Bir İngiliz editör şöyle diyor: "Kafanızı kelimelere takmayın. Bakın biz son Londra olayında ve daha önce İRA'nın eylemleri sırasında terörist yerine başka başka terimler kullandık. Olay açıkça terör olunca, bunu yapanlara verilen isim o kadar önemli değil"...Peki, bu durumda olay gibi kişinin de adını koymak daha doğru değil mi? skohen@milliyet.com.tr Geçen cumartesi sabahı Kuşadası'nda minibüsteki patlamadan hemen sonra BBC, CNN başta olmak üzere dünyanın önde gelen TV ve radyo istasyonları, ayrıca büyük ajanslar, olayı birinci haber olarak duyurdular. Bu ilgi, günboyu yeni gelen ayrıntılar da verilerek devam etti. Ertesi sabah Avrupa gazeteleri de (özellikle İngiliz pazar gazeteleri) olaya geniş yer verdiler...